İngiltere’de, eski Dışişleri Bakanı ve Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, iktidardaki Muhafazakar Parti’nin lideri seçildi. Johnson yarın hükümeti kurmakla görevlendirilecek ve İngiltere’nin yeni başbakanı olacak.
Boris Johnson, Başbakan Theresa May’in görevi bırakma kararının ardından Muhafazakar Parti’nin meclis grubunda yapılan oylamalarda açık farkla ilk sırada yer almıştı.Bu oylamalarda ilk iki sırada yer alan Johnson ve Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt arasından son tercihi, Muhafazakar Parti’nin yaklaşık 160 bin üyesi yaptı.BBC Türkçe’deki habere göre, Johnson 92,153, Hunt ise 46,656 oy aldı.
‘HEDEFIM BREXIT VE CORBYN’İ YENMEK’
Boris Johnson teşekkür konuşmasında, “Partinin liderlik seçiminde kararınızın ne kadar bilgece olduğunu sorgulayacaklar olacaktır. Kimsenin bilgelik konusunda tekeli yok” dedi.”Partinin iki çatışmalı içgüdüyü uzlaştırması gerekiyor: Başkalarıyla ortak çalışmak ve demokratik öz yönetim” diyen Johnson, sözlerini şöyle sürdürdü:”Bu kampanyanın sloganı Brexit’i hayata geçirmek, ülkeyi birleştirmek ve [ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri] Jeremy Corbyn’i yenmek.Şüpheyle bakanlara şunu diyorum: Ülkeyi canlandıracağız, Brexit’i gerçekleştireceğiz.”
ABD Başkanı Donald Trump da Twitter hesabından yaptığı açıklamayla Johnson’ı kutladı.Trump, Johnson’ın “harika” bir başbakan olacağını belirtti.
İSTİFALAR BAŞLADI
Boris Johnson’un seçilmesinin ardından Britanya Eğitim Bakanı Anne Milton ve Adalet Bakanı David Gauke istifa ettiklerini duyurdu.Theresa May yarın Avam Kamarası’ndaki oturum sonrası istifasını Kraliçe 2. Elizabeth’e verecek.93 yaşındaki Kraliçe, daha sonra Boris Johnson’ı Buckingham Sarayı’na çağıracak ve onu hükümeti kurmakla görevlendirecek.Johnson daha sonra bakanlarını seçmeye başlayacak ve İngiltere’nin nükleer silahlarının şifrelerini öğrenecek.Johnson: İngiltere 31 Ekim’de gerekirse anlaşma olmadan AB’den ayrılacakBoris Johnson İngiltere’nin 31 Ekim’de, gerekirse anlaşma olmadan, Avrupa Birliği’nden çıkmasında kararlı olduğunu söylüyor.Johnson tüm bakanlarının baştan bu politikayı kabul etmeleri gerektiğini de belirtiyor.
Boris Johnson (solda), Milli Mücadele’ye karşı yazılar yazdığı için 4 Kasım
ALİ KEMAL KİMDİR?
Asıl adı Ali Rıza olan Ali Kemal, “Vatan Yahut Silistre” isimli tiyatro oyununun yazarı Namık Kemal’e olan hayranlığından dolayı eğitim yıllarında bu ismi aldı. Ali Kemal, 1867’de İstanbul’da doğdu.
Ali Kemal, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra 14 Ocak 1919’da yeniden faaliyete geçen Hürriyet ve İtilâf Partisi’nin genel sekreter oldu.
4 Mart 1919’da kurulan Birinci Damad Ferit Paşa hükümetinde Maarif Nazırlığı (Eğitim Bakanlığı), bu hükümetin iki ay sonra istifasının hemen ardından kurulan ikinci Damad Ferit Paşa hükümetinde ise Dahiliye Nazırlığı (İçişleri Bakanlığı) görevini üstlendi.
Bu görevde iken Kuva-yi Milliye ve Mustafa Kemal Paşa aleyhine peş peşe emirler yayımladı. İngiliz Muhipler Cemiyeti’nin kurucularından birisi oldu. Hükümet içinde çıkan bir anlaşmazlık yüzünden 26 Haziran 1919’da bakanlıktan istifa etti.
DARÜLFÜNUN’DA ÖĞRETMENLİK YAPTI
Darülfünun’da ders vermeye devam eden Ali Kemal, 1922 yılı mart ayında Darülfünun öğrencilerinin istifaya davet ettiği dört öğretmen arasındaydı.
Öğrencilerin verdiği kararın gerekçesi, hocaların, bağımsızlık, kutsiyet, milliyet hislerine yabancı oluşları, saldırgan şahsiyetleri ile kamu vicdanında mahkum edilmiş olmalarıdır. Öğrencilerin tepkileri üzerine Ali Kemal ve yazar Cenap Şahabettin, 3 Eylül 1922’de Meclis-i Vükela (Meclis) kararıyla görevlerinden uzaklaştırıldı.
Peyam-ı Sabah’taki yazılarında Kuva-yı Milliye’yi acımasız şekilde eleştirdi. Anadolu hareketini ve Mustafa Kemal’i İttihat ve Terakki’nin devamı olarak gördü.
Ancak 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz başarılı olduktan ve 9 Eylül’de İzmir’in kurtulmasından sonra 10 Eylül 1922’de “Gayelerimiz Bir İdi ve Birdir” başlıklı bir yazı yazarak yanıldığını açıkladı.
İZMİT’TE LİNÇ EDİLEREK ÖLDÜRÜLDÜ
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının akabinde Ankara Hükümeti geçmişte yazdıklarından dolayı İstanbul polisinden Ali Kemal’in tutuklanıp yargılanmak üzere Ankara’ya gönderilmesini istedi.
4 Kasım 1922 günü Teşkilat-ı Mahsusa (bugünkü MİT) mensubu birkaç kişi Ali Kemal’i Tokatlıyan Oteli’nde gittiği berber dükkânından kaçırarak Ankara’ya götüreceklerini bildirdi.
Ali Kemal, İstiklal Mahkemesine çıkarılacaktı. Gerçekte ise Ali Kemal, İzmit’te bölge kumandanı Sakallı Nurettin Paşa’ya teslim edildi.
Ali Kemal, Nurettin Paşa ile görüştükten sonra dışarı çıkarken kumandanlık karargâhı önünde bekleyen “genç subaylar” tarafından 6 kasım 1922’de linç edildi.
Kafası çekiçlerle ve taşlarla kırılarak öldürüldü. Linç edenler, Ali Kemal’den hıncını alamamış olmalılar ki, çıplak vücudu ayaklarına ip bağlanarak sokaklarda dolaştırıldı.
CESEDİ İSTASYONDA SEHPAYA ASILARAK TEŞHİR EDİLDİ
Dahası, parçalanmış cesedi, Lozan Konferansı’na giderken trenle İzmit’ten geçecek olan İsmet Paşa görsün diye istasyonda bir sehpaya asılarak teşhir edildi. İzmit’te defnedilen Ali Kemal’in mezarı, başına bir mezartaşı veya herhangi bir işaret konulmaması sebebiyle zamanla ortadan kayboldu.
Uzun araştırmalar sonunda 1950’lerde yeri tespit edilebildi.