Tübitak’ın başına hayvanat bahçesi müdürü atanalı beri kim hangi makama getirilmiş merak etmeyi bırakmıştım.
Normal bir devlette mesela bir bakan atayacaksanız atanan makamla atanan kişi arasında en azından alınan eğitim açısından bir ilgi ararsınız.
Sağlık bakanı atayacaksanız tıp eğitimi alıp almadığına, adalet bakanı atayacaksanız hukukçu kimliği olup olmadığına ya da eğitim bakanı atayacaksanız eğitimci vasfı taşıyıp taşımadığına bakmak asgari nitelik olarak aranmalıdır.
Bundan yola çıkarak “Tarım ve Ormancılık” bakanı atayacaksanız da zat-ı şeriflerinin en azından tarımdan, ağaçtan, kuştan, börtü böcekten, ayıdan, öküzden falan anlaması gerektiği aşikardır.
İşte mevcut bakanların içinde bu üstün vasıflara haiz Tarım ve Ormancılık Bakar’ımız Bekir Pakdemirli geçenlerde gururla başlatılan bir proje duyurdu. Hem de “Bu projeyi bulan benim. “diyerek.
Büyükbaş hayvanların kulaklarına takılacak elektronik bir çiple her türlü verinin sağlıklı toplanıp değerlendirilmesi ve bu vesileyle üretim artırımının hedeflendiği bir proje bu.
Bakar’ımızın ifadesiyle büyükbaş hayvanımız birkaç gün arayla kulağındaki cep telefonundan veterinere mesaj atıp “Merhaba ben şu öküzüm, şu çiftlikte yaşıyorum. Sağlığım gayet iyi, biraz kızıştım, acil bir inek ayarlayın.” diye tüm sıkıntılarını bildirecekmiş.
Mesajı alan veteriner de hemen koşturup sıkıntı neyse anında çözüm bulacakmış. “İlk etapta 200 çiftlikte 20 bin hayvanla uygulama başladı.” diyor bakar’ımız.
Ülke çapında milyonlarca büyükbaşın yaşadığı düşünüldüğünde elbette sayı çok yetersiz. Dileğimiz en kısa zamanda bu projenin tüm halkımıza teşmil edilip biraz daha Ar-ge çalışması yapılarak geliştirilmesi.
Örneğin paraya kızışmış müteaahitlere takılacak gelişmiş çipler sayesinde ülke çapında verilecek ihaleler bir sms’le bu öküzlere iletilip milletin muhtelif yerlerine rahatça koymaları sağlanabilir.
Ya da bir makama getirilen başka bir çapsız büyükbaşa takılacak bir çiple, tüm akraba-yı taallukatı kaydedilip her birine hiç atlanmadan bir makam ve maaş ayarlanıp kalplerin fethi sağlanabilir.
Bir başka öküze takılan çiple de harami gibi çökülüp el konulan vakıf malları her önüne gelene değil de özellikle yetersiz bakiye evladımız Bilal’le bağlantılı tacizci ve tecavüzcü vakıflara dağıtılabilir.
Bence en önemli hizmetlerden birisi de adliyede çalışan sarayın büyükbaşlarına çip takılması olmalı. Bu sayede kim kaç yıl alacak, kim serbest kaldıktan hemen sonra daha hapishanedeki eşyalarını toplamadan açılacak başka bir davayla içerideki çürümesi uzatılacak, gibi emirlerin anında ulaştırılması sağlanabilir. Bu konularda zaman kaybına tahammülümüz yok sonuçta.
Ama ne olursa olsun işin ciddi takibi isteniyorsa bence yapılması gereken en önemli iş tüm bunların başındaki En Büyükbaş’a çipin hasının takılması olmalı. Son tahlilde kucağa oturacak iş adamından kupon arazilere, kimin hapislerde çürüyüp kime yürü ya kulum deneceğine, hangi ülkenin reisine “Eyyy…” çekilip gerektiğinde kimden tırsılacağına kadar her şeye o karar veriyor.
Bu çip aynı zamanda öyle bir iletişim özelliğine sahip olmalı ki daha yalakalar düşünmeden anında En Büyükbaş’tan emir gelmeli ve ne yapacakları hemen söylenmeli. Maazallah bazen düşünmek zorunda kalırlarsa devrilen çamları tekrar dikmek bayağı zor oluyor, yanında yalanan tükürükler de cabası…
Espri bir yana aslında ülkede çipsiz de olsa aynı işlevi gören milyonlarca büyükbaş olduktan sonra bu kadar masrafa girmeye gerek yok aslında. Bir A Haber ve Sabah varakparesi yeter de artar bile.
Bizim Orman Kaçkını bakan “Bu projeyi yurtdışı toplantılarda anlattım herkesin hoşuna gitti.” deyip bir de övünmüş. Adamlar nereleriyle gülmeleri gerektiğini bir türlü çözemedikleri için şaşırmış ve biraz da keyiflenmişlerdir de ondan.
Makamında tavuk dönerleri çamaşır suyuna yatırıp bilimsel deneyler yaparak bunun faydalı olup olmayacağını aynel yakin anlama gayretindeki böyle bir bakar’a sahip olduğumuz için ne kadar övünsek azdır. Hem atalarımız ne demiş: “Öküzden al haberi!” Bir dakika yahu o söz böyle değildi ama neyse…
@YHepcakar