Kanser hastası tutuklu Yusuf Özmen’in yumurtalığında başlayan kanser akciğerine sıçradı. Durumu kritik olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Eşi Aynur Özmen yardım çağrısında bulundu.
16 Şubat 2018’den beri tutuklu bulunan gıda mühendisi Yusuf Özmen’in (31), bir buçuk yıldır yaşadıkları inanılır gibi değil. O cezaevinden bu cezaevine, o hastaneden bu hastaneye şehir şehir dolaştırılıyor. Kanser gibi zor bir hastalıkla mücadele eden bir insana göz göre göre zulüm ediliyor.Hakkında 5 hastane ‘cezaevinde kalması risklidir’ raporu vermesine ve bu raporlarda yaklaşık 40 doktorun imzası bulunmasına rağmen yargılandığı Iğdır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Adli Tıp Kurumundan başka bir raporu kabul etmiyor.
TÜMÖR AKCİĞERİNE SIÇRADI
Üstelik Yusuf Özmen’in durumu artık oldukça ağır. Mayıs 2017’de tümörlü sol yumurtalığı alınmasına ve tedaviye cevap vermesine rağmen, yaşatılan sıkıntılar hastalığının yeniden nüksetmesine sebep oldu. Tümer önce böbrek üstüne oradan AORT damarına yakın bölgeye, şimdi ise akciğerine sıçramış durumda.Şu anda Erzurum H Tipi Cezaevinde bulunan Yusuf Özmen, mücadelesini cezaevi ortamında tek başına sürdürüyor, sürekli dilekçe yazıp çare arıyor. Geçtiğimiz hafta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ‘hak ihlali’ başvuru formunu doldurarak postaya verdi. Cevap gelir mi, başvurusu kabul edilir mi meçhul…
2 Mayıs 2019’da başvurdukları Anayasa Mahkemesi ise tedbir kararını kabul etti fakat henüz kendilerine ulaşmayan İstanbul Adli Tıp Kurumunun raporunu beklediklerini söyledi.
AYM’YE DE BAŞVURDUK
Ne yapacağını bilemeyen ve çaresiz kalan Yusuf Özmen’in eşi Aynur Özmen, “Hepsi kendilerinin götürdüğü hastaneler. 5 şehirdeki hastanede cezaevinde kalamaz raporu verdi. İstanbul Adli Tıp kalabilir diyor. Adli tıp, akciğerinden ameliyat olmasını istedi. Eşim bu şartlarda, riskli ve oldukça hassas olan bir ameliyat daha olmayı kabul etmediği için ‘cezaevinde kalması’ reva görülüyor. 5 hastane neden görmezden geliyor. Bu çelişkiyi AYM’ye sunduk” dedi.
EŞİNDEN YARDIM ÇAĞRISI
Iğdır 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 10 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırılan Yusuf Özmen’in cezasını İstinaf Mahkemesi 8 yıl 9 aya düşerek Nisan 2019’da onayladı. Dosyası şu anda Yargıtay aşamasında.İki hafta önce eşinin tekrar Erzurum Araştırma Hastanesine yatırıldığını ifade eden Aynur Özmen, “Mahkum odalarının şartları çok kötü. İzbe, temizlenmeyen bir yer. Eşyaları poşetlerin içinde yerlerdeydi. Eşimin morali çok bozuk. Artık ne yapacağımızı bilemiyoruz, biz de çok sıkıştık” ifadelerini kullanarak yardım çağrısında bulundu.
2014’TE GIDA MÜHEDİSLİĞİNDEN MEZUN OLDU
Yusuf Özmen, 2014’te Erzurum Atatürk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Yüksek lisan için hem Erzurum, hem Iğdır’a başvurdu. Iğdır Üniversitesine yerleşti. Yüksek lisans yaparken Iğdır’da bir dershanede halkla ilişkiler bölümünde iş buldu. 2012’de evlendiği eşi Aynur Özmen birlikte Iğdır’da yaşamaya başladılar. Dershaneler kapatılınca Erzurum’a geri döndüler.
2017’DE KANSER TEŞHİSİ KONULDU
Mart 2017’de yumurtalık kanseri teşhisi konulan Özmen için kemoterapi süreci başladı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Hastanesinde ameliyat oldu, 3 kür kemoterapi aldı. Ekim 2017’ye kadar doktorlar hastaneden çıkış vermediler. Tomografi, emar gibi bütün sağlık işlemlerini bu arada hep devlet hastanelerinde hallettiler.
