FOX TV, süreçte CHPvari bir yayın politikası güttü.İktidar söylemini ve kimi şeytanlaştırmaları baştan kabul etti.
Zararsız alanda muhalefet etti.
Ana haber bülteni, AKP’ye itirazı olanların toplaştığı dilim oldu.
Sabah kuşağı, hayli kullanışlı ekran yüzünün de etkisiyle iktidarın ve ulusalcıların platformuna döndü.
Kanal yönetimi ise, bir yandan RTÜK’le mücadele ederken, öbür taraftan reklamverenlere kendini anlatmaya çalıştı.
Korkular, tehditler, parmak sallamalar altında “başımıza bir şey gelir mi” tedirginliği içinde yıllar geçti.
**
Türkiye’de FOX ve CNN birer temsilcilik esasen.
ABD’de CNN, Trump’ın canını sıkarken…
FOX, Beyaz Saray’ın favori kanalı.
Türkiye’de ise tam tersi.
**
FOX TV muhabiri Erdoğan’a masum bir soru sordu.
Özetle şu:
-Muhalefet, “Şehit isimleri açıklanmıyor”, “Tören neden yapılmadı”, “Suriye milli ordusu hangi sıfatla Libya’ya gitti” diye soruyor. Sizin şehitler için kullandığınız “birkaç şehit” ifadesine tepki gösteriyorlar efendim..
Esasen…
Erdoğan’a son sorular, Zaman muhabiri Ahmet Dönmez tarafından 2013 sonlarında soruldu.
Sonra, o kapı kapandı.
FOX muhabirinin sorusu, eski Erdoğan olsa rahatlıkla savuşturulabilirdi.
Boş bulundu.
Memleketi Güneysu’daki hidroelektrik santrali ile ilgili haberlere kızmış, başka şeyler de var. Öfkesi birikmiş, muhabir üzerinden kurumunu payladı.
Sorular karşısında afallaması ve berbat yüz ifadesi ile hafızalarda yer etti.
**
Mesele ne FOX ne de Erdoğan.
Kendine muhalif diyen yayın kuruluşlarına… (ki Türkiye’de muhalif yayın kuruluşu yoktur.)
Kimi günler, “bu son günümüz, son yayınımız olabilir” duygusu hakim olmuştur, kabul ederim.
Bin tane denge içinde küfedeki yumurtaları kırmadan götürmek meseledir, onu da anlarım.
Gelgelelim, Türkiye koşulları içinde “oyunda kalanların” vadesi dolunca atıldığı da bir hakikat.
Saray’da resim vermekle olay bitseydi keşke.
“Devran dönerse, üstümüzü başımızı silkeler devam ederiz” duygusu var.
Lakin, her zaman sonuna kadar gitmiyor bu mücadele.
Herkes bir Ertuğrul Özkök değil.
**
Eski/yeni CNN Türk de, FOX TV de…
Daha önce çok yerdikleri “yandaşlığa” rahmet okutacak işler yaptılar.
Şimdi kendilerini savunurken, “Erdoğan’a kendi sözünü hatırlattık sadece” diyorlar.
Güzel.
Ben de onlara bir şey hatırlatayım:
Ercan Gün.
Hani şu hakkında tek kelime etmediğiniz, adını anmadığınız gazeteci arkadaşınız.
3.5 yıldır içeride.
Hrant Dink’in katili ile bayraklı fotoğraf çektirenler ortalıkta dolaşıyor, kimi terfi filan bile aldı. Ercan Gün, o görüntüyü yayımladığı için içeride.
Hatırlatayım, dedim.