• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home AVRASYA

Benim babam: Babalar, sırtını yasladığın dağ gibidir…

Mart 5, 2020
in AVRASYA, Avustralya, YAZARLAR
5
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

 

                                       Rahmetli Babam Hacı Bekir, melek yüzlü ablasıyla…

 

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Victoria Hükümeti’den 1000’e yakın pozisyona şok kesinti: Sendikalar ayakta

Sydney’de alarm: Meteoroloji’ den sıcaklık dalgası ve yangınlara karşı uyarı  

Meta, Avustralya’da 16 yaş altı gençlerin sosyal medya hesaplarını kapatmaya başladı

ENES CANSEVER-HAFTANIN YORUMU

Bugün 13 yıl oldu. O koca dağın gölgesi yok üzerimizde.Öyledir, babalar dağ gibidir, yaslanır; gamdan, kederden öte durur, emniyetle soluklanırsın.

5 Mart, rahmetli babamı ötelere uğurladığım gündür.

12 hüzünlü yıldönümü geçirdim, bugün 13. hüzün dalgalanışı.

Bu vesileyle, babamı ve babasız günler geçiren, babalarını diyar-ı aslilerine gönderip, hüzünlü tüm dostlarımın babalarını rahmetle anıyorum.

Babalarından ayrı olanların bir an önce vuslat yaşamalarını, özlemlerin son bulmasını diliyorum.

Zalimce esen fırtınaların ayrı düşürdüğü, zorda ve darda kalan tüm evlatların babalarına kavuşmalarını rabbimden niyaz ediyorum.

GADDAR DEVRANDAN GEÇİYORUZ:

Zorlardan zor bir gaddar devrandan geçiyoruz.

Acıma bilmeyen çark işlerken, babalarını ebetlere uğurlayanlar oldu, uğurlayamayanlarda…

Son vazifeyi ifadan mahrum kalanların hüzünlü durumu ayrı içimizi burkuyor.

Çaresiz uzak kalıp, babasının elvedasına hasret boynu büküklerin sayısı her gün çoğalıyor.

Bir de demir kapı, kör ranzaların arasında kalan babalar oldu, onlardan ayrı yavrular, delikanlılar, gençler oldu.

Şahit olmuşsunuzdur: Baba defninde bir evlat, elleri kelepçeli, jandarmalarla çevrili, yüzünde dünyanın kederi…

Hürriyeti gasp edilmiş kelepçeli babalara sarılmaya çalışan yavruları…

O an, dünya denen değirmen duracak, her şey altüst olacak, yer yarılacak, yekdiğerine bu zulmü reva gören insanoğlu yerin yedi kat altına gömülecek diye düşünürsünüz.

Sahi, bu kadar zalimliği bu ihtiyar dünya nasıl iç eder, der ve şaşkınlıkla donar kalırsınız.

Ülke topyekûn bir cezaevine dönüştü, rüzgârların sağa sola savurduğu o kadar öksüz var ki…

Uzun yıllardan beri Anadan babadan ayrılar.

13 yıl önce babamdan ayrı düştüm, uğurladım onu öteye.

Şükür annem sağ, ama ondan da ırak düştüm, binlerce muhacir gibi…

Bir nevi öksüzlük diyelim buna.

Pek çok dostum, arkadaşım öyle, anne baba hayatta ama bir öksüzlük hali yaşıyorlar.

Kirli bir siyaset, karpuzun bağrına saplanan ve ikiye ayıran hançer gibi, aileleri birbirinden ayırdı.

BABA ÖZLEMİNDEN MAHRUM HERKES HATIRLAMA ADINA:

Bu nedenle bugün, babam özelinde, baba özlemiyle yanan, ayrılıklar yaşayan, acıyla, kahırla günü güne bağlayan, baba gölgesinden, ilgisinden, görgüsünden, irfanından mahrum dostlarımı da hatırlamak istedim.

