Erdoğan, eski genel kurmay başkanı İlker Başbuğ’a sert çıktı: Suç işleyen kişinin asker kimliğinin ona ayrıcalık tanımasının hukukta yeri olamaz… hepiniz dava açmalısınız… Bu boru göstermeye benzemez. Parlamentonun hukuku boru ile sindirilemez.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, geçen hafta katıldığı bir programda, 26 Haziran 2009’da Meclis’ten geçirilen torba yasadaki ‘asker kişilerin özel yetkili mahkemelerde yargılanması‘na ilişkin maddeyi hatırlatarak, “26 Haziran 2009’daki kanun teklifini getiren siyasiler araştırılsın. F..Ö’nün siyasi ayağı yok dersek gerçek inkar olur” demişti.
ERDOĞAN: BAŞBUĞ’A HEPİNİZ DAVA AÇMALISINIZ
Erdoğan, İlker Başbuğ’a tepki göstererek “Eski bir genelkurmay başkanı bu düzenlemeyi bahane ederek Meclisimizi itham eden açıklamalar yapmıştı. Kendi grubumuza sesleniyorum parlamentonun hukukunu korumak üzere hepiniz dava açmalısınız. Bu parlamentonun hukukunu korumamız lazım bu hukukun gereği neyse yapmamız lazım” ifadelerini kullandı.AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan partisinin düzenlediği grup toplantısında gündeme dair konuşma gerçekleştiriyor. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
‘REJİM ÇEKİLMEZSE TÜRKİYE BU İŞİ KENDİ YAPMAK MECBURİYETİNDE KALACAKTIR’
“Rusya ile yaşadığımız ve bir provakasyon olarak kabul ettiğimiz, F..Ö’nün bizzat içinde olduğu uçak krizi, bizim açımızdan Suriye meselesini daha da karmaşık hale getirdi. Adana Mutabakatı Türkiye’nin gerektiğinde Suriye topraklarında operasyon yürütme hakkı tanıyor. Bazıları sizin Suriye topraklarında ne işiniz var diyor. Amerika’yı da davet etmedi. Elimizde kapı gibi Adana mutabakatı anlaşması var biz bu anlaşma gereği oradayız. Zeytin Dalı Harekatı’nda etkisiz hale getirdiğimiz terörist sayısı 4 bin 500’ü buldu. İdlib’de gözlem noktası kurduk. Tüm bu süreçleri Amerika ile Rusya ile birlikte en üst düzeyde tesis ettiğimiz temaslarla yürüttük. Güney sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturma gayretleri hiç durmadı. Aslında dert petrol kuyularıydı. Kimin iştahını kabarttığı da ortadaydı. 2019 Ekim ayında Amerika ile mutabakatı sağlayarak Barış Pınarı Harekatı’nı başlattık. Suriye’de anlaşmalara uyulmuyor. Önceki gün askerlerimize yapılan saldırı Türkiye açısından Suriye’de yeni bir dönemin miladıdır. Türk askerinin kanının aktığı bir yerde hiçbir şeyin aynı şekilde devam etmesine izin veremeyiz. Her kim, ‘Türkiye’nin Suriye’de ne iş var’ diye soruyorsa bilin ki ya gafildir ya da taammüden bu milletin ve ülkenin hasmıdır. Putin ile görüşmemde İdlib’de rejimin bir an önce Soçi mutabakatı sınırlarına çekilmesini ifade ettim. 12 gözlem noktamızın ikisi rejim hattının gerisinde kalmıştır. Rejim şubat ayı içinde gözlem noktalarımızın gerisine çekilmezse Türkiye bu işi bizzat yapmak mecburiyetinde kalacaktır.
