İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazanan Ekrem İmamoğlu, Cübbeli Ahmet olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü’nün seçimden bir gün önce yaptığı “Burada İmamoğlu meselesi yoktur.
Çok büyük oyun vardır. ‘Binali Bey’e ben kaybettirdim’ diyen, kimi kazandırdığını söylemiş oluyor ve haram işliyor. Fıkıhla fetva veriyorum” açıklamasına cevap verdi. İmamoğlu, “Bahsettiğiniz beyefendi hangi sıfatla bu hakkını kullanmış, haram ya da helal bunu bilemiyorum. Harama, helale karar verecek bir titri olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Ekrem İmamoğlu, Habertürk TV’de Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu “Türkiye’nin Nabzı” programına katıldı. 23 Haziran’da yeniden yapılan seçimi, “31 Mart’la kıyaslanacak bir gün değildi” diye değerlendiren İmamoğlu, “Bu sadece İstanbul seçimi olmaktan çıkmıştı, Türkiye’nin demokrasisi için çok önemli adımdı, gündü” ifadesini kullandı.
Belediye çalışanları arasında “parti militanı” gibi davrananlar olduğunu belirten İmamoğlu, “Trol belediye çalışanları istemiyoruz. Bazı ihbarlar neticesinde arkadaşlarıma gelen dosyalar var. İş hukukuna, ahlakına aykırı davranan varsa gereği yapılır” yorumunda bulundu.
Kendisinin de dindar olduğuna işaret eden Ekrem İmamoğlu, şöyle konuştu: ”Bu benim özelim ama ben de dindar insanım. Yaşama bakışımda herkesin inancına saygı duyan, giyimine, kuşamına bakmayan bir felsefem var. Yaşamım da siyasete bakışım da böyle. Dindar insan bana niçin oy vermesin? Dindar insan bizimle rahat eder.”
İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
ALTIN SANDIKLARIN ORTALAMASI SONUÇLARI VERDİ: Bir nevi o gün yaptıklarımızın, anlattıklarımızın karşılığını alma günüydü. Topluluktan motivasyonu en üst düzeyde görünce, oy kullandığım sandık, karşılaştığım insanların muazzam ilgisi, elbette sandık açılmasıyla beraber vücut bulmaya başladı. Bizim altın sandık dediğimiz sandıklar vardı. O sandıkların ortalaması bir nevi seçim sonuçlarını veriyordu. İstanbul’un 39 ilçesinde vardı bu sandıklar.
DEVLET YETKİLİLERİ DE AA’YA GÜVENMESİN:
Biraz istatistiğe dair göndermeler ve oradan aldığımız veriler, geri dönüşlerle sonucu tahmin edebiliyorduk. Onun için AA’nın 31 Mart gecesi tutumu, keza 23 Haziran’da bile tutarlı değildi, bir türlü sonuçlandıramadı seçimi. Biz sonucu netleştirdiğimizde ki, ANKA ajansta verileri netleştirmişti. Benim güvenimi sarsmıştır. Oradaki yöneticiler orada durduğu sürece güvenmeyeceğim. Bence hükümetin ve devletin yetkilileri de güvenmesin. Bugün bize yarın bu yanlışı bir başkasına yapar.
BU İŞİN BİRÇOK KAHRAMANI VAR: Bazı sandıklar Türkiye sonuçları veren karakteri de oluşturuyor. Bu işin birçok kahramanı var. Canan Hanım ve diğer kişiler olsun, hep birlikte kafa yorduk. İYİ Parti İl Başkanı da var. Yüzde 15 verileri girilmişti. Biz yaklaşık hissetmiştik. Altın sandıklardan yüzde 50-55’i girmiştik. Az çok hissetmiştik sonucu.
BELEDİYE ÇALIŞANLARIYLA İLGİLİ GELEN İHBARLAR VAR:
Sayın valimizle bir iki görüşme yaptık. Devir teslimi kendisiyle yapacağız. İster istemez insanlar katılım gösterecek. Mesai saatinin üstüne koyduk. Belediye çalışanlarıyla ilgili de belediyenin yönetimi anlamında da bir zihniyet devrimi yapacağız. Belediyenin çalışanı birisine laf yetiştiriyor. Bir partinin militanı gibi görevini yaparken birine hakaret ediyor, ben ya da başkası. Bütün çalışanlara şunu hatırlatacağız: Sizin maaşını ne bir partinin lideri ne ben vereceğim. Bu şehrin 16 milyon insanı veriyor. Trol belediye çalışanları istemiyoruz. Bazı ihbarlar neticesinde arkadaşlarıma gelen dosyalar var.
İŞ HUKUKUNA UYGUN DAVRANAN BAŞIM ÜSTÜNE:
İşletme fakültesi mezunuyum, iş hukukunu bolca okudum, insan kaynakları mastırı yaptım. İş gücünü, motivasyonu ne etkiler iyi biliyorum. Çalışanların kuruma aidiyet duygusunun ne anlama geldiğini iyi biliyorum. İş hukukuna uygun davranan, iş ahlakına uygun davranan herkesin yeri başım üstüne. İş hukukuna, ahlakına aykırı davranan, disiplini bozan, çalışmadan alın teri dökmeden maaşını alıyorsa, umarım hiç yoktur, varsa gereği yapılır.
