Türkan Elçi, dört sene önce öldürülen eşi Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin mirasına sahip çıkmakta kararlı. Elçi, “Vakıf çalışmalarımızda metanetli ve sabırlı bir yol izleyeceğiz” diyor.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Sur ilçesindeki tarihi Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015’te katledildi. O günden sonra Türkan Elçi için yitirdiği eşine ithaf ettiği “Ceket” şiirindeki dizelerde ifade ettiği gibi, günler 28’e bölündü. Tam da bugün Türkan Elçi’nin Tahir Elçisiz geçirdiği günler, dört yılı buldu.
Türkiye Türkan Elçi’yi, eşinin katıldığı bir televizyon programında “Bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile PKK silahlı siyasal bir harekettir” sözleri üzerine hakkında çıkarılan yakalama kararı sonrası gözaltına alındığında tanıdı. Türkan Elçi’nin, 21 yıldır yan yana durduğu eşi için tedirgin olduğu ilk gün o gün değildi ancak yine de endişesi gözlerinden okunuyordu.
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Şırnak Cizreli avukat Tahir Elçi, Kürt halkı için sembolik öneme sahip hukuk davalarında başı çeken ve bu davalara sonuna kadar sahip çıkan isimdi. Sayısız gözaltında kayıp, faili meçhul cinayet, zorla yerinden edilme ile işkence ve kötü muamele dosyalarında avukatlık yaptı. Kendisi de Cizre’de avukatlık yaptığı dönem işkenceye maruz kalmış, bu nedenle 1993 yılında Diyarbakır’a yerleşmişti.
“Vakıf benim üçüncü çocuğum”
Bugün Türkan Elçi için zamansız yitirdiği hayat arkadaşı Tahir Elçi’nin mirasını gelecek nesillere taşımak, önceliklerinden biri… Bu sene çalışmalarına başlayan Tahir Elçi Vakfı, bu iradenin bir ürünü. Temel ilke ve prensiplerinin Tahir Elçi’nin hukuk mücadelesi ve dünyaya bakış açısı üzerinde inşa edildiğini dile getirdiği vakıf, Türkan Elçi’nin tabiriyle onun “üçüncü çocuğu”… “Bir kadın doğurduğu çocuğunu nasıl bir hassasiyetle koruyup kolluyorsa ben de aynı hassasiyetle kurduğum vakfı korumaya çalışıyorum” diyor. Vakfın ilk icraati, “Sur İçin 1 Koli” kampanyası kapsamında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ihtiyaç sahibi 445 aileye gıda kolileri dağıtması olmuştu. Üç ayda bir yayımlanacak olan kültür-edebiyat-düşünce dergisi “Kırık Saat” ise Ekim ayında vakıf bünyesinde yayın hayatına başladı.
Tahir Elçi, avukatlığının yanı sıra hak ihlallerinin topluma duyurulmasındaki gerekliliğin farkındalığıyla İnsan Hakları Derneği, Uluslararası Af Örgütü, Türkiye İnsan Hakları Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine ve hatta kuruluşlarına da önayak olmuştu. Sivil toplum çalışmalarını önemsiyordu. Türkan Elçi de bugün sivil toplumun gücüne inanmaya devam ediyor. “Sivil toplum mücadelesinde iktidarların kendilerine özgü oluşturdukları retoriklerden uzaklaşılarak özgün mücadele alanlarına ulaşılabilir. Aksi takdirde hakkıyla bir şeyler üretilemez” demesi de bu öneme işaret ediyor.
Türkan Elçi, dört sene önce öldürülen eşi Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin mirasına sahip çıkmakta kararlı. Elçi, “Vakıf çalışmalarımızda metanetli ve sabırlı bir yol izleyeceğiz” diyor.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Sur ilçesindeki tarihi Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015’te katledildi. O günden sonra Türkan Elçi için yitirdiği eşine ithaf ettiği “Ceket” şiirindeki dizelerde ifade ettiği gibi, günler 28’e bölündü. Tam da bugün Türkan Elçi’nin Tahir Elçisiz geçirdiği günler, dört yılı buldu.
Türkiye Türkan Elçi’yi, eşinin katıldığı bir televizyon programında “Bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile PKK silahlı siyasal bir harekettir” sözleri üzerine hakkında çıkarılan yakalama kararı sonrası gözaltına alındığında tanıdı. Türkan Elçi’nin, 21 yıldır yan yana durduğu eşi için tedirgin olduğu ilk gün o gün değildi ancak yine de endişesi gözlerinden okunuyordu.
