Dokuz aydır kayıp KHK’lı eşi Mustafa Yılmaz ile emniyette görüşen Sümeyye Yılmaz, eşinden sadece “İyiyim. Tuttuğun avukatı istemiyorum” yanıtı alabildi. Yılmaz, görüşme sonrası DW Türkçe’ye konuştu.
Sümeyye Yılmaz, Ankara polisinin gece saatlerinde gelen telefonunun ardından önce savcıyla sonra da 245 gündür kendisinden haber alamadığı eşi Mustafa Yılmaz’la Ankara emniyetinde görüştü. Telefondaki polisten eşinin Karapürçek karakoluna teslim olduğunu sonrasında da Terörle Mücadele Şubesi’ne (TEM) götürüldüğünü öğrenen Yılmaz, polisin yönlendirmesiyle önce savcının kapısını çaldı.
Sümeyye Yılmaz, eşiyle ilgili hukuki sürecin başlatıldığını ancak bu süreçte eşinin yeni bir avukat isteyip istemeyeceğine de kendisinin karar vereceğini savcıdan öğrendi. Yılmaz, “İyi olduğunu söyledi. Zayıflamıştı. 20-25 kilo kadar. Elleri, cildi beyazlamıştı. Karanlıkta kalmaktan diye düşünüyorum. Elleri çok soğuktu. Belli ki kansızlık vardı. Yeterli beslenememişti. Hafif endişeliydi ama rahattı” diye konuştu.Sümeyye Yılmaz, görüşme sonrası eşinin nasıl ortadan kaybolduğunu, aylardır neler yaşadığını ve nasıl birden bire ortaya çıktığını ısrarla sormasına rağmen, kendisinden bilgi alamadığını anlattı.
“Eşim sadece bana bir yerde saklandığını söyledi. Ancak ben buna inanmıyorum. Eşim şu an bana bir şey anlatmıyor” diye yakınan Yılmaz, eşinin kaçırıldığında ısrar ediyor. Elinde eşinin başına torba geçirildikten sonra bir araca bindirildiğine dair video kayıtlarının olduğunu söyleyen Yılmaz, eşinin bir yerde sorgulanıp, ifadesinin alındığına inanıyor. Yılmaz, “O ifadeye de imza attırmışlar, videosunu çekmişler, işlemler tamamlandıktan sonra da resmi kurumlara teslim etmişler. Böyle düşünüyorum. Şu anda da gözaltında zaten” dedi.
“Hukuksuzluğu kabul etmiyorum”
Sümeyye Yılmaz. “Aylar sonra bir öğreniyorsunuz ki karakola teslim olmuş. Sonra eşiniz bir yerlerde saklandığını söylüyor. Bunlar beni endişelendiriyor” sözleriyle yaşadığı çelişkiyi anlatarak, eşinin kayboluşunun ve ortaya çıkışının etkin bir soruşturmayla aydınlatılmasını istiyor.Yılmaz, “Şimdi bir anda eşim, devlette. Bu insanın kaçırıldığına dair video kayıtları var. Ancak bu kamera kayıtlarıyla ilgili tarafıma açıklama yapılmadan eşim bir anda Karapürçek’te bir karakola teslim olmuş. Bu, hiçbir şekilde akla mantığa sığar bir şey değil. Ben bunu kabul etmiyorum. Hukuksuzluk kabul edilmez, ben de etmiyorum” dedi.
“Eşim neden avukat istemiyor?”
Kafasındaki çelişkileri eşi Mustafa Yılmaz’la da paylaşan Sümeyye Yılmaz, eşiyle görüşmesini “Eşim bunları kabul etmedi. Kamuoyu arkanda, yapılan hukuksuzluklar biliniyor dedim, dinlemedi. Avukatımız süreçte ilgilensin diye ısrar ettim, bana sadece –ben ne yapıyorsam ailem için yapıyorum- dedi” sözleriyle aktardı.Sümeyye Yılmaz, eşinin kendisinin avukat tutmak istediğini belirtti. Sümeyye Yılmaz, gerçekte ne olup bittiğinin yakın süreçte ortaya çıkmayacağı görüşünde. Yılmaz, “Çünkü çok iyi hazırlanmış bir kurgu var. Ve bunun üzerine devam ediliyor. Ancak eminim, eşime bunları yapanlar bir gün bağımsız mahkemelerce yargılanacaklar” çıkışı yapıyor.
“Mustafa Yılmaz kendi iradesiyle konuşmuyor”
KHK’lı kayıplarla ilgili hukuki süreci takip eden Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi de, Mustafa Yılmaz’ın ortaya çıktığı haberinden hemen sonra Mustafa Yılmaz’la görüşmek istedi ancak sonuç alamadı.İnsan Hakları Merkezi avukatı Mehmet Murat Atak DW Türkçe’ye “Beni değil ama daha önce Yılmaz’ın avukatlığını yapmış bir avukatı içeri aldılar. Mustafa Yılmaz da ona sadece teşekkür etmiş, görüşmek istemediğini söylemiş. Bence Mustafa Yılmaz bunu kendi iradesiyle söylemiş olamaz” diye konuştu.Atak, sekiz ayı geçen süredir kayıp bir kişinin psikolojik durumu için “çok büyük soru işareti” derken, “Yılmaz’ı bağımsız bir doktor görmeli ve raporunu ortaya koymalı. Biz ancak ondan sonra Yılmaz’ın kendi iradesiyle konuştuğunu düşünürüz” ifadesini kullandı.
“Devlet bize hesap versin”
Mustafa Yılmaz’ın annesi Nevim Yılmaz da “Devletin bize açıklama yapması lazım. Sekiz buçuk ayın hesabını vermesi lazım” çağrısı yaptı. Oğluna ne olduğunu öğrenmek için Adalet ve İçişleri Bakanlığı’nın kapısını aylardır çaldığını, AKP’li Naci Bostancı ile görüşmek için meclise gittiğini ancak oraya alınmadığını anlatan anne Yılmaz, “Ben çocuğumun suçlu olduğuna inanmıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nden adalet istiyorum. Yargılamayı güzel yapsınlar istiyorum” diye konuştu.
Af Örgütü de devrede
Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimiyle ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) işinden ihraç edilen altı kişi, Şubat 2019’da ortadan kaybolmuştu. Sonrasında 6 Ağustos’ta da bir kişinin ortadan kaybolduğu kayıtlara geçti. Ailelerinin, avukatlarının ve sivil toplum örgütlerinin polis tarafından kaçırıldığını öne sürdüğü bu kişilerden dördünün 28 Temmuz’da Ankara TEM’de gözaltında oldukları duyurulmuştu.Dört kişi 12 günlük gözaltıyı takip eden savcılık sorgularının ardından tutuklanmıştı. Tutuklamanın gerekçesi açıklanmazken, söz konusu dört kişinin de sorgularında avukatlara erişimin engellendiği belirtilmişti. Şimdi gözaltındaki Mustafa Yılmaz için de aynı sürecin işlemesi bekleniyor.Uluslararası Af Örgütü, Şubat 2019’dan beri kendilerinden haber alınamayan ve silahlı kişiler tarafından kaçırıldığı iddia edilen Gökhan Türkmen ve Mustafa Yılmaz için acil eylem çağrısında bulunmuştu. Af Örgütü, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e ulaştırdığı çağrısında, kayıpların ailelerinin bilgilendirilmesini ve konuyla ilgili soruşturmaların derinleştirilmesini istemişti.Hilal Köylü / Ankara© Deutsche Welle Türkçe