Doç. Dr. MAHMUT AKPINAR-TR724.com
Bir Arap atasözü der ki: “Toz duman yatışsın, geçen at mı eşek mi belli olur”
Ortalık yatışmamışken sözümü söyleyeyim. Belki alınan, düşünen, uyanan olur da ülkenin cinnet sarmalından kurtulmasına bir nebze katkıda bulunuruz. Türkiye’de okumuş, yazmış, aydın görünümlü ama onursuz, omurgasız, ilkesiz, şahsiyetsiz ne çok kimse varmış!
Kime yöneltiyorum bu suçlamaları?
Zalim’e biat edip, O’nu alkışlayanlara değil! Onlar, bir yönüyle ruhunu satmış kuru kalabalıklar. Aklını cebine hapsetmiş, beynini midesine yedirmiş, vicdanını hasedine/husumetine boğdurmuş yığınlar. Onlar, yalanların peşinden şuursuzca koşan zombiler. Onlar, cambazı seyrederken cebini boşaltan hırsızı, ırzını kirleten namussuzu farkedemeyen temaşacılar. Yüksek sesle din tellallığı yapılırken ahlaka, mukaddesata tecavüz edilmesini görmeyen (veya gözünü yuman) idraksizler. Onlar mürailiği fazilet, hak yemeyi uyanıklık, vandallığı cesaret sanan, en büyük marifeti susmak olan sürüleştirilmiş kitleler. Onlar, devleti din edinen, diliyle olmasa da haliyle Allah’a şirk koşan teb’alar… Bu kesim kısa vadede düştüğü çukurdan çıkacak gibi görünmüyor. Kıpraşma var ise de hala ağır şekilde Hipnozun etkisindeler.
Sözüm, Erdoğan’ı zerre sevmedikleri, kendileri de düşünceleri, yaşam tarzları nedeniyle baskılandıkları, soruşturmalara maruz kaldıkları halde, sırf kendileri gibi düşünmüyor diye milyonlarca insanı muktedirin diliyle suçlayan AKP muhaliflerine. Lafım KHK’lıların emeğini yok sayan solculara! Hak, Hukuk, insan hakları namına eylemi olmayan pelte kıvamındaki liberallere!
Şükrolsun ki ülkemizden iki elin parmakları kadar cesur insan çıktı. Konuya ideolojk değil, insani bakan bir avuç yiğit adam canhıraş çalışıyor. Ama yetmiyor. Hasar, yıkım çok büyük. Zulüm çok yaygın. Milyonlarca insan mağdur, aç, perişan, işsiz, hapiste.
Erdoğan, topluma pazarladığı ve aydınlatmaya asla yanaşmadığı 15 Temmuz ile tek adam haline geldi. Ürettiği F.TÖ üzerinden ise istediğini suçlayabiliyor; susturabiliyor. Ses çıkaran herkesi F.TÖ çuvalına sokup “terörist” ilan edebiliyor. Öyle kullanışlı çuval ki, içine ABD’li bir Papazı atıyor, oluyor. Bir Alman gezeteciyi tıkıyor, uyuyor. CHP’liyi koyuyor, yutuyor. Cumhuriyet yazarlarını koyuyor, gidiyor. Cemaatten hazzetmeyen, ama zulme karşı çıkan Alpaslan Kuytul’u koyuyor, oluyor. Öyle geniş bir çuval ki generallerin yarısını, yargıçların üçte birini, sağdan-soldan bütün gazetecileri, aydınları, akademisyenleri, öğretmenleri, esnafları yutuyor ve doymuyor.
Maalesef bu çuvalı Erdoğan’ın eline toplum verdi. 15 Temmuz’u sorgulama, irdeleme cesareti gösteremeyen aydınlar verdi.
O nedenle sözüm, 82 yaşındaki abdestini tutamayan Mustafa amca “terörist” diye hapse atılırken “ayıptır, günahtır; bu yaşlı adamdan terörist olmaz!” diyemeyen sözde Erdoğan karşıtlarına!
Sözüm, Hukukta, dinde, vicdanda yeri olmadığı halde doğumhaneden alınıp bebeğiyle hapse konan annelere ses veremeyen sözde kadın hakları savuncularına!
Sözüm, hapiste büyüyen 864 bebek hakkında iki kelam etme cesareti gösteremeyen analara, babalara, çocuk haklarını savuncularına!
