Norveç’in ünlü yönetmenleri Jørgen Lørentzen ve Nefise Ozkal Lørentzen, 15 Temmuz’un belgeselini çekti. İkili, Fethullah Gülen ve Tayyip Erdoğan’a röportaj teklif etti. Ancak “Allah’ın bir lütfu” isimli belgesel için Erdoğan konuşmak istemedi.
15 Temmuz 2016 günü yaşanan olaylar ve sonrasında devam eden bir dizi baskı ve hukuksuzluklar, Norveçli iki yönetmen Jørgen Lørentzen ve Nefise Ozkal Lørentzen tarafından ele alındı. Uzun süren araştırma ve röportajların ardından “En gave fra Gud (Allah’ın bir lütfu)” isimli belgeselin geçtiğimiz Perşembe günü Norveç’in başkenti Oslo’da galası yapıldı. Gala gösteriminden sonra yönetmenler Jørgen Lørentzen, Nefise Ozkal Lørentzen ve Ortadoğu Uzmanı Prof. Dr. Henri Barkey, katılımcıların sorularını yanıtladı.(sağdan sola) Jørgen Lørentzen, Henri Barkey ve Nefise Ozkal Lørentzen
“HER İKİ KİŞİYE DE TEKLİF ETTİK”
Belgeselde Nevşin Mengü, Can Ataklı, Ahmet Şık ve Merdan Yanardağ gibi gazetecilerle röportaj yapıldı. 15 Temmuz’a ilişkin Fethullah Gülen ve Tayyip Erdoğan’ı işaret ederek iki aktörün öne çıktığını ifade eden Jørgen Lørentzen, her iki isme de röportaj teklifinde bulunduklarını vurguladı. “Fakat bir kişi bu teklifi kabul etti” dedi.
“İHRAÇ LİSTESİNİ BİZ HAZIRLADIK”
Belgeselde Gülen ile yapılan röportaja yer alırken AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın röportaj vermek istemedi. Belgeselde bir dönemin Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile yapılan röportaja da yer verildi.Doğu Perinçek ile yapılan röportajda 15 Temmuz’un arka planına ilişkin çok önemli detaylar yer alıyor. Perinçek, 15 Temmuz’dan önce askeri bir darbe girişimi olacağını kendilerine yakın generallerden duyduklarını ve bu durumu Yeni Şafak gazetesi ve Rus siyasetçi Aleksandr Dugin üzerinden AKP iktidarına ilettiklerini belirtiyor. 15 Temmuz’dan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilenlerin kendi hazırladıkları listelerde yer alan isimler olduğunu vurgulayan Perinçek, bu isimlerin darbe girişi nedeniyle yargılanan isimlerle örtüştüğünü söylüyor.
Türkiye’nin 15 Temmuz’dan sonra Rusya’ya yakınlaştığını belirten Perinçek, Rusya’dan alınan S-400 savunma sistemlerinin NATO ve Amerika’dan gelebilecek bir saldırıya karşı bir önlem olduğunu vurguluyor.
ERDOĞAN’IN “ALLAH’IN BİR LÜTFU” SÖZÜ
15 Temmuz gecesi tuttuğu tutanakla tartışma konusu olan dönemin Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Serdar Coşkun’un, o gece saat 01.00 civarından yayınladığı bir tutanak üzerinde duruluyor.Savcı Çoşkun’un itiraf ettiği ve reddetmediği tunakta yaşanmamış olayların yaşanmış gibi gösterildiği ve bununda bir skandal olduğu vurgulanıyor.
Belgeselde özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 15 Temmuz’u “Allah’ın bir lütfu” olarak tanımlamasının üzerinde duruluyor. Ardından Erdoğan’ın, vatandaşları sokağa çıkması yönündeki talimatı ve askerlerin üzerine yönlendirmesi farklı bir bakış açısıyla irdeleniyor.
TESLİM OLAN ASKERİ ÖĞRENCİLERE LİNÇ
Belgeselde özellikle 15 Temmuz gecesi, Boğaziçi Köprüsü’nde dövülen ve öldürülen askerler üzerinde duruluyor. O gece ölen 250 sivilin dışında ölümlerinde olduğu vurgulanan belgeselde, askeri öğrencilerin köprüde öldürülmesi olayının hiç irdelenmediği üzerinde duruluyor. Sabah saatlerinde askeri öğrencilerin teslim olmasına rağmen polisin, köprüdeki linç girişime göz yumduğuna dikkat çekiliyor. Gazeteci Can Ataklı ile yapılan röportaj ise bu olayların SADAT gibi paramiliter gruplar tarafından yapıldığı iddialarına ve yorumuna yer veriliyor.Köprüde linç edilerek katledilen Hava Harp Okulu Öğrencisi Murat Tekin’in ailesiyle yapılan röportaj da belgeselde yer alıyor. Murat Tekin’in babası Sedat Tekin’in oğlunun katledildiği ana ait fotoğrafları gösterip arkasından da genç üniformasıyla çekilmiş fotoğrafını göstererek “Oğlumu böyle teslim ettim fakat böyle verdiler” ifadesi salondaki izleyicileri gözyaşlarına boğdu.
DARBECİLİKLE SUÇLANAN ASKERLE RÖPORTAJ
Ayrıca 15 Temmuz gecesi darbecilikle suçlanan askerlerle yapılan röportajlara yer veriliyor. Deniz Kuvvetleri’nde Askeri Gemi Komutanı olduğu ifade edilen eski bir subayın şu sözleri “Eğer darbeci olsaydık gemideki mühimmatlarla ne köprü kalırdı ne başka bir şey” dikkat çekiyor. Ayrıca belgeselde NATO’da görevli 4 subayla yapılan röportaja yer veriliyor.15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de AKP iktidarı tarafından uygulanan “Tenkil” sürecinde Avrupa’ya sığınan mülteci bir aile ile yapılan röportaja yer veriliyor. Mülteci aile, Türkiye’de karşılaştıkları hukuksuzluklar ve ülkeyi neden ve nasıl terk ettiklerini anlatıyor.
FETHULLAH GÜLEN İLE RÖPORTAJ YAPILDI
“En gave fra Gud” isimli röportajda 15 Temmuz davalarında bir numaralı sanık olarak gösterilen ve AKP iktidarının hedef aldığı isim olan Fethullah Gülen ile yapılan röportaja yer veriliyor. Gülen röportajda, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’deki bütün muhaliflere sert davrandığını hizmet hareketinin de günah keçisi olduğunu ifade ediyor. Türkiye’de demokrasinin yerleşmesi ve yaşanması adına bir dönem Erdoğan’ın desteklenmesi adına tavsiyelerde bulunduğunu belirten Gülen, bugünkü yaşanan olaylarda verdikleri desteğin cezasını çektiklerini ifade ediyor.
Olso’da galası yapılan belgesele, Türkiye Büyükelçisi’de davet edildi. Fakat Büyükelçi davete katılmadı. Herkese açık olan gösterimde AKP iktidarına yakın olduğu düşünülen bir kişinin soru cevap kısmında toplantıyı provoke etmeye yönelik soru sorması salonda tepkiye neden oldu.
15 Temmuz’a dair karanlıkta kalan olayların irdelendiği “En gave fra Gud” (Allah’ın bir lütfu) isimli röportaj, Norveççe anlatılıyor. Röportajların bir kısmı İngilizce ve Türkçe. Alt yazıların tamamı ise İngilizce hazırlanmış. Belgesel, Norveç, İsveç ve Danimarka’da gösterilecek.
BOLD –