2018’DE TUTUKLANDI
Tümör vücudundan temizlendikten sonra taburcu olan Yusuf Özmen 16 Şubat 2018’de Erzurum’da şehir içi kimlik kontrolünde gözaltına alındı. Hakkında 2016 Kasım’da örgüt üyeliğinden çıkarılan bir yakalama kararı olduğu söylendi. Onca resmi işlem yaptıran Özmen’in kendisi de eşi şok olmuştu. İki gün Erzurum’da, 9 gün de Iğdır Emniyet Müdürlüğünde gözaltında kaldı.11 gün sonra çıkarıldığı Iğdır 2. Ağır Ceza Mahkemesi uzun süredir arandığı ve kaçma şüphesi olduğu için Özmen’in tutuklanmasına karar verip Patnos Cezaevine gönderdi.Yusuf Özmen mahkemede buna itiraz etti: “Ben kaçmadım, hastaydım, tedavi oluyordum. Bunların hepsinin kayıtları var. Arandığımı bilmiyordum, bu süreçte hep hastanedeydim” dedi ama dikkate alınmadı.
O HALDE 11 GÜN NEZARETHANEDE TUTULDU
“Kanser hastası bir insan 11 gün nezarette tutuldu. O 11 gün boyunca çok sıkıntı yaşadı. Doğru düzgün yemek bile verilmedi” diyen Aynur Özmen, eşinin bundan sonra şehir şehir dolaştırıldığını anlatıyor.Patnos Cezaevinde 2 ay kalan Yusuf Özmen, şehirde onkoloji servisi olmadığı için Erzurum H Tipi Cezaevine gönderildi. Bu arada Patnos Devlet Hastanesi sağlık durumunu göz önünde bulundurarak yüzde 81 oranında cezaevinde kalması uygun değildir raporu düzenledi.Bu sırada hastalığı nüksetmiş ve ilerlemişti. Tümör böbrek üstüne, AORT damarına yakın bölgedeki lenflerine sıçradığı için geçen sene Kurban Bayramından bir gün önce Erzurum’dan Ankara İbni Sina Hastanesine götürülerek ameliyata alındı.
ANESTEZİ ETKİSİNDEYKEN YATAĞA KELEPÇELEDİLER
Aynur Özmen o günleri şöyle anlatıyor: “Çok ağır bir ameliyat geçirdi. Buna rağmen 5-6 gün zorla hastanede tutabildik. Daha anestezi etkisindeyken yatağa kelepçelediler. Çok ısrar ettik yapmayın diye. Ama hiçbir şekilde dikkate almadılar. Doktor iyileşmesi için yürütmeniz lazım dedi. İzin vermediler. Küçük odanın içinde yürütmeye çalıştık ama bir etkisi olmadı.”
İbni Sina Hastanesinden 6 gün sonra taburcu edilen Yuzuf Özmen, Sincan Cezaevine konulduğında ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumdaydı. Koğuş arkadaşlarının yardımıyla hayata tutundu. Sincan’da 8 ay kaldıktan sonra dosyası Patnos’ta açıldığı için tekrar oraya götürüldü. İki ay sonra yeniden Erzurum Cezaevine nakledildi.
4 ŞEHİR, 6 HASTANE GEZDİ
İstanbul Adli Tıp Kurumu raporu için Mayıs 2018’de iki gün İstanbul Metris Cezaevinde kalınca böylece orayı da görmüş oldu! Bir kanser hastası 1,5 yıl içinde Iğdır, Erzurum, Ankara, İstanbul arasında dolaştırılıp duruldu.Erzurum Atatürk Üniversitesi, Erzurum Adli Tıp Kurumu, Ankara İbni Sina Hastanesi, Ankara Numune Hastanesi, Patnos Devlet Hastanesi cezaevinde kalamaz raporu vermesine rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu Yusuf Özmen’in ölüm döşeğindeki bir insanın cezaevinde kalabileceği noktasında ısrarlı.Nedenini Aynur Özmen şöyle açıklıyor: “Kanser artık eşimin akciğerine sıçradı. İstanbul Adli Tıp akciğerinden ameliyat olmasını istedi. Eşim de geçirdiği ağır ameliyat ve zorlu şartlardan dolayı tekrar bir ameliyatı göze alamadı. Akciğer ameliyatının riskli ve hassas olduğunu herkes biliyor. Enfenksiyon oranı yüksek. Ama her şeye rağmen İstanbul Adli Tıp bu şekilde rapor verdi.”
Horasan’da yaşayan Aynur Özmen, “İki kızım var, biri beş yaşında, biri 1,5 yaşında. Ben sekiz aylık hamileyken eşim tutuklandı. Babası daha küçük kızını doğru düzgün göremedi. Tek başımıza mücadele ediyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık, biz de sıkışıp kaldık” diyor.