İki aylık bebeğiyle gözaltında insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılan doktor Rana H, yurt dışına çıkmaya karar verdi. Sınırdan geçerken bebeğini valize koymak zorunda kaldı.
15 Temmuz’un ardından başlatılan Tenkil Süreci’nde 2 aylık bebeğiyle gözaltına alınan doktor Rana H, yaşadıklarını Advocates of Silenced Turkey’e (AST) anlattı. Genç doktor, bebeğini bir valize koymayı göze alarak zorluklarla dolu bir yolculuğa çıktı. 15 Temmuz sonrası yaşanan mağduriyetleri kayıt altına almak için projeler yürüten AST, onun ve ailesinin yaşadıklarını “Valizdeki Bebek” ismiyle kitaplaştırdı.
Tenkil Süreci’nde sosyal ölüme terk edilen binlerce kişi Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı. KHK hukuksuzluğundan dolayı yasal yollarla ülkeyi terk edemeyenlerin bazıları Meriç Nehri’nde can verdi. Doktor Rana H’nin hayatı da bir günde değişti.
“SÜTÜMÜ NEZARETHANE LAVABOSUNA SAĞDIM”
15 Temmuz günü eşiyle tatilde olan Rana H, tatil dönüşü ilk olarak eşinin işine son verilmesiyle şaşkına döndü. Ardından evine kendisini gözaltına almak için polisler geldi. Uzun tedaviler sonrası kavuştuğu bebeği henüz iki aylık bile olmayan Rana H, gözaltında geçirdiği günlerde itirafçı olmaya zorlandı. Bebeğini emziremediği için biriken ve kendisine dayanılmaz acılar veren sütünü nezarethane lavabosuna sağmak zorunda kalan genç doktor “‘Bari peçete verin!’ diye inledim ama kimse gelmedi” diyor.
“BAKAMIYORDUM BİLE…”
Sıkıntılı bir gözaltı sürecinin ardından serbest kalan ve yurt dışına çıkmaya karar veren Rana H. ve eşi yine zorluklarla dolu günler yaşadı. Sınırdan geçerken bebeğini valize koyması istendi. “Ne benim, ne de eşimin eli oğlumuzu valize koymaya gitmedi. Dayanamıyordum, bakamıyordum bile…” diyerek o anı anlatan Rana H’nin bebeğini annesi valize koydu. Hayatları, hayalleri, meslekleri ellerinden alınan doktor çift özgürlüğe ilk adımlarını bu şekilde attı.
ÖNCE ABD SONRA KANADA
Bir süre Gürcistan’da kalan çift önce Amerika’ya ardından da Kanada’ya geçti. Mülteci barınaklarının ardından yeni bir hayat kurmaya çalışan Rana H, “Anadolu İnsanı, diyerek adeta uhrevileştirdiğimiz insanların ne kadar acımasız ve yargılayıcı olabildiklerini gördük” diyor ve yarınlar için tek bir cümle kuruyor: “Umuyorum ve dua ediyorum ki kader, burada bize güzel bir gelecek hazırlamıştır.”BOLD –