Resmi verilere göre, AKP döneminde hırsızlık yüzde 140 arttı. İstatistiklere göre, 1.5 milyon asayiş olayının üçte biri hırsızlık olaylarından oluşuyor. 2008’de 256 bin hırsızlık vakıası kayıtlara girerken, 2018’de bu rakam 600 bini buldu.
Konuyu günmede getiren CHP Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya, ekonomik sıkıntılarla birlikte artan işsizlik ve yabancı uyruklu sayısının çokluğunun da etkisiyle son yıllarda hırsızlığın artmasını Meclis gündemine taşıdı.Yılmazkaya, 2008-2017 yılları arasındaki hırsızlık vakalarındaki artışla ilgili TBMM’ye önerge sundu.
Yılmazkaya, resmi verilere göre hırsızlık vakalarında yüzde 140’lık bir artış olduğunu belirtti. “Son yıllarda artan hırsızlık vakalarının ülkemizde birinci sıraya yerleşen suç türü olduğunu” söyleyen Yılmazkaya, “mağdurların can ve mal güvenliğini tehdit eden olayların haber bültenlerini yoğun bir şekilde meşgul ettiği net bir şekilde görülmektedir” ifadelerini kullandı.Milletvekili Bayram Yılmazkaya’nın TBMM’ye sunduğu önergede yer alan bilgiler şöyle:
1,5 MİLYON ASAYİŞ OLAYININ ÜÇTE BİRİ HIRSIZLIK
“Ekonominin gün geçtikçe kötüye gittiği, işsizliğin her geçen gün artığı Türkiye’de önü alınamayan hırsızlık vakalarının her yıl artarak devam etmesi vatandaşın can ve mal güvenliğini tehdit eder bir noktaya gelmiştir” diyen Yılmazkaya, “Geçtiğimiz yıllarda meydana gelen 1,5 milyon asayiş olayının üçte birini hırsızlık vakalarının oluşturduğu, böylecehırsızlığın ülkemizde birinci sıraya yerleşen suç türü olma özelliğini taşıdığını” ifade etti.
İNSANLARIN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ KALMADI
Derlenen verilere göre, 2008’de 256 bin olan hırsızlık vakası, 2009’da 304 bin olurken, 2010’da bu rakamın 344 bin yükseldiği görülmektedir. Hırsızlık vakaları, 2011’de de artış göstererek 351 bin, 2012’de 405 bin, 2013’te ise 447 bine kadar yükselmiştir. 2017 yılında 600 bin dolayında olan hırsızlık vakası toplumu can ve mal güvenliği açısından tedirgin etmektedir.
YABANCI SAYISININ ARTMASI ETKİLİ OLDU
“Yetkili kurumların resmi kayıtlarına göre, Milletvekili olduğum Gaziantep İlinde ekonomik sıkıntılarla birlikte artan işsizlik ve yabancı uyruklu sayısının çokluğu hırsızlık vakalarının tetikleyen önemli nedenlerin başında gelmektedir” diyen Yılmazkaya;
“Resmi verilere göre, Türkiye’de 2008- 2017 yılları arasında hırsızlık vakaları yüzde 140’ın üzerinde artış göstermiştir. Uzmanlar, hırsızlık olaylarında yaşanan patlamayı toplumsal bozulmaya, ekonominin kötü gidişatına ve yasaların caydırıcı olmamasına bağlıyor.
Son yıllarda artan hırsızlık vakalarının ülkemizde birinci sıraya yerleşen suç türü olduğu, mağdurların can ve mal güvenliğini tehdit eden olayların haber bültenlerini yoğun bir şekilde meşgul ettiği net bir şekilde görülmektedir” ifadelerine yer verdi.Yılmazkaya TBMM Başkanlığına verdiği araştırma önergesinde şu gerekçelere yer verdi;
“Ekonominin gün geçtikçe kötüye gittiği, işsizliğin her geçen gün artığıTürkiye’deönü alınamayan hırsızlık vakalarının her yıl artarak devam etmesi vatandaşın can ve mal güvenliğini tehdit eder bir noktaya gelmiştir.Her geçen yıl büyük oranda artış gösteren hırsızlık vakaları sonrasında yüzbinlerce mağdur, kanuni boşluklardan dolayı sonuçlanamayan davalar, güvenlik güçleri tarafından yakalanan hırsızların onlarca hırsızlık dosyası olmasına rağmenyasal boşluklar nedeniyle adliyeden serbest bırakılması artık toplum tarafından datolere edilemez bir noktaya ulaşmıştır.Hırsızlık yapanların sadece bu suçla kalmadığı çoğu zaman hırsızlıkla beraber, yaralama ve can kaybı gibi vahşet olaylarının da yaşandığı medya aracılığıyla kamuoyuna yansımaktadır.
