Türk futbolunda ‘Taçsız Kral’ denince Metin Oktay, ‘Kral’ denince ise akıllara direk olarak Hakan Şükür gelir. Türk futbolunun yetiştirdiği en önemli ve kariyerli golcülerinden biri olan Hakan Şükür, milli forma ile attığı 51 golle en yakın takipçisini ikiye katlamış durumda.
HASAN CÜCÜK- HABER-YORUM |
Son yıllarda ülkede esen zulüm rüzgarından nasibini alan isimlerden biri olan Hakan Şükür, çok sevdiği ülkesi ve futboldan ayrı yurt dışında yaşamaya devam ediyor. Sıradanlığın ödüllendirildiği Türkiye’de zaten kalitesiz olan spor programları iyice dibe vurduğu bir ortamda Hakan Şükür, açtığı Youtube kanalıyla futbol yorumlarına seviye ve kalite getirdi.
Futbola aşina olan herkesin hakkını teslim ettiği isimlerin başındadır Hakan Şükür ismi. Sadece Galatasaray taraftarı değil, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor’a gönül veren taraftarları da onun efendiliğine, futbolculuğuna söz söyletmez. Saha içindeki başarısı kadar saha dışı davranışları da Hakan Şükür adının saygıyla anılmasını sağladı. Spikerler en çok adını söyledi. Ercan Taner’in ‘Kim attı? Kral attı’ cümleleri hala kulaklarımızda yankılanır.
SANSÜRLEMEK ONU UNUTTURAMAZ
Zulüm sürecinde adı anılması yasaklar listesine girdi. Galatasaray’ın Avrupa kupaları veya A Milli Takım’ın maçları olduğunda yorumcular, Hakan Şükür adını anmamak için adeta kırk takla atmak zorunda kaldılar. Örneğin Cenk Tosun, Moldova karşısında 2 gol atıp, milli forma altında attığı gol sayısını 15’e çıkardığını söyleyen TRT spikeri, milli forma ile en çok gol atan oyuncunun adını söylememeyi tercih etti. 15 gol atan oyuncu göklere çıkarılırken, 51 gol atanı görmemek büyük ‘ustalık’ gerektiriyor. Bazı yorumcular ismini anmamak için ‘uzun boylu santrafor’ diyordu. Tam bir trajikomik durumdu yaşanan.
Sadece futbol yorumcuları sansür uygulamıyordu. Galatasaray tarihinin en büyük başarısı UEFA Kupası zaferi için hazırladığı klipte Hakan Şükür’ü yok sayıyordu. Yarı finalde Leeds’i deviren golleri atan, finalde Arsenal’e penaltı atan Hakan Şükür meğer yokmuş! Gerek Milli Takım gerekse Galatasaray formasıyla attığı goller hiçbir kanalda gösterilmeyen Hakan Şükür, uzun süren sessizliğini bozdu ve YouTube kanalı açarak düşüncelerini paylaşmaya başladı.
YOUTUBE KANALI HER GEÇEN GÜN BÜYÜYOR
Kanalı açalı bir hafta bile olmadan 20 bin aboneye yaklaşan ve çok olumlu yorumlar alan Şükür, genel olarak futbol gündemini yorumlayan videolarla takipçilerinin karşısına çıkıyor. Youtube yayınlarına A Milli Takım’ın Andorra ve Moldova maçlarıyla start veren Kral, Galatasaray’ın transferleri ve Fatih Terim’e verilen cezayla ilgili düşüncelerini ifade etti. Sık sık gündeme getirilen TRT ve Lig TV’de program yapmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Yine milletvekili maaşlarını ne yaptığını da Youtube yayınlarında açıkladı.
Hakan Şükür, TRT’de görev yapmasıyla ilgili şunları söyledi: “Milletvekiliyken TRT’de görev aldığım iddiası doğru değil. TRT’de görev yaparken milletvekili değildim. Bir dış yapım olarak ve sponsorlu olarak orada program yaptık. Bazen Sergen Yalçın’la çıktık; bazen Ömer Üründül, Mehmet Demirkol ve Erdoğan Arıkan ile… Belki de emsallerinin çok daha altında alarak TRT’de görev yaptım. Tekrar ifade etmek istiyorum; TRT’de görev yaparken milletvekili değildim. Ve bütün bunlar açık, seçik, kontratlı olarak herkesin gözünün önünde olan şeyler. Gizli bir durumumuz yok.”
Şükür, eski adıyla Lig TV’deki göreviyle ilgili de açıklamalar yaptı: “Dünün Lig TV’si, bugünün Beinsports’unda milletvekiliyken görev yaptığım doğrudur. Haftada bir gün, bazen özel durumlarda haftada iki gün çıktığım da oldu. Futboldaki başarılarım ve kariyerimle oradan teklif aldım. O zaman Lig TV’ye el konulmamıştı. Sahibi Mehmet Emin Karamehmet’ti. Özel bir teşebbüstü. Teklife ‘evet’ cevabı vererek başladım. Birçok milletvekilinin doktorluk, avukatlık gibi mesleklerini farklı şekillerde yapmaya devam ettiği bir ortamda bu teklife ‘evet’ dememin yasal olup olmadığına baktım. Yasal bir sıkıntı olmadığını öğrendikten sonra da kabul ettim. Özel bir kurumdu. Milletin cebinden çıkan bir şey söz konusu değildi. Aynen TRT’de olduğu gibi. TRT’de de bahsettiğim gibi tamamen sponsorlardan gelen paralardı. Bu tartışmaların çok bir anlamı yok ama ben kısa ve öz olarak kapatıp geçmek istiyorum.”
‘MİLLETVEKİLİ MAAŞIMI GÖREV YAPTIĞIM SÜRE BOYUNCA ALMADIM’
Hakan Şükür, zaman zaman milletvekili maaşının da sorulduğunu belirterek bu konuyla ilgili de açıklamalarda bulundu: “Ben bugüne kadar ne kazandıysam futboldan kazandım. Milletvekili maaşlarımı görev yaptığım süre boyunca almadım. Bunu CHP’deki, MHP’deki ve kendi partimdeki birçok arkadaş bilirler. Çoğunda da maaşlarımı onların layık gördükleri yerlere vermeye çalıştım. Maaşımı kimlere verdiklerime örnek gerekirse, Allah sabır versin, Soma ile Ermenek’teki maden şehitlerimizin ailelerini ve Türkmen kardeşlerimizi sayabilirim. Bunların makbuzları da bankada vardır. Maaşımı almadığım için kendi partimden de çok tepki aldım. ‘Sadece vekil maaşıyla geçinen arkadaşlarımız var. Maaş almadığını açık şekilde söyleme.’ demişlerdi. Ayrıca, iyi milletvekilliği yaptığımı ve bunu satamadığımı düşünüyorum. Siyaset biraz bunları satma işi. Benim bir ismim var. Bu yüzden yaptıklarımı dillendirmedim ve vekil maaşlarımı da almadım. Bunları da ihtiyaç sahiplerine verdim.” Şükür, videosunun sonunda, TRT, Lig TV ve milletvekilliği maaşıyla ilgili konulara cevap verdikten sonra hep futbolla takipçilerin karşısında olacağını ifade etti.
Hakan Şükür, Galatasaray’ın son durumunu ve transferleri değerlendirdiği son videosunda Fatih Terim’e verilen 4 maçlık cezayı da yorumladı. Cezanın 19.05’te açıklanmasının tamamen fecaat olduğunu belirten Şükür, şu değerlendirmelerde bulundu: “Fatih Terim o sözleri söylemeli miydi, haklı tarafları var mıydı, bunlar tartışılabilir. Ama ben bu cezanın verilmesine değil, aynı hareketin daha büyük suç teşkil edecek şekilde yapılıp ceza verilmemesiyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Yani ‘Yanımda silahım olsaydı hakemi vururdum’ diyen bir kulüp başkanına ceza verilmemesi, Fatih Terim’e ise ceza verilmesi… Bu cezanın 19.05’te açıklanması da tamamen fecaattir. Ben burada şunu da ifade etmek istiyorum: ‘Yöneteni yönetene bakın!’ Siz akıllı insanlarsınız. Bu cümlenin ne anlama geldiğini çözersiniz.”
Şükür, son alarak, herkesin bildiği ama çoğu kimsenin söylemeye cesaret edemediği şu tespitlerde bulundu: “Şu anda Türkiye’nin mevcut durumunu biliyoruz. Spor camialarını birbirine düşürecek bir zihniyet mi var diye düşünmüyor değilim. Her ne kadar bana ‘siyasete girme’ deseniz de spora siyasetin girdiğini sağır sultan bile biliyor. Başkanların atamayla geldiği, geniş kapsamlı kabulün olmadığı bir ortamda istediğiniz kadar futbol konuşun! Biz burada hangi değerlerle konuşup hangi tahminlerde bulunabiliriz?”