Eşini cezaevinde ziyaret ettikten sonra dönüş yolunda meydana gelen trafik kazasında iki kızını, babasını ve kayınvalidesini kaybeden Hatice Civelek KHK TV’ye konuştu.
Şimdi yalnız başına cezaevindeki eşinin tutuksuz yargılanması mücadelesini veren Civelek, “Önceden sadece işimi kaybetmiştim şimdi her şeyimi kaybettim. Düşünün iki evladınız ölüyor eşinize sarılıp ağlayamıyorsunuz.” dedi.
Civelek şunları söyledi;
“Eşim 20 aydır cezaevindeydi. Biz 7 Aralık açık görüşe giderken kaza geçirdik. Babam, kayınvalide ve iki kızım vefat ettim. İlk başta sadece işimi kaybettim diyordun. Sonra eşimi kaybettim. Her bir olay bir sonrakini hafifletir hale geldi. Şimdi babamı, evlatlarımı ve sağlığımı kaybettim. Bütün bunları aynı anda yaşamak oldukça zordu. Tek istediğimiz eşim gelsin. Biz karı koca yaşadığımız bu sıkıntıları birlikte atlatalım.”
‘Evladın vefat ediyor, eşinle sarılıp ağlayamıyorsun’
“Evladın vefat ediyor, eşinle sarılıp ağlayamıyorsun. Ne kadar zor bir şey. Elhamdülillah atlattık. En az sıyrıklarla olabilmesi için elimizden geleni yaptık. Yine de eşimin çıkması gerekiyordu. En azından tutuksuz yargılanması gerekiyordu. Tutuklu yargılanmaya devam etti. Bir buçuk ay sonrada maalesef 25 yıl ceza aldı. Bunun hiçbir sebebi yok. Makuliyeti yok. Bütün bunlar üst üste gelince hücrede kalan, evlatlarını kaybeden, eşi hasta yatakta yatan, annesini kaybeden birisinin yaşanılması kaçınılmaz olayı yaşadı. Psikolojisi bozuldu. Bu sarsılmanın üzerine ciddi psikolojik ataklar yaşadı.
Ben eşim için dayandım; amacım onu oradan çıkarmak
“Ben bu süreci o krizleri eşime atlatmak için dayandım, dayanıyorum. Her zaman kendime bir hedef, gaye belirledim. Şimdiki hedefim gayem eşimi oradan çıkarmak ve eski sağlığına kavuşmasına sağlamak.
“Ahiret inancı olan bir inan için her zaman iyi ki ahiret var diyorum. Burada kaybeden biz değiliz. Hiçbir şey kaybetmiş değiliz. Zahirde rızık kaybı olmuş, iş kaybı olmuş, eş kaybı olmuş, evlat kaybı olmuş gibi görünse de aslında her biri cennete atılmış tohum nazarında benim nezdimde. O yüzden kaybeden biz değiliz. Onlar ellerindeki zakkum çekirdeklerine baksınlar. O çekirdekleri ekmeyi bırakıp bir şekilde kendilerini ifade edip, artık bu sürecin durdurulması için bir şey yapmalıdırlar.”