Ne yazık ki, çıkarılan kanunlar, arttırılan polis ve güvenlik görevli sayısı bu olayların yaşanmasına engel olamamaktadır. Yasalarımızda büyük boşluklar olduğu aşikâr!Geçtiğimiz yıllarda meydana gelen 1,5 milyon asayiş olayının üçte birini hırsızlık vakalarının oluşturduğu, böylece hırsızlığın ülkemizde birinci sıraya yerleşen suç türü olma özelliğini taşıdığı net bir şekilde görülmektedir.Yetkili kurumların resmi kayıtlarına göre, Milletvekili olduğum Gaziantep İlinde ekonomik sıkıntılarla birlikte artan işsizlik ve yabancı uyruklu sayısının çokluğu hırsızlık vakalarının tetikleyen önemli nedenlerin başında gelmektedir.Resmi verilere göre, Türkiye’de 2008- 2017 yılları arasında hırsızlık vakaları yüzde 140’ın üzerinde artış göstermiştir.
Uzmanlar, hırsızlık olaylarında yaşanan patlamayı toplumsal bozulmaya, ekonominin kötü gidişatına ve yasaların caydırıcı olmamasına bağlıyor.Derlenen verilere göre, 2008’de 256 bin olan hırsızlık vakası, 2009’da 304 bin olurken, 2010’da bu rakamın 344 bin yükseldiği görülmektedir. Hırsızlık vakaları, 2011’de de artış göstererek 351 bin, 2012’de 405 bin, 2013’te ise 447 bine kadar yükselmiştir.
2017 yılında 600 bin dolayında olan hırsızlık vakası toplumu can ve mal güvenliği açısından tedirgin etmektedir.Yılda 25-26 bin aracın çalındığı ülkemizde, günde çalınan araç sayısı ortalama 70-80 iken, İstanbul günlük 31 araç ortalamasıyla hırsızlığın en fazla yapıldığı il olarak ilk sırada yer almaktadır.
Araç hırsızlığı en çok Marmara Bölgesi’nde, en az Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanıyor. Aylık olarak bakıldığında ise İstanbul’da ayda yaklaşık 900-1000 araç, Ankara’da 250-300 araç çalınıyor.Her geçen yıl ürkütücü boyutlara ulaşanhırsızlık olaylarında Türkiye’de saatte 15-20 ev, işyeri soyuluyor, günlük rakam 400’ü aşıyor!Araştırmalara göre Türkiye’de hırsızlık kurbanlarının yüzde 80’i masrafları göze alıp evini değiştirmeyi tercih ediyor.Hırsızlık suçunu işleyenlerin yaş aralığına baktığımızda: %79’unu 20 yaş altı, %21’ini ise 20 yaş üstü oluşturuyor.Emniyet birimlerince suçlu yakalama oranlarında artış görülmesine rağmen her yıl yüzbinlerce insanın canını yakan hırsızlar, kısa süreli cezalarla serbest kalıyor.
Çaldıkları ziynet eşyaları ve paraların yanlarına kâr kaldığı hırsızların birçoğu ise serbest kalır kalmaz çalmaya devam ediyor.Çünkü Türkiye’de hırsızlık suçunun ciddi bir cezası yok.
Bu nedenle yakalandıktan kısa bir süre sonra cezaevinden çıkan hırsızlar, rahatlıkla çaldıkları mallara kavuşuyor. Türk Ceza Kanunu’nun basit hırsızlığı düzenleyen 141. maddesi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyor.Hukuki anlamda yargılamalar süratli gerçekleşmiyor, cezalar caydırıcı değil.
Türkiye bir ‘af ülkesi’ olduğu için cezaların bir şekilde süresinin azalacağına, paraya çevrileceğine dair inanç hep var. İşsizlik gibi iktisadi nedenler ve cezaların layıkıyla verilmemesi bu suçlardaki artışı beraberinde getiriyor.”