Çokça dalgalı bir denizde, emniyetli bir gemi ve emniyet dağıtan kaptanıdır, babalar.

Hani derler ya, baba en çok anneyi sever, anne ise en çok yavrusunu.

Yavru daha çok eşini, eş ise; en çok yavrusunu sever.

GURBET DENEN YOL KESİCİ BİZİ ERKEN AYIRDI:

Evlatların geneli için öyledir, lakin babam benim için müstesnaydı.

Ayrıydı, istisnaydı.

Gurbet denen yol kesici, erken bir dönemde ayırdı bizi.

O vefat ettiğinde ben 39 yaşımdaydım.

Henüz erken denecek yaşta, 23 yıl gurbet geçirmiştim.

Özene bezene evlat yetiştirmiş, ama şöyle doyasıya beraber olamamış bir baba.

Aziz dostlar, 23 yıllık ayrılığa, 13. yılı ilave ediyorum bugün.

Çileli her Anadolu babası gibi, benim babam da çileyle örgülerdi hayatını.

Nasibini bir kamu çalışanı olarak kovaladı.

Maden ocaklarında, yerin yüzlerce metre altında, mühendisler ve teknik elemanlarca yapılan etütlere katılırdı.

Uzun yıllar, yer altında gün ışığından mahrum ortamlarda, çocuklarının nafakasını aradı.

O, derin ocaklarda, tehlikenin bin bir para.

Kazma, kürek, dar tüneller ve maden taşıyan vagonların arkasından…

Tam 25 yıl sürdü, bu karanlıklara yolculuk.

 Babasından miras kalan tarlasını, doğup büyüdüğü köyünün yetmeyen mezarlığına dönüştürdü. Vefatından çok önce hibe                                                              etmesine  rağmen, vakfedilen bu tarlaya ilk  mezarlık  ona nasip oldu.

MEVLA NAMERDE MUHTAÇ BIRAKMADI:

Kimselere muhtaç olmadı hamdolsun.

Yetmedi, bağ oldu, bostan oldu, toprakla güreşti, namerde muhtaç olmadı.

Gece 3’lerde başlayan mesai telaşı, alnı öpülen uykulu yavrular.

Üzerine güneş doğmazdı babamın.

Saatlerce süren yolculuk, köy ile şehir arasındaki yolculuktan sonra işletmeye varıyordu.

Kar, kış şartları, bazen günlerce gelemezdi evine.

Çetin yolculuklarında, kurt saldırılarından bahisler açılır, saldırılardan kurtuluşunu anlatır, bizler de korku içinde dinlerdik.

Ağzı dualıydı babamın, iç ceplerinden, cüzdanından duaları eksik etmezdi.

O cüzdanı ve içindeki sırlı duaları, yine ondan bana kalan kıymetli bir hazine gibi saklıyorum.

Tek maaş ve bu maaşla okuyan 6 evlat.

Babamla aramızda özel bir bağ vardı.

Bir arkadaş gibiydik.

Bir kez hariç hiç kalbimi kırdığını hatırlamıyorum.

Diğer kardeşlerim de farksızdı nerdeyse.

Henüz ilkokul üçüncü sınıftayken beni azarladığını, bir defa hırpaladığını  hatırlıyorum.

CÖMERT, ELİ AÇIK İNSANLARI SEVERDİ:

Doktora gitmeyi bile, benim yurtdışından geleceğim tarihlere denk getirirdi.

Kimseye minnet etmezdi.

Cömertti, eli açık insanları çok severdi.

Mert insanlara karşı büyük bir hayranlık beslerdi.

Sohbetlerinde, mert insanlara sık sık atıfta bulunurdu.

Bana, hep cömertliğin, eli açıklığın ve hayırseverliğin önemini anlatırdı.

Cimri ve namert insanları günahı kadar sevmezdi.

Kötü vasıflarıyla maruf yakın dairdeki bazı yakın akrabalarımızla arası, hep limoniydi.

