Sevgili okurlarım, bugün size uzun zamandır araştırdığım ve hakkında pek çok bilgi ve belge topladığım bir konuyu açıklığa kavuşturmak istiyorum.
Cemaatin ne ayak olduğunu soranlara verilecek en güzel cevabı bulduğum kanaatindeyim. Bu cemaat aslında kırk ayak… Elini nereye atsan farklı bir ayağa çarpıyor.
Bugün “yıllarca cemaat içinde bulunmuş, kesme şeker ve samanlardan sorumlu Veliefendi bölge imamlığı yapmış, adını veremeyeceğim kod adı ‘Zaman’ olan” eski bir itirafçının çok önemli açıklamalarını aktaracağım.
Elbette hemen “Sen nasıl Zaman’da yazıyorsun, hain işbirlikçi” gibi ithamları baştan sallamadığımı ifade edeyim. Sonuçta gazetecilik “Tam bilmediğin bir konuda, isim de vermeden, pek çok insanı zan altında bıraksan bile, istediğini istediğin gibi yazmak, eleştiren olursa da ‘Zaten beni anlamadınız, hep önyargılısınız.’ deyip sıvışmaktır.”
O yüzden şimdi vereceğim haber cemaatte büyük çatlamalara yol açabilir, başta bazı ilahiyatçılar olmak üzere oligarşik güç odaklarını rahatsız edip kimi münferit zırtopazları da memnun edebilir, baştan uyarıyorum.
Şimdiden gelecek her türlü şefkat tokadı tehditlerine karşı da İsviçre makamlarına bilgi verip koruma talep ettiğimi de söyleyeyim ki sonra “Yok bizi uyarmadın, önce sen küfrettin, abi ben ettim sen etme!” gibi saftirikliklere kimse tevessül etmesin.
Hani bizim Reis 30 Temmuz 2003’te Bayrampaşa Şehir Parkı açılışına katılıp orada “Ceddim Fatih ata işte böyle binerdi!” diye göstermeye kalkıp ata binmiş, “adı “Cihan” olan o at da bizim Reisi patates çuvalı gibi düşürüp Reisin tüm karizmasını, daha yeni alınmış sıfır Mersedese anahtarlığı takıp ön tampondan bagaj kapağına kadar çizer gibi çizmişti ya! İşte o olay aslında cemaatin yaptığı ilk suikast girişimiymiş.
Kod adı “Zaman” olmasından da anlaşılacağı üzere nerede çalıştığını anlayabileceğiniz (Ben değilim oğlum.) mahkemede ifade veren bu tanık, cemaatin ahır yapılanmasını deşifre etmiş.
İfadeye göre cemaat mensupları “mahrem abi”lerin fetvasıyla Veliefendi Hipodromunda bir araya gelip tedbir maksatlı bir 6’lı ganyan yapıp oralarda takıldıktan sonra topluca “Adiyat Suresi” okuyup menfur planı yapmışlar.
Bu plana göre yıllar içinde özel okunmuş kesme şeker ve samanlarla beslenen “Cihan” adındaki şakirt at, kazanması çok zor olan Bayrampaşa at yerleştirme sınavının soruları çalınıp kendisine saman içinde yedirilmesiyle bu makama gelmiş ve verilecek görevi beklemeye başlamıştır.
İşte bu uyuyan hücreler Reisin parkın açılışını yapmaya gelmesiyle hemen uyandırılmış ve menfur plan yürürlüğe konulmuştur. Atı görüp güzelliğinden etkilinen Reis, yüce ceddi Fatih’i de hatırlayarak “Şol İstanbul nasıl at üzerinde fethedilir, bir göstereyim.” diyerekten “Cihan”ın üstüne çıkmış ama sonra olanlar olmuştur.
Cemaat abilerince yıllardır elle beslenip, en kaliteli kaşağılarla tımarlanıp bir de cesaret verici maddelerle ilaçlanarak bu suikasta hazırlanan “Cihan”, Reisi boynunu kırıp öldürmek maksatıyla üzerinden atmış ama Allah’tan Reis bu işten sadece karizmaya aldığı birkaç çizikle yırtmıştır.
Olay hemen cemaat medyası tarafından sulandırılmış ve “Cihan”ın geçmişi hemen unutturulmaya çalışılarak olay örtbas edilmiş ve sonunda “Cihan” 2007 yılında “bağırsak düğümlenmesi” teşhisiyle canını Rahmana teslim etmiştir.
Özal suikastında olduğu gibi cesedi daha sonra otopsi yapılıp olay ortaya çıkarılmasın diye hemen apar topar Kayseri’ye gönderilmiş ve gizlice bir pastırma-sucuk fabrikasına meccanen bağışlanıp suikastın üstü örtülmüştür.
Olayın şifreleri ise gayet açıktır. İtirafçı şahıs elbette sonradan dediklerinden “Dönmez”se kendine kod adı olarak cemaatin gazetesinin ismi “Zaman”ı seçmiş, atın ismi ise zaten” Cihan”dır. Yıllarca haber ajansı maskesi altında seçimleri bile proveke eden bu ajansın isminin olayın baş şüphelisi ata konulması elbette tesadüf değildir. Arkasından cesedin Kayseri’de yok edilmesinde de kesin Boydakların parmağı vardır. Bu da cemaatin medya ve iş adamları yapılanmasının ahır yapılanması ile nasıl ilişki içinde bulunduğunun en sağlam kanıtıdır.
Bunun yanında soruları çalıp saman içinde ata yediren, ata liderin el yazısıyla “attan düşürme duası” iğneleyip semerin altına saklayan mahrem abilerin adlarına ulaşmama da az kaldı. Elbette cemaatin %90’ı bu işlerden habersiz ve masumdur. Ne yazık ki %10’luk bir kısım bu işlere karışmıştır. Benim amacım da cemaatin ve hapislerde dandik sebeplerle çürüyen mensuplarının işlerine çomak sokup saray hakimlerine delil bulmak değil, gazetecilik yapmaktır, böyle biline…
@YHepcakar