MAKUL BİR FARKLA KAZANDIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM:
Ben yüzde 51’le Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildiğimde kimse hayal etmiyordu. Ben daha fazlasını bekliyordum. İnsanlarla bağ kuruyorsunuz ya, sokakta pazarda. Birçok ilçeye üç dört kez turladım. İnsanların bana verdiği enerjiden daha fazla beklentim vardı. Belki yüzde 11-12. Bu bir realist ölçüm olmayabilir, bir beklenti. İnsanlarımız siyasi reflekslerini kolay kolay değiştirmiyor. Sizi çok seviyor ama oyunu değiştirmesi için yeterli olmuyor. Makul seviyede bir farkla seçimi kazandığımızı düşünüyorum. Demokrasi korumak adına oy verenler oldu. Dolayısıyla Ekrem İmamoğlu’nu korumaktı bu.
ERDOĞAN’LA GÖRÜŞMEYLE CENTİLMENLİK YAPMAK İSTEDİM:
Şu sıkıntımız vardı, evet tanınmayla ilgili problemimizi aşmaya çalışsak da, medya bu konuda objektif davranmadığını herkes biliyor, elbette birkaç kanalı tenzih ediyorum. 31 Mart’a kadar olan kısımda bütün bu eksikliklere rağmen resmi Türkiye’nin devlet kanalı 6-7 defa rakibimizi çıkartıyor. Sayın Erdoğan’la yaptığımız görüşmeyle centilmenlik yapmak istedim. Benim ağzımdan tek bir kelime, iftira, kirli, insanları lekeleyen tek bir kelime duyulmamıştır.
BÜTÜN PARTİLERİN İL BAŞKANLARINI ZİYARET EDECEĞİM:
Benim işim İstanbul’u yönetmek, İstanbul’daki demokrasiyi yönetmek. Ben bütün siyasi il başkanlarını ziyaret edeceğim. Önce onlar gelsin demek hayır! Israrla kendilerini arayıp randevu talep edeceğim. Vermezlerse kendileri bilir. Elbette valimizi, garnizon komutanı işin geleneği ama diğeri gelenek değil. Bunu daha önce yaptım. Siyasi partilerin ilçe başkanlarını oturttum, sizin gibi moderatörlük yaptım. ‘Bana sorun, eleştirin’ dedim. Göreceksiniz bunu da yapacağız. Demokrasiyi tabanda var ettiğiniz zaman Ankara istediği kadar kaçsın, kaçamaz.
BELEDİYE ÇALIŞANLARI ZORLA MİTİNGE GÖTÜRÜLMEYECEK:
İstanbul’un istediği huzur, barış, güven ortamı, kavgasız ortam, sorunlarına çözüm bulan belediyecilik, partizanlığın olmadığı, liyakatin olduğu belediyecilik. Partizanlık damarına kadar işlemiş bu belediyenin. Mitinge götürülen personel var, yok bitti artık. Benim çalışanlarım mitinge gitmeyecek. Davet ederiz, ama bir Allah’ın kulu bile zorla götürülmeyecek. İstanbul Büyükşehir Belediye çalışanları, o kurum içine partizanlığı soktuğu an benim arkadaşım değildir. İsterse CHP adına bunu yapsın. Şehirde aidiyet duygusunu kuracağız.
HANGİ SIFATLA FETVA VERMİŞ?:
(“Cübbeli Ahmet” olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü’nün “Burada İmamoğlu meselesi yoktur. Bir figür vardır, arka plan vardır. Çok büyük oyun vardır. ‘Binali Bey’e ben kaybettirdim’ diyen, kimi kazandırdığını söylemiş oluyor ve haram işliyor. Fıkıhla fetva veriyorum” açıklaması) Bahsettiğiniz beyefendi hangi sıfatla bu hakkını kullanmış, haram ya da helal bunu bilemiyorum. Harama, helale karar verecek bir titri olduğunu düşünmüyorum. Onu Yaradan takdir eder. Bu tür insanların toplumun refleksini değiştireceğini düşünmüyorum.
DİNDAR İNSAN BİZİMLE RAHAT EDER:
Bu benim özelim ama ben de dindar insanım. Yaşama bakışımda herkesin inancına saygı duyan, giyimine, kuşamına bakmayan bir felsefem var. Yaşamım da siyasete bakışım da böyle. Dindar insan bana niçin oy vermesin? Dindar insan bizimle rahat eder. Ben belediye başkanlığı yaptığım dönemde o insanın mutlaka ve mutlaka inanılmaz derecede inanç değerlerine saygı gösteren, inanç değerleri üzerinden ona yardımcı olan, inancını en özgür bir şekilde yapmasına katkı sunan bir anlayışı göstereceğim. Sadece Müslüman vatandaşlarımız değil. İstanbul’da Hıristiyanı var, Musevisi var. Onlara saygı gösteren bir belediye başkanı.
VAKFA DERNEĞE DEĞİL TORPİLE KARŞIYIM:
Seçilmiş cemaat, vakıf, dernek, organik ilişkisi olan yapılar. Cemaatlerin faaliyetleri var. Bu ülkenin temel duruşlarına aykırı davranmayan faaliyetleri varsa İçişleri Bakanlığı vesaire iznini almış, ki yüzlerce yıllık tarikatlar var İstanbul’da, çok derin felsefesi olan. Görüştüğüm insanlar, yetkilileri oldu. İsimlerini vermem. Üç tane vakfı, beş tane vakfı çek al olmaz. Büyükşehir belediyesinin kaynaklarını birkaç vakfa niye aktaralım? Her vakfın, derneğin, kamu yaranına kurumun geniş, faydalı çalışmaları var. Vakfa, derneğe değil sadece torpile karşıyım.