Üstâdımız Bedîüzzamân Hazretleri bizlere Allâh’a götüren delileri anlatırken Kitâb-ı Kâinât, Efendimiz (sav) ve Kur’ân’dan bahseder.
Bu saydığı deliler âfâki ve enfüs-î misâlî delilerdir.
Ayrıca, şu an elimizdeki bir çok Mesnevî içerisinde bulunmayan ve fakat Mesnevî’nin Arabî nüshâlarında mevcûd (yeni bazı Mesnevî’lerin son kısmına giren) “Vicdân” delîlinden de bahseder.
Tamamen enfüsî, nefsimizle kendi içimizde Rabbimiz’i gösteren bir delîl, vicdân.
Vicdân arabî olarak “ve-ce-de” bulmak fiilinden gelir ve nefsin içsel gücü olarak doğruyu bulmaya yönelir.
Üstâdımız vicdânı “dinamik bir güç ve şuûrlu fıtrât” olarak ifâde eder.
İki ayağı vardır, nokta-i istinâd ve nokta-i istimdâd.
Vicdân bu iki ayakla istinâd-dayanak ve istimdât-imdat-yardım noktasını sorup, sorgulatarak bizleri Allâh’a, Rabbimiz’e götürür.
İşte bu enfüsî delîlin te’siri kalıcıdır ve bizleri sapasağlam Rabbimize rabteder.
Evet her insan bir istinâd ve istimdâd noktası arar, vicdânı ile oraya yönelir, hem iç aleminde, hem dış aleminde durum aynıdır.
Beşer daima yaslanacak bir güce muhtaçtır.
Konum “Kelâm” ilmi ve kelâmî mes’eleler değil.
Bugünkü yazımın konusu yaşadığımız dünyâ itibârıyla, içtimâiyât-sosyal ortam içinde kurtuluşa vesîle “vicdân” ve Vicdanlılar Koalisyonu.
İnsanlığın imdâdına ses verecek, yardımına koşacak, dayanıp güvenebileceği bir kitlesel vicdân, vicdanlılar koalisyonu, geniş bir vicdân kültürü.
Bu hafta Büyüğümüz’den aktarılan bir söz bunları düşünmeme vesîle oldu.
“Güç ve şiddetle kendi fikir, düşünce ve anlayışlarını başkalarına empoze etmeye çalışanlara karşı, hangi renkten, dinden olursak olalım, bir “Vicdanlılar Koalisyonu“ kurmamız gerekmektedir.”
İşte bu söz, aklıma direkt olarak Hilfü’l-Fudûl’u getirdi.
Hılfu’l-Fudûl
Hılfu’l-Fudûl’u hepimiz Efendiler Efendisi (sav) Hazretleri’nin hayatından ötürü duymuşuzdur.
Efendimiz’in (sav) henüz genç yaşlarında Câhiliye Arapları’nın kurmuş olduğu bu birlikteliğe severek iştirâk ettiğini biliyoruz.
Kuruluşu ile alakalı birkaç rivâyet olmasına, bir-iki farklı tarih verilmesine rağmen temel düşünce sabittir.
Mekke’deki faziletli, erdemli kişiler ağırlaşan zulüm ortamını görünce hangi renk, hangi desen, hangi dinden olursa olsun mazlûmun yanında durmaya karar verirler ve bunu kayd altına alırlar.
İşte bu ahitnâmeye ve ittifâka Erdemliler Dayanışması, Fazîletliler Hareketi “Hılfu’l-Fudûl”
denilmiştir.
Biz bu hareketi “Vicdanlılar Koalisyonu” olarak da adlandırabiliriz.
Üzerinde birleşilen ahdin temeli şudur ;
“Allâh’a andolsun ki Mekke şehrinde birine zulüm ve haksızlık yapıldığı zaman hepimiz, o kimse ister iyi, ister kötü, ister bizden, ister yabancı olsun, kendisine hakkı verilinceye kadar tek bir el gibi hareket edeceğiz”
İşte Efendiler Efendisi (sav) bu ahide severek, isteyerek katılmıştır.
Bütün kaynaklarda Efendimiz’in (sav) bi‘setten sonra da bu ittifâktan övgüyle bahsettiği, İslâmiyet’in onu daha da geliştirdiğine inandığından bahsedilir.