Sözüm, ağaçta mahsur kalan kediyi gündem yapıp, insanlara yapılan en ağır işkenceleri, eziyetleri ifade edecek yüreği olmayan insan ve hayvan hakları savunucularına!
Sözüm, toplumu aydınlatması gerekirken Yeni Kapı’da Menemen testisi gibi Erdoğan’ın arkasına dizilip ona tek adamlaşma yolunu açan siyasetçilere!
Aradan 3.5 yıl geçti. Seküler, solcu, Kemalist, liberal, milliyetçi hatta Kürtçü aydınlar, yazarlar hala yaşanan ağır zulme, soykırıma: “ama, fakat, onlar da…” gibi cümlelerle başlıyor. Delikanlıca çıkıpta “suçlular elbette yargılansın, 15 Temmuz aydınlatılsın; ama bir milyondan fazla kişinin “terörist” ilan edilmesi hayatın olağan akışına, akla mantığa ters!” diyemiyorlar. Bankaya para yatırandan, çocuğunu okula gönderenden, gazeteye abone olandan terörist olmaz” diyemiyorlar.
Niye?
Çünkü, o okullardan, o gazetelerden, o bankadan hazzetmiyorlardı. Çünkü, tarafgirliklerinin altında kalıp eziliyorlar. Çünkü, vicdanlarını ideolojilerine feda ediyorlar. Çünkü, herkes kendi mahallesinin mahkumu ve oradan çıkıp “öteki” mahalleyi göremiyor!
Rahmetli Cemil Meriç ne güzel demiş: “ideolojiler idraklere giydirilmiş deli gömlekleridir”
* * *
İşin tuhafı bu kesimler bir taraftan 15 Temmuz retoriğinde tam destek verdikleri Erdoğan dayak yiyorlar; öte yandan izah edilemez bir naiflik içinde: “Ama F.TÖ’nün siyasi ayağına operasyon olmadı!” “F.TÖ ile gerçekten mücadele edilmiyor?” diye kaşınıyorlar.
Cemaatten soruşturma geçirmeyen, tutuklanmayan kalmadı. Ama Erdoğan F.TÖ söylemini terk etmeyecek! Kendisine müthiş imkanlar sunan bu enstrümanı muhalefet bile kullanırken, ahmak mı ki bıraksın!
Son dönemler Erdoğan zorda. Zira altı boşalıyor, içte-dışta iktidarına yönelik eleştiriler artıyor. Öte yandan yeni partiler, aktörler çıkıyor. Yakında F.TÖ’nün siyasi ayağına operasyonlar başlayabilir!
Sizce kimlere operasyon olur?
Elbette iki çocuğunu cemaat kurumlarına gönderen kendine yapmaz! Fatih Koleji mezunu damada da yapmayacak! Gülen’le aynı masada yemek yiyen Burhan Kuzu’ya, Pensilvanya’ya ziyarete giden Hakan Fidan’a da yapmaz!
Ama mesela, umut olması beklenen siyasetçilere F.TÖ’den operasyonlar olabilir. Davutoğlu (Erdoğan’ın talimatıyla olsa da) Gülen’le görüştü; operasyona pek bi müsait! Pekala Babacan’a da bir F.TÖ kulpu uydurulur.
Hatta “siyasi ayak” diye Abdullah Gül’ü tutuklasa kim ne diyecek?
CHP’den İYİ partiye, Babacan’a, Davutoğlu’na, AKP’ye oy vermeyen cemaatlere, Erdoğan’a mutlak biat etmeyen gruplara, AKP ile yolunu ayıran siyasetçilere kadar herkese “F.TÖ”den, “siyasi ayak” olmaktan operasyonlar yapılabilir.
Kermes için sarma yapıp satan teyzeler, lohusa anneler, 80’lik dedeler “terörist” oluyorsa, çakı gibi siyasetçiler neden olmasın?
Bu bir kısır döngü. Siz “FETÖ”deyip Erdoğan’ın muhaliflerini içine atıp yok ettiği bu çuvala destek vermeye devam ettikçe, hukuki, vicdani kriterler açısından sorgulayıp itiraz etmedikçe Erdoğan o çuvala istediğini atacak!
Mızmızlanmayın! Bu kullanışlı malzemeyi O’na siz verdiniz, O da tepe tepe kullanıyor!