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Şırnak Cizreli avukat Tahir Elçi, Kürt halkı için sembolik öneme sahip hukuk davalarında başı çeken ve bu davalara sonuna kadar sahip çıkan isimdi. Sayısız gözaltında kayıp, faili meçhul cinayet, zorla yerinden edilme ile işkence ve kötü muamele dosyalarında avukatlık yaptı. Kendisi de Cizre’de avukatlık yaptığı dönem işkenceye maruz kalmış, bu nedenle 1993 yılında Diyarbakır’a yerleşmişti.
“Vakıf benim üçüncü çocuğum”
Bugün Türkan Elçi için zamansız yitirdiği hayat arkadaşı Tahir Elçi’nin mirasını gelecek nesillere taşımak, önceliklerinden biri… Bu sene çalışmalarına başlayan Tahir Elçi Vakfı, bu iradenin bir ürünü. Temel ilke ve prensiplerinin Tahir Elçi’nin hukuk mücadelesi ve dünyaya bakış açısı üzerinde inşa edildiğini dile getirdiği vakıf, Türkan Elçi’nin tabiriyle onun “üçüncü çocuğu”… “Bir kadın doğurduğu çocuğunu nasıl bir hassasiyetle koruyup kolluyorsa ben de aynı hassasiyetle kurduğum vakfı korumaya çalışıyorum” diyor. Vakfın ilk icraati, “Sur İçin 1 Koli” kampanyası kapsamında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ihtiyaç sahibi 445 aileye gıda kolileri dağıtması olmuştu. Üç ayda bir yayımlanacak olan kültür-edebiyat-düşünce dergisi “Kırık Saat” ise Ekim ayında vakıf bünyesinde yayın hayatına başladı.
Tahir Elçi, avukatlığının yanı sıra hak ihlallerinin topluma duyurulmasındaki gerekliliğin farkındalığıyla İnsan Hakları Derneği, Uluslararası Af Örgütü, Türkiye İnsan Hakları Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine ve hatta kuruluşlarına da önayak olmuştu. Sivil toplum çalışmalarını önemsiyordu. Türkan Elçi de bugün sivil toplumun gücüne inanmaya devam ediyor. “Sivil toplum mücadelesinde iktidarların kendilerine özgü oluşturdukları retoriklerden uzaklaşılarak özgün mücadele alanlarına ulaşılabilir. Aksi takdirde hakkıyla bir şeyler üretilemez” demesi de bu öneme işaret ediyor.
Türkan Elçi, dört sene önce öldürülen eşi Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin mirasına sahip çıkmakta kararlı. Elçi, “Vakıf çalışmalarımızda metanetli ve sabırlı bir yol izleyeceğiz” diyor.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Sur ilçesindeki tarihi Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015’te katledildi. O günden sonra Türkan Elçi için yitirdiği eşine ithaf ettiği “Ceket” şiirindeki dizelerde ifade ettiği gibi, günler 28’e bölündü. Tam da bugün Türkan Elçi’nin Tahir Elçisiz geçirdiği günler, dört yılı buldu.
Türkiye Türkan Elçi’yi, eşinin katıldığı bir televizyon programında “Bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile PKK silahlı siyasal bir harekettir” sözleri üzerine hakkında çıkarılan yakalama kararı sonrası gözaltına alındığında tanıdı. Türkan Elçi’nin, 21 yıldır yan yana durduğu eşi için tedirgin olduğu ilk gün o gün değildi ancak yine de endişesi gözlerinden okunuyordu.
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Şırnak Cizreli avukat Tahir Elçi, Kürt halkı için sembolik öneme sahip hukuk davalarında başı çeken ve bu davalara sonuna kadar sahip çıkan isimdi. Sayısız gözaltında kayıp, faili meçhul cinayet, zorla yerinden edilme ile işkence ve kötü muamele dosyalarında avukatlık yaptı. Kendisi de Cizre’de avukatlık yaptığı dönem işkenceye maruz kalmış, bu nedenle 1993 yılında Diyarbakır’a yerleşmişti.
“Vakıf benim üçüncü çocuğum”
Bugün Türkan Elçi için zamansız yitirdiği hayat arkadaşı Tahir Elçi’nin mirasını gelecek nesillere taşımak, önceliklerinden biri… Bu sene çalışmalarına başlayan Tahir Elçi Vakfı, bu iradenin bir ürünü. Temel ilke ve prensiplerinin Tahir Elçi’nin hukuk mücadelesi ve dünyaya bakış açısı üzerinde inşa edildiğini dile getirdiği vakıf, Türkan Elçi’nin tabiriyle onun “üçüncü çocuğu”… “Bir kadın doğurduğu çocuğunu nasıl bir hassasiyetle koruyup kolluyorsa ben de aynı hassasiyetle kurduğum vakfı korumaya çalışıyorum” diyor. Vakfın ilk icraati, “Sur İçin 1 Koli” kampanyası kapsamında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ihtiyaç sahibi 445 aileye gıda kolileri dağıtması olmuştu. Üç ayda bir yayımlanacak olan kültür-edebiyat-düşünce dergisi “Kırık Saat” ise Ekim ayında vakıf bünyesinde yayın hayatına başladı.
