• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home YAZARLAR

Birbirimize eksik yönlerimizi söyleyebilmeliyiz

Şubat 11, 2020
in YAZARLAR
0
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Talat Paşa’dan ‘Saray rejimi’ne uzanan canavar!

Türkiye’den gelen mülteciler daha hızlı entegre oluyor

Soru: “İnsan, çoğu zaman kendi yaptığı yanlışları göremiyor. Etrafında bulunan arkadaşları ise “kırılmasın” endişesiyle o kişinin yüzüne karşı hatalarını söyleyemiyor.  Halbuki sevdiğimiz insanların yanlışlarını da yüzlerine karşı söylememiz gerekmez mi? Ne dersiniz?” (Necati B.)
Evet, bazen birbirimize karşı pozitif yanlarımızı söylerken, negatif yönlerimizi söylemekten kaçınabiliyoruz. Maalesef bu durum, her ne kadar iyi niyetli olsak da yakınımızda olan insanların kusurlarını devam ettirmelerine sebep olabiliyor.
Halbuki iyi bir zaman ve mekanını kollayarak sevdiğimiz insanların yanlışlarını da yüzlerine karşı tatlı ve uygun bir dille söyleyebilmeliyiz.
Aslında eksiklik duygusu, insanın gelişimi için gereklidir. Ama çoğumuz bu duyguyu kabul etmek istemeyiz. Çünkü eksiklik, toplumsal değer yargılarına göre arzu edilmeyen bir durumdur.
Bu sebeple, eksik yönlerimizi ancak bazı durumlarla yüz yüze geldiğimizde kabul ederiz. Eksiklik duygusu, meydana getirdiği hoşnutsuzluğa karşın yaşanması kaçınılmaz bir olgudur.
Üstelik insanın yaşamını sürdürebilmesi ve gelişebilmesi için zorunludur. Çünkü eksikliğin fark edilmesi insanı harekete geçirir.
Sözün burasında bir kıssa anlatalım:
Harun Reşit, halife olur. Arkadaşı olan Allah dostu Süfyan-ı Sevrî’nin de kendisine gelip biat etmesini bekler. Ama Süfyan-ı Sevri hiç de onun gibi düşünmez. Derken Harun Reşit artık dayanamaz ve bir mektup yazıp Süfyan-ı Sevri’ye  gönderir.
Mektubunda biraz da ona sitem ederek,
– Herkes geldi biat etti, hediyelerini aldı. Halbuki benim gözlerim hep seni bekledi, der.
Hazret, gelen mektubu kendisi açıp okumaz. Talebelerinden birine okutur.
– Bir zalimin yazdığı mektuba ben el süremem, der.
Sonra da cevabı aynı kağıdın arkasına yazdırır. Talebesi, kullanılmış bir kağıda, halifeye gidecek mektubu yazmak uygun olmaz anlamında itirazda bulunsa da bu büyük insan ona şu cevabı verir:
– Eğer bu kağıt milletin malından alınmışsa onu geri göndermiş olacağız. Kendi malından ise benim onun için harcayacak param yok.
Sonra da talebesine şunları yazdırır:
– Harun, halife oldun. Milletin parasını sağa-sola savurdun. Beni de bu işe şahit tutmak için yanına çağırıyorsun. Unutma, bir gün Rabbinin huzuruna çıkacak ve bütün bu yaptıklarından hesap vereceksin.
Hadisenin gerisini, Harun Reşit’in sarayında bulunan bir şahıs bize şöyle nakleder:
Harun Reşit, mektubu alıp okudu. Hıçkıra hıçkıra ağladı. Her namazdan sonra bu mektubu getirtip okutuyor ve ardından da,
– Senin gibi bir hayırhâh ve dost esas bu günlerimde benim yanımda olmalıydı. İşte o zaman kaymaktan kurtulmuş olurdum, diyordu.
Belli bir terbiye çerçevesinde birbirimizi ikaz etmeye kendimizi alıştırmalıyız. Bu ikaz etme meselesi yüz yüze yapıldığı takdirde gıyabında konuşma da kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Burada üslup meselesinin önemi bir kere daha ortaya çıkıyor. Bu tür bire bir diyaloglarda, perdeyi yırtmadan, muhatabı söz ve tavırlarla rencide etmeden ve suçlayıcı ve karalayıcı bir üslup kullanmadan, yol gösterici mahiyette tamamen Allah rızasını gözeterek hareket etmek ciddi önem arz ediyor. Bu bir ahlâk haline getirildiğinde hem kardeşlik duygusu gelişmiş olacak, hem de gıybet kapısı kapanmış olacaktır.
Allah’ın, bir insana en büyük lütfu, ona kendi ayıplarını göstermesidir. Basiret sahibi insanlar, kendi kusurlarını fark etmeyi, Allah’ın, gösterdikleri kulluk performansının bir neticesi ve lütfu olarak görebilir ve kendilerini düzeltebilirler.
Herkesin bir hayırhâh (kendisini ikaz eden bir dost) edinmesi, kusurlarını düzeltmesi için düşünülen çok tesirli çarelerden biridir. Çünkü hayırhah bir dost, hayatımızdaki pek çok sırrı bilen, bizimle üzüntülerini, sevinçlerini paylaşan, bazen ailemizden bile daha yakın gördüğümüz kişilerdir.
Onlar bizim eksik yanlarımızı, zaaflarımızı, olumlu taraflarımızı kısaca bize dair birçok şeyi en iyi bilen insanlardır.
İşte biz de böylesine samimi olduğumuz bir arkadaşımıza “Bende gördüğün her türlü yanlış ve eksikleri yüzüme karşı söylemen için sana yetki veriyorum” diyerek bir hayırhâhlık mukavelesi imzalayabiliriz. Bizi devamlı hayra çağıran bir hayırhâhımızın olması istikametimizi korumamıza yardımcı olacaktır.
PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Her şeyi hep başkasından bekleme

SONRAKİ HABER

En Çok Muhtaç Olduğumuz Muhabbetullah -1

BENZER HABERLER

Sınırsız kontenjan
Manşet

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Aralık 7, 2025
3S rejimi: Sömüren, Semiren ve Söven rejimi!
Manşet

Talat Paşa’dan ‘Saray rejimi’ne uzanan canavar!

Aralık 5, 2025
YAZARLAR

Türkiye’den gelen mülteciler daha hızlı entegre oluyor

Aralık 3, 2025
Zamana direnen değil, onu duyabilen din!
Manşet

Hizmet’in isimsiz kadın kahramanları!

Aralık 3, 2025
Sınırsız kontenjan
Manşet

Konumun hakkı

Aralık 1, 2025
Bahçeli; rest mi çekiyor, blöf mü yapıyor?
Manşet

Bahçeli, Kürtlerden oy alabilir mi?

Kasım 30, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • All
  • Manşet
Saray Yargısı’nın Denizli T Tipi Cezaevindeki zulmü: Av. Süleyman Yıldırım bu hale gelene kadar tahliye edilmedi
Manşet

Rejim Yargısı, ölüm döşeğinde tahliye edildi: Cezaevinde kanser olan Av. Süleyman vefat etti

by adminzaman
Aralık 8, 2025
0

Bir bacağını cezaevinde kaybetti, kanser ilerledi, doktor raporlarına rağmen tahliye edilmedi. “Cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen geri gönderildi. Ölüm döşeğinde serbest...

Güle Güle Arif: Genç yaşta hicret diyarında vefat haberi sevenlerini hüzne boğdu

Güle Güle Arif: Genç yaşta hicret diyarında vefat haberi sevenlerini hüzne boğdu

Aralık 8, 2025
NSW ve Queensland’dan uyarı: Isı dalgası ve kavurucu sıcaklar tehlikeli boyutta

NSW ve Queensland’dan uyarı: Isı dalgası ve kavurucu sıcaklar tehlikeli boyutta

Aralık 8, 2025
Avustralya’dan göçmen reformuna neşter: Daha adil, daha hızlı, doğru kapıları doğru insanlara açılacak

Avustralya’dan göçmen reformuna neşter: Daha adil, daha hızlı, doğru kapıları doğru insanlara açılacak

Aralık 8, 2025
Açıkyörük’ün aşı ve işi gasp edildi: Limon satarak geçinen KHK’lı vefat etti

Açıkyörük’ün aşı ve işi gasp edildi: Limon satarak geçinen KHK’lı vefat etti

Aralık 8, 2025
Sınırsız kontenjan

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Aralık 7, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM