BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Kanada’nın başkenti Ottawa’da Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve insanlık dramlarını konu edinen bir sergi açıldı. 9 Mart’ta gerçekleştirilen sergide amatör sanatçılar suluboya, karakalem, kolaj ve diğer tekniklerle yaptıkları eserleri sergilendi.
15 Temmuz 2016 kara bir leke olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihi arşivlerinde yer aladursun, darbeyi kimin yaptığı sorusu işkence ile alınan beyanların haricinde mahremiyetini koruyor. Ne Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ne de iddiaların üzerinde yoğunlaştığı Gülen Cemaati yetkilileri bugüne kadar meselenin aslını öğrenmek isteyenleri tatmin edecek bir irade sergileyemedi.Bununla beraber üstü örtülü bir plan çerçevesinde gerçekleşen 15 Temmuz kalkışmasının faturası olaydan bihaber yüz binlerce insana kesildi, kesilmeye devam ediyor. Cemaate iltisaklı ve irtibatlı oldukları gerekçesiyle yarım milyondan fazla insan soruşturmadan geçirildi. Ülke, siyasi iradeye karşı takındıkları tavır yüzünden hapsedilenler ile yakınları ve akrabaları tarafından yüz çevrilen binlerce insan için üstü açık bir cezaevine döndü. Hayati tehlike hissettikleri için ülkeden ayrılmak zorunda kalanlar ise binlerce kilometre ötede bir yandan hayata tutunmaya çalışıyorken, öte yandan geride kalanların sıkıntılarını ve drama dönüşen çilelerini anlatıyor.
Olan biten bu olağan üstü haksızlıklara verilecek en büyük cevap da yine sivil toplumu hareket ettirmek ve böylece genel kanıyı değiştirebilmekten geçiyor. Bulundukları ülkelere yerleşen Türk göçmenler yavaş da olsa taşın altına elini sokarak yaşadıkları yerdeki insanları bilinçlendirmenin peşinde.Advocates of Silenced Turkey -Susturulan Türkiye’nin Avukatları- adlı sivil toplum kuruluşu 9 Mart 2020 tarihinde gerçekleştirdiği bir organizasyonla bu bilinçlendirme projesini hayata geçirdi. Kanada’nın başkenti Ottawa şehrinde yapılan etkinlik Türkiye’de devam etmekte olan insan hakları ihlalleri ve insanlık dramlarını konu ediniyor.
Güvenlik gerekçesiyle ismini saklı tutan amatör sanatçıların yaptığı resimler ilk olarak Algonquin College’da gerçekleştirildi. Suluboya, karakalem, kolaj ve diğer tekniklerle yapılan görsellerde Ahmet Altan, Mümtaz’er Türköne gibi hapsedilen entelektüellerden hapiste ölen Öğretmen Gökhan Açıkkollu’ya ve sınırı geçtikten sonra kalp krizi geçiren üç çocuk annesi Esma Uludağ’a kadar birçok kimsenin hikayesi amatör çizgilerle anlatılıyor. Sergi bundan sonra şehrin iki büyük kurumu olan Ottawa Üniversitesi ve Carlton Universitesi’nde de düzenlenecek. Daha önce Avrupa’nın farklı yerlerinde yapılan sergi Kuzey Amerika’da da yerel temsilcilerin gayretleriyle devam ettiriliyor.
İnsan dramlarını konu edinen etkinlik şehrin en büyük yüksek eğitim kurumları arasında bulunan Algonquin College’da düzenlendi. Açılan stant ve etrafında yer alan resimler okul öğrencileri ve pek çok öğretim üyesinin merakını çekti. Organizasyonu sahiplenen gönüllüler sergiyi gezenlere dramları tek tek izah ederken, Türkiye hakkında sorulan pek çok dikkat çekici soru da yerel temsilcilerin dilinde cevap bulmuş oldu.
Büyük bir çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğu ziyaretçiler yaşanılan insanlık dışı muamele karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler. Türkiye’yi bu türlü bilmediklerini, yalnız son senelerde aldıkları olumsuz haberlerden ötürü ülke hakkındaki fikirlerinin değiştiğini söyleyen Kanadalı vatandaş, dünyanın başka bir ucunda yaşanılan haksızlıklara karşı duyarsız kalmayacaklarını dile getirdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar ve evrensel hukuk normları bu süreçte rafa kaldırılırken, yürütmeye devredilen bütün yetki yargıyı adeta oyuncak haline getirdi. Ülke içinde sivil toplum da bir şekilde felç edildiği için şimdi bu görev ülke dışında yaşayan Türkiye vatandaşlarına düşüyor.
Kuruluşun Ottawa Temsilcisi olan Vaner Kaplan da düşüncelerini “Her fert bulunduğu toplumda elinden geldiği kadar bu tür organizasyonlara dahil olmalı ve mağduriyetleri gidermek için bir katkı sağlamalıdır. Ne olacak ki demeden ve dil sorununu bahane etmeden yapılacak pek çok girişim bugüne kadar pek çok kapının açılması ve hukuki merciler üzerinde tesir etmekle neticelendi” diyerek düşüncelerini ifade etti.
Üç seneyi aşkın bir zamandır devam eden hukuksuzluklar furyasının hızını kesebilmek veya ülkeler arası platformun hükümet üzerindeki yaptırımlarına ağırlık vermesi için bu çeşit yollarla inisiyatif almak ve bir türlü ses çıkarmaya devam etmelidir. Zira Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin kulak kabartacağı tek arena yine uluslararası toplum olacak.ERKAM EMRE-BOLD –
ILGİLİ KONULAR:ADVOCATES OF SİLENCED TURKEY -SUSTURULAN TÜRKİYE’NİN AVUKATLARIASTKANADA