Tahir Elçi, avukatlığının yanı sıra hak ihlallerinin topluma duyurulmasındaki gerekliliğin farkındalığıyla İnsan Hakları Derneği, Uluslararası Af Örgütü, Türkiye İnsan Hakları Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine ve hatta kuruluşlarına da önayak olmuştu. Sivil toplum çalışmalarını önemsiyordu. Türkan Elçi de bugün sivil toplumun gücüne inanmaya devam ediyor. “Sivil toplum mücadelesinde iktidarların kendilerine özgü oluşturdukları retoriklerden uzaklaşılarak özgün mücadele alanlarına ulaşılabilir. Aksi takdirde hakkıyla bir şeyler üretilemez” demesi de bu öneme işaret ediyor.
Türkan Elçi, dört sene önce öldürülen eşi Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin mirasına sahip çıkmakta kararlı. Elçi, “Vakıf çalışmalarımızda metanetli ve sabırlı bir yol izleyeceğiz” diyor.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Sur ilçesindeki tarihi Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015’te katledildi. O günden sonra Türkan Elçi için yitirdiği eşine ithaf ettiği “Ceket” şiirindeki dizelerde ifade ettiği gibi, günler 28’e bölündü. Tam da bugün Türkan Elçi’nin Tahir Elçisiz geçirdiği günler, dört yılı buldu.
Türkiye Türkan Elçi’yi, eşinin katıldığı bir televizyon programında “Bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile PKK silahlı siyasal bir harekettir” sözleri üzerine hakkında çıkarılan yakalama kararı sonrası gözaltına alındığında tanıdı. Türkan Elçi’nin, 21 yıldır yan yana durduğu eşi için tedirgin olduğu ilk gün o gün değildi ancak yine de endişesi gözlerinden okunuyordu.
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Şırnak Cizreli avukat Tahir Elçi, Kürt halkı için sembolik öneme sahip hukuk davalarında başı çeken ve bu davalara sonuna kadar sahip çıkan isimdi. Sayısız gözaltında kayıp, faili meçhul cinayet, zorla yerinden edilme ile işkence ve kötü muamele dosyalarında avukatlık yaptı. Kendisi de Cizre’de avukatlık yaptığı dönem işkenceye maruz kalmış, bu nedenle 1993 yılında Diyarbakır’a yerleşmişti.
“Vakıf benim üçüncü çocuğum”
Bugün Türkan Elçi için zamansız yitirdiği hayat arkadaşı Tahir Elçi’nin mirasını gelecek nesillere taşımak, önceliklerinden biri… Bu sene çalışmalarına başlayan Tahir Elçi Vakfı, bu iradenin bir ürünü. Temel ilke ve prensiplerinin Tahir Elçi’nin hukuk mücadelesi ve dünyaya bakış açısı üzerinde inşa edildiğini dile getirdiği vakıf, Türkan Elçi’nin tabiriyle onun “üçüncü çocuğu”… “Bir kadın doğurduğu çocuğunu nasıl bir hassasiyetle koruyup kolluyorsa ben de aynı hassasiyetle kurduğum vakfı korumaya çalışıyorum” diyor. Vakfın ilk icraati, “Sur İçin 1 Koli” kampanyası kapsamında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ihtiyaç sahibi 445 aileye gıda kolileri dağıtması olmuştu. Üç ayda bir yayımlanacak olan kültür-edebiyat-düşünce dergisi “Kırık Saat” ise Ekim ayında vakıf bünyesinde yayın hayatına başladı.
Tahir Elçi, avukatlığının yanı sıra hak ihlallerinin topluma duyurulmasındaki gerekliliğin farkındalığıyla İnsan Hakları Derneği, Uluslararası Af Örgütü, Türkiye İnsan Hakları Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine ve hatta kuruluşlarına da önayak olmuştu. Sivil toplum çalışmalarını önemsiyordu. Türkan Elçi de bugün sivil toplumun gücüne inanmaya devam ediyor. “Sivil toplum mücadelesinde iktidarların kendilerine özgü oluşturdukları retoriklerden uzaklaşılarak özgün mücadele alanlarına ulaşılabilir. Aksi takdirde hakkıyla bir şeyler üretilemez” demesi de bu öneme işaret ediyor.