İşyerinde  haksızlığa razı olmaz kimliğiyle tanındığı için, İşçi sendikalarında da bir hayli ağırlığı vardı.

Adaletsizliğe asla tahammül etmezdi.

Bu nedenle amirleriyle tartışmış, çok defa bu nedenle disiplin cezalarına maruz kalmıştı.

Misafirin bereketle geldiğini sürekli vurgulardı.

Misafir kabulümüzde onun bu bereket vurgusunun tesiri oldu, hep de olacaktır.

Kulağımıza küpe öğütleri daha çok haram ve helal ile ilgili öğütlerdir.

Hayır işlerinde hep öndeydi.

İhtiyaç sahiplerine el uzatmak onun için büyük bir haz kaynağıydı.

Dört tip insanı sevdiğini tekrar eder dururdu:

*Cömert insanı,

*Anne ve babasına sahip çıkıp ve onlara karşı merhametli olanları,

*Hayır yolunda infak edenleri,

*Haksızlığa karşı mert duruşlu insanları severdi.

Haksızlığa tahammülü yoktu.

Son nefesinde sağ başparmağı şahadet getirir pozisyonda, 67 yaşındayken ebedi dünyaya uçtu.

 

BABAMIN SURATINA İNEN CEBERUT DEVLETİN DEMİR ELİ:

Gözü pekti.

Bugün yaşanan zalimliklere şahit olsa, eminin tarifsiz vicdan sızıları yaşar, yüreği dayanmazdı olup bitene.

Çünkü zalimlere, haksızlığı şiar edinmişlere, başkasının malında gözü olanlara karşı lafını esirgemezdi.

Bu gözü pekliğinden ötürü, rütbeli bir güvenlik görevlisinin hışmına uğramış, görgüsüzce bir muameleye maruz kalmış, tokat yemişti.

Unutamayacağım, alçakça bir hareketti bu.

Babamın yüzüne inen devletin demir elliydi.

Bugün bir çok masuma indiği gibi…

Bu despotluk, devlet denen ceberut gücü çok küçük yaşlarımda şahit olmuş ve ürkmüştüm.

Yıl 1984’tü.

Karanlık hesapların devreye girdiği, terörün ve kavganın körüklendiği yılların işaret fişekleri atılıyordu o yıl.

Doğu ve Güneydoğu’yu ablukaya alan, koyu, kapkara bir zihniyetin hüküm-ferma olduğu

Sivil halka yapılan eziyete karşı gelen babam, yüzbaşının tokadına maruz kalmıştı.

Hem de gözümün önünde.

Bu hoyratlık, kabalık, edepsizlik ve alçaklık karşısında içim ezildi.

Nefretim zirveleşti o an.

Zalimlik vardı ve babam buna karşı duruyordu.

Halden anlamayanlara ‘dur’ demişti.

Cesaretli bir duruş sergilemişti.

Ve acı, tatlı ve ayrı günler…

Elim bir hastalığa kaptırdı yakasını.

Hastalığı boyunca yurtdışından giderek, yalnız bırakmamaya çalıştım.

Yürüyerek götürülen hastaneden cenazesiyle çıktı.

24 gün yoğun bakımda kaldı.

Hastanedeki odasında son bir hafta 24 saat dönüşümlü şekilde Kur’an-ı Kerim okundu.

Doktoru Abdurrahman bey, hiçbir hastaya böyle bir ölümün nasip olmadığını sık sık tekrarlardı.

Son nefesinde sağ başparmağı şahadet getirir pozisyonda, 67 yaşındayken ebedi dünyaya uçtu.

Vefat ettiğinde kalbimi avuçlamış, sıkıyor, buruyor gibi hissetmiştim.

Vefatı çok sarsmıştı beni.

Çöken duvarın dibinde filizleniyor adeta Âdemoğlu aslında…
Fatih Kısaparmak’ın babasını anlattığı türkü her dile geldiğinde hep hüzünlenirim.

Hüznüme gözyaşlarım eşlik eder.

Tevafuk bu ya, Kısaparmak da Elazığ Madenli.

Kısaparmak’ın “Bu adam benim babam” ezgisinin birkaç satırı dışında nerdeyse hepsi adeta babam için söylenmiş gibi…

Hayatta olan tüm babaların sağlıklı, uzun ömürleri olsun. e.cansever@yepyeni.zamanaustralia.com.au

Not: Kısaparmak‘ın türküsünü şu linkten dinleyin, derim acizane:

https://www.youtube.com/watch?v=mjtXGA4xda0

 

PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Kremlin’den imalı sözler: Büyükelçi Karlov’un katillerinin bulunacağına inanmak istiyoruz

SONRAKİ HABER

Dert Musikisi

BENZER HABERLER

Victoria Hükümeti’den 1000’e yakın pozisyona şok kesinti: Sendikalar ayakta
Avustralya

Victoria Hükümeti’den 1000’e yakın pozisyona şok kesinti: Sendikalar ayakta

Aralık 5, 2025
Koğuşlarda sıcaklık 50 derece: Tutuklulara sıcakla toplu işkence yapılıyor, bebeklerin durumu vahim
Avustralya

Sydney’de alarm: Meteoroloji’ den sıcaklık dalgası ve yangınlara karşı uyarı  

Aralık 4, 2025
eSafety Komiserliği, veli ve öğretmenleri çocukları, internetin riskleri konusunda uyardı
Avustralya

Meta, Avustralya’da 16 yaş altı gençlerin sosyal medya hesaplarını kapatmaya başladı

Aralık 4, 2025
3S rejimi: Sömüren, Semiren ve Söven rejimi!
Manşet

Talat Paşa’dan ‘Saray rejimi’ne uzanan canavar!

Aralık 5, 2025
Bağımsız medya çalıştayı: SPMC’nin İlk programına Zaman Australia ev sahipliğiyle gerçekleşti
Avustralya

Bağımsız medya çalıştayı: SPMC’nin İlk programına Zaman Australia ev sahipliğiyle gerçekleşti

Aralık 3, 2025
YAZARLAR

Türkiye’den gelen mülteciler daha hızlı entegre oluyor

Aralık 3, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • All
  • Manşet
AP Türkiye Raportörü, Ankara’ya :AİHM’de kaybettiniz, uymak zorundasınız
Dış Haberler

AP Türkiye Raportörü, Ankara’ya :AİHM’de kaybettiniz, uymak zorundasınız

by adminzaman
Aralık 5, 2025
0

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, “Bir anayasanız var ama anayasanız sadece yarı yarıya uygulanıyor.Çünkü siyasi iktidar, hükümetin ve...

İBB davasında tahliye olanlar, cezaevi kapısında yeniden gözaltına alındı

İBB davasında tahliye olanlar, cezaevi kapısında yeniden gözaltına alındı

Aralık 5, 2025
Yeni dalga: Çok sayıda futbolcu ve yönetici olmak üzere 46 gözaltı

Yeni dalga: Çok sayıda futbolcu ve yönetici olmak üzere 46 gözaltı

Aralık 5, 2025
Adli emanetteki altınların çalınmasının arkasında kim var? 

Adli emanetteki altınların çalınmasının arkasında kim var? 

Aralık 5, 2025
Enflasyon beklentinin üzerinde arttı

Avustralya ekonomisi sıcaklığın da etkisiyle ısınıyor: Kasım enflasyonu %4,3’e yükseldi, piyasaları sarstı

Aralık 5, 2025
Victoria Hükümeti’den 1000’e yakın pozisyona şok kesinti: Sendikalar ayakta

Victoria Hükümeti’den 1000’e yakın pozisyona şok kesinti: Sendikalar ayakta

Aralık 5, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM