Ankara’daki Almanya Büyükelçiliği’nin avukatının ‘ajanlık’ suçlamasıyla gözaltına alındığı öğrenildi.
15 Temmuz darbe girişiminden beri ilişkilerin bir türlü iyileşmediği Almanya ile Türkiye arasında yeni bir krizin kapıda belirdiği iddia edildi.
Hatırlanacağı gibi 15 Temmuz’un ardından Die Welt muhabiri Deniz Yücel ve başka Alman vatandaşları tutuklanmıştı. Almanya sonrasında tutuklanan vatandaşlarının iadesi için Türkiye’ye defalarca çağrıda bulunmuştu.Alman Der Spiegel’in haberine göre, Ankara’daki Alman Büyükelçiliği’nin avukatlarından biri “ajanlık yaptığı” iddiasıyla gözaltına alındı.
Matthias Gebauer, Maximilian Popp ve Wolf Wiedmann-Schmidt imzalı haberde aktarılana göre Alman Büyükelçiliği’nin Türk avukatı, Almanya’ya siyasi sığınma başvurusunda bulunan Kürtler ve Gülen cemaati mensubu bazı kişiler hakkında Berlin’in isteği üzerine bilgi araştırması yapıyordu ve eylül ayında Ankara’da gözaltına alındı.
Spiegel haberinde Almanya hükümetinin, yaklaşık 50 Türkiye vatandaşı hakkındaki hassas bilgilerin Türk istihbaratı MİT’in eline geçtiğinden endişe ediyor.
Bu kişiler arasında Kürt azınlığa mensup önemli isimler ve Gülen hareketi destekçileri yer alıyor…
Ajanlık iddiasıyla gözaltına alınan avukatın, Türkiye’den gelip Almanya’ya iltica etmiş kişilerle ilgili polis ve savcılık makamlarına haklarında soruşturma olup olmadığı, dönmeleri durumunda tutuklanma ihtimalinin bulunmadığını sorduğu ifade ediliyor.
Spiegel, söz konusu avukatın, aldığı bilgileri Almanya Büyükelçiliği’ne aktardığını ve buradan da verilerin, Alman Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla ilticalar hakkında karar mercii olan Göç ve İltica Dairesi’ne iletildiğini söylüyor.
Haberde, Türkiye’nin, bu bilgileri iltica başvurusunda bulunan söz konusu kişileri taciz etmek ve hatta tehdit etmek için kullanabileceğine dikkat çekiliyor.
Alman devlet güvenlik servisinin, avukatın gözaltına alınmasıyla Türk istihbaratının eline bilgilerinin geçtiğinden endişe edilen kişileri açıkça uyardığı kaydediliyor.
Haberde, Alman Dışişleri yetkili makamının, gözaltıyı “akıl almaz” olarak nitelendirirken avukatın serbest bırakılması için çağrı yaptığını belirtiliyor.
Spiegel’e konuşan Dışişleri yetkilileri, avukatın faaliyetlerini “Avrupa çapında yaygın olan elçilik için uluslararası kabul görmüş ve bizim tarafımızdan büyükelçiliğe tartışmasız olarak müsaade edilen bir uygulama” savunması yapıyor.
Spiegel’in yazdığına göre dava, hükümet üyeleri tarafından “aşırı hassas” olarak sınıflandırılıyor. Haberde, “Bir yandan Alman hükümet kurumları Ankara tarafından Türk rejim muhaliflerini aktif olarak desteklemekle itham ediliyor, diğer yandan hükümet, avukatın uzun bir hapis cezasına çarptırılabileceği kaygısını taşıyor” deniyor.
Haberde Alman Büyükelçiliğinin, avukatın gözaltına alındığı eylül ayından bu yana serbest bırakılması için çalıştığından bahsediliyor. Alman Büyükelçisi, Türk makamlarına avukatın yaptığı soruşturmaların rutin bir operasyon olduğunu açıklamaya çalışmış ancak şu ana kadar iknada başarılı olamamış.
Almanya’da 2015 yılındaki sığınmacı akınıyla zirve yapan iltica başvurularının sayısı azalmaya devam ederken 2018’de Türkiye’den başvuruların sayısında ise 2 bin 172 kişilik artış kaydedildiği açıklanmıştı.
Alman İçişleri Bakanlığı verilerine göre 2018 yılındaki iltica başvurularında Türkiye vatandaşları 10 bin 655 başvuruyla İran ve Nijerya’nın ardından altıncı sırada yer aldı.