‘HERHANGİ BİR İKAZ YAPILMAKSIZIN MİSLİYLE CEVAPLANDIRILACAK’
Türkiye her ne yapacaksa bunu hiçbir masumun canına, malına zarar gelmeden yapma prensibi ile hareket ediyor. Medeniyetimizin ve kültürümüzün bize gösterdiği yol zalimin başını ezmek, mazluma sahip çıkmaktır. Askerlerimize ve birlikte çalıştığımız dost unsurlara yapılan her saldırı kaynağın aidiyetine bakılmaksızın ve herhangi bir ikaz yapılmaksızın misliyle cevaplandırılacaktır. Fırat Kalkanı harekatı bölgesinde bir ur gibi duran Tel Rıfat teröristlerden temizlenerek Suriye halkı yönetimine bırakılmalıdır. Rejim, nasıl muhalif grupların en küçük bir ihlaline, sivilleri de hedef alan ağır saldırılarla karşılık veriyorsa bundan sonra rejimin ihlalleri de askeri unsurlarına yönelik olarak mukabil şekilde cevaplandırılacaktır. TSK’nın hava ve kara unsurları ihtiyaç duyduğumuzda tüm hareket bölgelerimizde ve İdlib’de serbestçe hareket edecekler, gerektiğinde operasyon yürüteceklerdir. Madem İdlib bölgesindeki askerlerimizin güvenliği sağlanamıyor, öyleyse bunu bizzat yapma hakkımızı kullanmamıza kimse itiraz edemez.
‘HİÇBİR MÜTTEFİKİMİZLE KARŞI KARŞIYA GELMEK GİBİ BİR NİYETİMİZ YOK’
Bizim hiçbir müttefikimizle, hiçbir dostumuzla, hiçbir ülkeyle karşı karşıya gelmek gibi bir niyetimiz, amacımız, derdimiz söz konusu değil. Rusya ile olan dostluğumuzun ve işbirliğimizin sürmesine özel önem veriyoruz. Rusya’dan tek beklentimiz Suriye’deki hassasiyetlerimizi daha iyi anlamasıdır. Suriye ve Libya’daki beklentilerimizi Putin’e ifade ettim.
‘SURİYE’DE ELBETTE TÜRKİYE DE VAR’
Suriye’de Amerika, Rusya İran kimi Avrupa ülkeleri koalisyon güçleri adı altında var Körfez ülkelerinden bazıları var PKK terör örgütü var az da olsa bırakılmış DEAŞ kalıntıları var. Suriye’de herkes var elbette Türkiye de var.Kürtlere pasaport dahi vermezdi bu Esed. Esed aynı Esed değişen bir şey yok.Ne işimiz var diyor orada Bay Kemal. Misak-ı Milli’nin altında kimin imzası var onu bir araştır.Suriye’de en çok bulunma hakkı olan Adana Mutabakatı ile Türkiye’dir. Türkiye’nin Suriye topraklarında ilanihaye kalmak gibi bir niyeti yoktur.’
Maalesef Amerika gerek şahsıma gerek istihbarat başkanıma tehditler sallıyor”
TBMM’de sürekli tuzak kuran bir zihniyet var. Aslında faşistin önde gideni olan jakoben zihniyetin yeni oyunu ile karşı karşıyayız.
İLKER BAŞBUĞ’A TEPKİ: BU BORU GÖSTERMEYE BENZEMEZ
TBMM’de 25 Haziran 2009’da geçen düzenlemenin amacı darbelere zemin hazırlanmasını önlemekti. Darbelere zemin hazırlayan hukukun işlemesinin önüne geçen yanlış bir uygulamanın düzeltilmesidir. Suç işleyen kişinin asker kimliğinin ona ayrıcalık tanımasının hukukta yeri olamaz. 15 Temmuz’un ardından askeri mahkemeleri kaldırdık. Eski bir genelkurmay başkanı bu düzenlemeyi bahane ederek Meclisimizi itham eden açıklamalar yapmıştı. Kendi grubumuza sesleniyorum parlamentonun hukukunu korumak üzere hepiniz dava açmalısınız. Bu parlamentonun hukukunu korumamız lazım bu hukukun gereği neyse yapmamız lazım. Meclis’i ve milletvekillerin aşağılayarak sadece darbe zihniyetine hizmet edilebilir. Bu boru göstermeye benzemez. Parlamentonun hukuku boru ile sindirilemez.”