Ve “bu ahdi kızıl tüylü bir deve sürüsüyle de olsa asla değişmeyeceğini, tekrâr çağrıldığı takdirde de tereddüt göstermeden derhâl icâbet edeceğini” söylediği kaydedilmektedir.(Müsned)
Çünkü Efendiler Efendisi (sav) bütün hayâtını
– Hakk, hakikât tarafında haksızlığa,
– mazlûm tarafında zâlimler ve zulme karşı durmak
üzere örgülemiş ve öyle yaşamıştır.
Ve Günümüz ;
Dünyanın her yerinde insanlığın en basit, en temel kazanımları, hakları yerle bir ediliyor, çiğneniyor ve insanca yaşamak hergün güçleşiyor.
Kuzeyden güneye, doğudan batıya bütün coğrafyalarda milyonlar, çiğnenen onurları ile yaşayıp yaşacığına pişman ediliyor.
Gücü her eline alan, tes’irini gün be gün artıran sarhoş edici bir iksir içmiş gibi kendisinden geçiyor ve hemcinslerine hergün yükselen bir trendle zulmetmeye başlıyor.
Kimi yerde devlet ve siyâsiler eliyle organize olmuş yapılar, kimi yerde mafyavâri yapılanmalar, kimi yerde bay-bayan farketmeyen zâlim fıtratlar zulmediyor.
Bütün bunlara karşı, acaba “Hılfu’l-Fudûl” günümüze taşınabilir mi ?
Vicdân kasanlar ;
Hepimiz biliyoruz ki zulümden beslenen lezzet olan vicdânsızlar var.
Taşa, toprağa, ağaca, hayvana vicdân kasarken, mâsum insanlara, annelere, bebeklere yapılan eziyeti görmeyen sözüm ona vicdânlılar (!) var.
Vicdânı ile olanları görüp engel olmaya çalışanları susturmak isteyenler var.
Bu hengâmede vicdânı uyanan insanları istihbârata, emniyete ispiyonlamak ve benzeri şeylerle korkutup yok etmeye çalışan vicdânsızlar var.
Daha acısı bütün bunları alkışlayan insanımsı canavarlar var.
Ne yazıkki insanlığın mâkus tâlihi açısından geçmiş ve hal-i hazır iyi görünmüyor.
Eğer bizler bâzı uyanık vicdânlar yanında kör, sağır, dilsiz vicdânları da uyarıp uyandıramazsak gelecekte ümit ettiğimiz gibi olmayacak.
Bir avuç güzel insan
Din, ahlâk, İnsan Hakları Beyannâmesi, yasalar, hukuk ve diğer saiklerle yangını söndürmeye koşanlar var.
Bununla beraber “hümanist” fikirler ve benzerleri ile insanı seven “insan hakları aktivistleri” imdâda koşmaya gayret ediyorlar.
Birleşmiş Milletler bu hususta güzel çalışmalar yapıyor.
Fakat gelin görün ki bir avuç insan yeterli değil, büyük bir topluluk, büyük bir gayretle, uzun zamanı planlayarak bu işe girişmeli.
Bir vucûd olmalıyız
Bir faziletliler-erdemliler hareketi, Vicdanlılar Koalisyonu’nu hem iç dairemizde hem geniş, global dairede oluşturmaya gayret etmeliyiz.
Bütün iklimlere dağılmış kardeşlerimizin kendilerini-hedeflerini aşarak yapacakları diyalog faaliyetleri ile bu yolda girebiliriz.
Hiçbir renk, desen, ırk, din, mezheb, meşreb, inanç farkı gözetmeden her mazlûmun yanında olacak çok geniş katılımlı, tüm insanlığı kapsayan vicdanlara meşru-örgütlü-sivil-seslere ihtiyaımız var.
Bütün beşeriyetin vicdânını rahatlatacak, devletlerin, siyâsilerin kontrolünde olmayan, sevgi, saygı, kalb, rûh, akıl ve vicdânla karar verecek bu oluşumlar; içirisinde Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, ateist ve diğer bütün düşünce sahiplerini barındırmalı.
Zulme karşı yükselen bu muazzez sesler ve sivil-örgütlü topluluklar, dayanışma içinde kararan geleceğimize bir nûr, bir ışık olabilir.
Bir vücûd olmalı, gayret etmeliyiz.
Tekrâr Büyüğümüz’ün güzel tavsiyesini hatırlatarak bitireyim “Güç ve şiddetle kendi fikir, düşünce ve anlayışlarını başkalarına empoze etmeye çalışanlara karşı, hangi renkten olursak olalım, bir “Vicdanlılar Koalisyonu“ kurmamız gerekmektedir.”
mansurturgutk@gmail.com