Birçok olay ve hâdiselerin cereyan ettiği ve bundan dolayı da önem ve ehemmiyeti diğer aylara göre fazla olan aydır. Hz. Peygamber (asm) tarafından fazileti hususunda birçok hadislerde şöyle anlatılmaktadır:Hz. Ali (ra) tarafından nakledilmektedir ki; Muharrem ayında bir sahabî Hz. Peygambere (asm) Ramazan ayından sonra en çok bana hangi ayda oruç tutmayı emredersiniz? diye sordu.Hz. Peygamber (asm): “Sen Ramazan ayından sonra oruç tutmak mı istersin? İşte o ay Allah’ın ayı olan Muharrem’dir. O günde Allah geçmiş bir gurup günahkârın ve yeni bir günahkâr gurubun tövbesini kabul eder” 1 buyurdu.Muharrem ayını diğer aylardan onu faziletli hale getiren hususlar içerisinde ve bilhassa onuncu gününde cereyan eden hâdiselerdir.
Onları da Hz. Peygamber (asm) hadis-i şeriflerinde şöyle açıklamıştır:
1. Hz. Adem (as), Aşure Günü’nde yaratılmıştır. Aynı günde Cennete girmiştir. Tevbesi ve affedilmesi aynı günde olmuştur.
2. Arş, Kürsî, Sema, Arz, Cennet, Cehennem, Güneş ve ay aynı günde yaratılmıştır.
3. Hz. İbrahim (as), Aşure Günü’nde doğmuştur. Yine Nemrut’un ateşinden aynı günde kurtulmuştur.
4. Hz. Nuh’un (as) gemisi Nuh tufanından aynı günde kurtulmuştur.
5. Hz. Musa (as), Firavun’dan o günde kurtulmuş ve düşmanı olan Firavun aynı günde Kızıldeniz’de boğulmuştur.
6. Hz. Eyüp (as), yaralarından Aşure Günü’nde şifa bulmuştur.
7. Hz. Yusuf (as), hapisten aynı günde kurtulmuştur.
8. Hz. İdris (as), Âli makama aynı günde yükselmiştir.
9. Hz. Yakup (as) ile oğlu Hz. Yusuf’un (as) mülâkatı aynı günde olmuştur.
10. Hz. Yunus (as), balığın karnından aynı günde selâmete ermiştir.
11. Hz. İsa (as), Semâ’ya o günde yükselmiştir.
12. Hz. Süleyman’a (as) mülk aynı günde verilmiştir.
13. Hz. Cebrail ve Hz. Mikâil aynı günde yaratılmışlardır. 2
Muharrem ayının içerisinde ve bilhassa onuncu gününde halk arasında aşûre adı verilen içerisinde en azından sekiz-on çeşit erzakın bulunduğu bir nevi tatlı olan bir yiyecek yapılır ve konu komşuya ikram edilimisi Cudi Dağı’nda oturduğu gün, gemiyi terk etmeden önce bir şükran ifadesi olarak gemide kalan erzak çeşitlerinden meydana getirilen bir nevi tatlıya benzer bir yemek yapmıştır. O günden itibaren devam ettirilen bu adet Hz. Nuh’un (as) adeti gereği icra edilmektedir.
Aşûre Günü’nün fazileti hakkında şu hadis-i şerifler nakledilmiştir:
“Allah rızasını umarak, kim Aşûre Günü’nde oruç tutarsa geçmiş senelerin günahına keffarettir.”3
“Aşure Günü yapılan iyiliğin sevabı bire yetmiş bindir.” 4
“Kim Aşure Günü aile efradına imkân sağlarsa Allah da bütün sene boyunca ona genişlik verir.” 5
Muharrem ayı, İslâm’ın zuhurundan önce de gerek Hz. Peygamber (asm) tarafından ve gerekse Câhiliye devri Arapları tarafından da hürmet edilen aylardandır. Hz. Peygamber (asm), peygamber olmazdan önce de bu ayda oruç tutmuşlardır. Peygamber olduktan sonra da Medine’ye hicret edinceye kadar oruç tutmuşlardır. Medine’ye hicret ettikten sonra da adetleri veçhile bir sene oruç tutmuşlar ve ashabına da tutmalarını emretmişlerdir. Ancak hicretin ikinci senesinde Ramazan orucu farz kılınınca Muharrem ayında ve Aşure Günü’nde oruç tutmaktan vazgeçmişlerdir. Ashabına da: “isteyen tutsun, dileyen bıraksın.” buyurdular.
Dipnotlar:
1- Gazalî, Mükaşefetü’l-Gulub, Mektebetü’l- Cumhuriyyeti’l-Arabiyyeti, Kahire-Ty, s. 289.
2- Gazalî, a.g.e. s. 289.
3- Gazalî, a.g.e. s. 299.
4- Gazalî, a.g.e. s. 299.
5- Gazalî, a.g.e. s. 299.
***
Aşure Günü’nde neler yapalım?
Merve Hanım: “Aşure Günü’nde neler yaşanmıştır?
Neler yapılması tavsiye edilir?”
