Hizmet Hareketine üye olduğu olduğu iddiasıyla göztına alınan, PKK pususunda ‘şehit’ olan Üsteğmen Ataş’ın eşi Sezen Ataş’a hakimin ‘itirafçı olmak ister misin’ diye sorduğu ve ‘terörist olmadığım için itirafçı da olmayacağım’ yanıtı aldığı ortaya çıktı.
15 Temmuz darbe girişiminden 2.5 ay sonra Diyarbakır’da PKK pususunda ‘şehit’ olan Üsteğmen Murat Ataş’ın eşi Sezen Ataş’ın Gülen cemaati üyeliği suçlamasıyla yargılandığı davada ve mahkeme başkanının duruşmada ‘şehit’ eşine ‘itirafçı olmak ister misin’ diye sorduğu ortaya çıktı.
Odatv‘de yer alan habere göre eşinin cenazesine 8 aylık hamileyken tekerlekli sandalyeyle katılan ve bir süre depresyon tedavisi gören Sezen Ataş, evlilik yıldönümü olan 25 Temmuz 2019’da “Gülen cemaati üyeliği” iddiasıyla gözaltına alındı. Polisler, tam 1.5 saat boyunca evde arama yaptı. Şehidin, Diyarbakır’dan gelen ve dolapta duran bavuluna bile baktı.
Tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilen Ataş, yurtdışı yasağı ve karakola imza verme tedbirleriyle tahliye edildi. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı iddianame hazırladı ve Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.İtirafçının ifadesine dayanılarak cemaat evinde kalmak, sohbet toplantılarına katılmak ile suçlanan Sezen Ataş hakkındaki ihbarın da 26 Aralık 2016’da eşi ‘şehit’ düştükten 2 ay sonra yapıldığı anlaşıldı.
Habere göre 12 Aralık’taki ilk celsede hakim karşısına çıkan Sezen Ataş savunmasında şunları söyledi:
“1992 Bingöl Karlıova Taşlıçay Köyü doğumluyum. 1990-91 yılları arasında oradaki PKK tarafından yapılan saldırılarda babamın eniştesi, eniştesinin erkek kardeşi ve kuzeni olmak üzere aynı aileden 3 şehit verildi ve yine köyden akrabalarımızdan korucu olanlardan da 3 kişi şehit olduktan sonra babamın ailesi, amcalarım, dedelerim kendi çocuklarının da başına aynı şeyin gelmemesi için malını, mülkünü, toprağını orada bırakıp batıya göç ediyorlar. Şu anda hepimiz batıda yaşıyoruz. 8 kardeşiz, ailenin 5 çocuğu okuyabildi, Ailede okuyan tek kız çocuğu bendim. Benden sonra kızlarını okutmaya başladılar.”
Savunmasında ilk, orta ve liseyi Bursa’da devlet okullarında okuduğunu, belirten Sezen Ataş, şöyle devam etti:
“Daha evliliğimizin ilk haftasında elimdeki kına geçmeden Mardin’e operasyona gönderildi, oradan Diyarbakır’a gitti. İlk kez 2 ay sonra geldi. Son gelişinde 3 aylık hamileydim. 8 aylık hamileyken Diyarbakır Abalı İlçesi kırsalında PKK’nın pusuya düşürmesiyle şehit oldu. Doğum iznine beklerken, şehit haberi geldi. 1 ay sonra kızım oldu. Bu sürede çeşitli hastalıklar geçirdim, depresyon tedavisi gördüm. Tam biraz toparlanıp, kızımızı büyütmeye çalışırken, karşınıza silahlı terör örgütü üyesi olarak çıkarıldım. Ben ömrüm boyunca hiçbir terör örgütüne ne yardım ne yataklık ettim. Böyle bir şey mümkün değil.”
Soruşturma aşamasında eşi Murat Ataş’ın da banka hesapları araştırıldığını öğrenen Sezen Ataş, “Söylenecek bir şey yok. Eşim Edirnekapı Şehitliği’nde yatıyor. Gidip, orada sorgulanabilir” sözleriyle tepki gösterirken, Avukatı Pelin Emenir, “Ne yani şehidin Bank Asya hesabı olsaydı, bu dosya kapsamında delil olarak mı kullanılacaktı?” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, Şehit Üsteğmen Murat Ataş’ın eşi Sezen Ataş’a, “Etkin pişmanlıktan yararlanmayı isteyip, istemediğini” sordu.Sezen Ataş bu soruya, “Kesinlikle hiçbir terör örgütüne üye olmadığım için etkin pişmanlıktan faydalanmak istemiyorum” karşılığını verdi.Savcı, Sezen Ataş’ın örgüt üyeliğinden cezalandırılmasını istedi.Mahkeme de oy birliğiyle sanık ve avukatının esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmasını kararlaştırarak, 13 Şubat’a gün verdi.