Çinliler birine beddua etmek istediklerinde “Dilerim garip zamanlarda yaşarsın.” derlermiş. Öyle garip zamanlarda yaşıyoruz ki hangi Çinlinin bedduasını aldık, bilemiyorum.
Şairin dediği gibi “Ebu Cehiller kıtalar dolaşırken” modern çağ Müseylemeleri de ona tur bindirmekle meşgul. Bunlardan biri de “İhlaslı Hırsız”ların varakparesinde yazan “Fuat Uğur”(suz) denen DNA israfı genetik artık…
Bu şebek geçenlerde kustuğu yazısında Hocaefendinin intihara kalkıştığını anlatıp güya delil olarak da serum bağlandığı için moraran bir el resmini yazısına eklemişti.
Herifin yalanı daha yatsıyı bulmadan resimdeki elin sahibinin Suudi Arabistan’da yaşayan bir ihtiyara ait olduğu ve de oğlu tarafından resmi çekilip dua istemek maksadıyla tweetera konduğu anlaşıldı.
Üstelik bizim “kezzap”ın yazısından daha sonra haberi olan adamın oğlu attığı tweette iyice bir giydirip “Bu rejimden daha pisini, iğrencini görmedim.” yazdı.
Başka bir kullanıcı da “Herkesin gözü önünde yalan söyleme cesaretin, arsızlığın var ha? Türk rejiminin propaganda kolu ne kadar yalancı takımı olduklarını kanıtladı.” diyerek tepkisini dile getirdi.
Peki yalanı açığa çıkıp fara yakalanan tavşan gibi yolun ortasında kalan bizim yalancı ne cevap verdi dersiniz? Adam hiç utanıp sıkılmadan, özür falan dilemeden “Fake (Sahte) hesaplardan bana saldırıyorlar.” deyip işin içinden sıyrıldı.
Aslında bu Uğur(suz)un bunlar ilk yalanı değil. Adam yalanın Himalayalarında amuda kalkıp dolaşabilme kabiliyetine sahip bir lağım faresi…
Daha önce de bizim bazı Türk büyüklerinin hürmetle önüne yattıkları Rıza’yı Amerika’da sorgulayan savcı Bharara hakkında da fotoşoplu yalanlar atmıştı. Adamın aldığı bir plakete fotoşopla “Kimse Yok mu Derneği”nin logosunu ekleyip “Savcının cemaatle bağlantısı çıktı.” haberi yapmıştı.
Beyni pişik olmuş bu idrak yolları tıkanıklığından muzdarip yalancı, resmin orijinali yayınlandığında ne yaptı peki? Hiçbir şey, pişkin pişkin sırıtıp mürekkebini duburundan alan yazılarına devam etti.
Bunun meşhur yalanlarından biri de paylaştığı bir başka resimde bizim Faşo Ağayı İlhan Kesiciyle göstermesiydi. Aslında resimdeki kişinin İlhan Kesici değil Faşonun danışmanı olduğu ortaya çıkınca bizimkinde hala tık yoktu.
Bu “kezzap”lardan Ömer Özkaya denen tımarhane kaçkını ise katıldığı bir televizyon programında “Hocaefendinin yıllar önce vefat ettiğini ve yerine bir bilgisayar programının konulup canlı gibi konuşturulduğunu” iddia edecek kadar kafayı sıyırmıştı.
Daha geçenlerde ise Ak-it Tv’de Ali Tarakçı denen at hırsızı tipli çakal, heyecanla “Şimdi aldığım habere göre Fethullah Gülen yakalanıp Türkiye’ye gönderilmek üzere uçağa bindirilmiş. Sabaha karşı uçak inecekmiş.” deyip yalancılıkta çağ atlamıştı.
Üsküdar’da nice sabahlar olmasına rağmen uçak hala yere inmeyi başaramadı ama belki de milli ve yerli uçağımıza bindirildiyse o yüzden henüz inememiş olabilir, buna rağmen yine de bekleyenler varsa daha çok beklerler, benden söylemesi…
Aslına bakarsanız Kabataş yalanı gibi dev bir organizasyona başarıyla ev sahipliği yapmış lağım havuzu medyasından insanın bir beklenti sahibi olmasına gerek yok ama yine de gaza gelip “Acaba gazetecilikten bir gram nasipleri var mı?” diye bazen takip ettiğimiz anlar oluyor işte.
Siz siz olun bunların yazdığı, söylediği bir şeye sakın inanmayın, hem ne diyor mübarek kitabımız: “Size bir fasık haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın.”
Cümle kezzapların “garip zamanlarda yaşaması” duasıyla…yilmazhepcakar@gmail.com