Gün geçmiyor ki genelde havuz medyasının toksik sularından beslenen garip mahlukatlar yeni bir eblehliğe daha imza atmasın!
Boş bir sürahi kadar berrak ve kof beyinleriyle düşünüp sonra da icraata geçen bu part-time insancıklar en son Sinop sahillerinde görüldü.
Bir plajın girişine astıkları bez parçasına “Vatanı için savaşmayanlar plajımıza giremez. Türk ırkı var olsun.” yazan bu andavallar daha sonra valiliğin uyarısı üzerine yazıyı kaldırmışlar.
Aslına bakarsanız bu tür plaj magandaları ilk defa görülmüyor. Daha önce de Mudanya Belediyesi plaja Suriyelilerin girmesini yasaklamış, tepkiler gelince “Donla denize girip sahilde deveyle geziyorlar.” deyip bir nevi koydukları yasağa sıvama girişiminde bulunmuşlardı.
Kısa bir süre önce de Antalya Gazi Paşa Belediye Meclisi benzer bir yasak kararı almış ama belediye başkanının karşı çıkmasıyla yasak uygulanmamıştı.
Dünyanın her yerinde plajlara girmenin belirli kuralları olduğu doğrudur. Mesela bizim ülkemizde plaja girmeden önce yanınızda getirmeniz gereken 3 temel ihtiyaç maddesi bellidir. Bunlar yanınızda yoksa plaja girmeniz, girseniz de zevk almanız zordur.
Bunlardan birincisi zeytinyağlı sarma, ikincisi bir kamyon lastiğinden aparılmış şambrel, üçüncüsü ise tavladır. Şimdi bu akl-ı evveller sayesinde bir dördüncüsü daha çıktı: Vatan için savaşmak…
Eğer askerliğinizi uzun dönem ve komando olarak yapmışsanız plajın her türlü olanaklarından faydalanabilirsiniz. Eğer benim gibi kısa dönem yapmışsanız (8 ay) fazla açılmasanız iyi olur. Ne olur ne olmaz, cankurtaranlar boğulurken yüzünüze bakmayabilirler.
Ama esas benim merak ettiğim acaba bizim Faşo Tayyip‘in Amerika’daki kayıp mahdumu Burak ya da “Dalaksız” olduğu için “çürük“e çıkıp askere gidememiş ve şimdilerde başkanın uçağında turlar atan Ahmet Hakan gibiler acaba bu plajlara girebiliyorlar mı?
Bir de yetersiz bakiye “Okçu” Bilal ile damat “Berbat Albayrak” var ki onlar da parayı basıp bedelli askerlik yapanlardan. Maazallah bir savaş çıksa bizim Bilal Oğlan atına atlayıp yayını çektiği gibi kahpe düşmanın hakkından gelir, ondan hiç kuşkumuz yok ama plaja çadır kurabilir mi emin değiliz.
Şaka bir yana izledikleri “Derin Strateji“lerle kendi ülkelerinin içine ettikleri gibi Suriye’yi de çıkmaza sokup ellerinde milyonların masum kanıyla rahat rahat dolaşıp sağda solda nutuk atanlara edecek tek bir lafı olmayan, olsa da maçası sıkmadığı için konuşamayan bir takım kansızlar, gariban Suriyelileri hedef almışlar, işkembe-i kübradan sallıyorlar.
Gören de Türkiye’nin kara kaşına, kara gözüne vurulup turistik seyahat amacıyla ülkeye geldiklerini zannedecek. Senin başındaki kifayetsiz kazmalar yüzünden adamların ülkesi yıkıldı, milyonlar savaşta öldü, aileler parçalandı, çocuklar açlıktan ağlayarak son nefeslerini verdi, gencecik kızlar, kadınlar evladına verecek bir parça ekmek bulamadığı için senin ülkendeki kamplarda bedenlerini sattı, yaşlı kart zamparaların ikinci, üçüncü karısı oldu.
Tek göz evde hayata tutunmak için 20-30 kişi yaşamaya mecbur kalıp bir de açgözlü ev sahiplerine fahiş kiralar ödemek zorunda kaldılar. Eve ekmek götürmek için inşaatlarda köle gibi çalışıp iş bitince yarım yevmiyeye razı oldular.
Biraz da olsa insanca yaşamak uğruna çocuklarının bombalar altında gözlerinin önünde ölmesini görmektense atalarının yüzlerce yıldır yaşadığı topraklardan başka ülkelere göç etmek zorunda kalan bu insanlar senin için belki bir görüntü kirliliği olabilir ama inan esas kirli ve aşağılık olan sensin, o masumlar değil.
yilmazhepcakar@gmail.com