Bu gün hicri takvimde Muharrem ayının 10’u. Yani Aşure Günü.Hazret-i Nuh (as) zamanından beri bütün Hak dinlerde makbul bir gün olan Muharremin onuncu gününde oruç tutmak, Yahûdiler için farz kılınmıştı. Peygamber Efendimiz (asm) önceleri Muharremin onuncu gününde oruç tutmuş, Yahudilere muhalefet olsun diye de bu gün nafile oruç tutmak isteyenlere ya bir gün öncesi ile, ya da bir gün sonrası ile birlikte oruç tutmalarını tavsiye buyurmuştur.Netice olarak, Muharremin onuncu günü bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile oruç tutmak sünnettir.Bunun dışında Muharremin onuncu gününe mahsus olarak yapıla gelen yıkanmak, gözlere sürme çekmek, süslenmek, kına yakmak, bayramlaşmak, hububat ile karışık aşûre pişirmek, sadaka vermek, mescitleri ziyaret etmek, kurban kesmek gibi davranışlar sünnet değil, mubahtır.Muharremin onuncu gününde “aşûre” adıyla bilinen aşı pişirmek ve dağıtmak, örfümüzce benimsenmiş güzel bir âdettir.
HAZRET-İ HÜSEYİN (RA) İÇİN DUÂ
Bedîüzzaman Hazretleri’nin “vak’a-i ciğersûz” diye nitelediği1 Hazret-i Hüseyin’in (ra) Kerbelâ’da şehit edilişi de, kaderin bir cilvesidir ki, Hicrî 10 Muharrem 61 yılında, yani bu gün vaki olmuştur.Muharremin onuncu gününün Şiâ için siyâsî önem ihtiva etmesi ve bir matem günü olarak ilân edilmesi de bundandır.Bu vesileyle; bundan bin üç yüz altmış dört yıl önce bu gün insafsızca şehit edilen ve Üstad Bedîüzzaman Hazretleri’nin (ra), Cevşenü’l-Kebîr’i ders aldığını bildirdiği iki imamdan birisi olan 2 Hazret-i Hüseyin’in (ra) Cennet-mekân ruhunu bu gün hayırla ve duâ ile analım.
AŞURE GÜNÜ’NDE ORUÇ
Buharî’de, Hazret-i Âişe’den de (ra) şöyle bir rivayet mevcuttur: Câhiliyet devrinde Kureyş Muharremin onuncu gününde (Aşûrâ gününde) oruç tutardı. Hicretten önce Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm da bu gün oruç tuttu. Medine’ye hicretlerinden sonra da Muharremin onuncu günü oruç tutmaya devam etti. Ashaba da bu gün oruç tutmalarını emretti. Ancak Hicretin ikinci senesi Ramazan orucu farz kılınınca Muharremin onuncu günü orucunu bıraktı. Artık dileyen bu orucu tuttu; dileyen tutmadı.
Hazret-i Âişe’den (ra) bir diğer rivayet de şöyledir: “Ramazan orucu farz kılınmazdan önce Müslümanlar Muharremin onuncu gününde (Aşûrâ gününde) oruç tutarlar ve Kâbe’ye yeni örtü örterlerdi. Cenâb-ı Hak Ramazan orucunu farz kılınca, Allah Resûlü Aleyhissalâtü Vesselâm: “Muharremin onuncu günü orucunu tutmak isteyen yine tutsun; tutmak istemeyen de tutmasın!” buyurdu. 4
TARİHTE BUGÜN
Aşûrâ gününe izâfe edilen bir hayli tarih vardır. Nice günler unutulmuş, geçmiş; ama bu gün unutulmamıştır. Yani bu gün, tarihe meydan okuyan gündür.Allah’ın Arşı, Melekleri, gökleri, yeri ve Hz. Âdem Aleyhisselâm’ı bu gün yarattığı; Hazret-i Âdem Aleyhisselâm’ın tövbesinin bu gün kabul edildiği; Hazret-i Nuh Aleyhisselâm’ın gemisinin Cûdî Dağı’na bu gün oturduğu; Hazret-i Yûnus Aleyhisselâm’ın balığın karnından bu gün çıkarıldığı; Hazret-i İbrâhim, Hazret-i Mûsâ ve Hazret-i Îsa Aleyhimüsselâm’ın bu gün doğdukları; Hazret-i İbrâhim Aleyhisselâm’ın Nemrut’un ateşinden bu gün kurtulduğu; Hazret-i Yakup Aleyhisselâm’ın oğlu Yûsuf Aleyhisselâm’a bu gün kavuştuğu; Hazret-i Eyüp Aleyhisselâm’ın hastalıktan bu gün şifâ bulduğu; Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm’ın kavminin Firavunun zulmünden bu gün kurtulduğu ve Firavunun bu gün denizde boğulduğu; Hazret-i Dâvud Aleyhisselâm’ın tövbesinin bu gün kabul edildiği; Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm’a bu gün mülk verildiği; Hazret-i Îsa Aleyhisselâm’ın bu gün gök yüzüne yükseltildiği rivâyetleri mevcuttur.Kaynak: Halil Elitok: YeniAsya