• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home YAZARLAR

Kibirden kurtulmak mümkün mü?

Mart 7, 2020
in YAZARLAR
3
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

Kibirden kurtulmak mümkün mü?

Bu soruyu bize Meryem Hanım sormuş.

Aslında aynı soru, iki şekilde sorulabilir. Birisi, kalbinde kibir veya gururun zerresin ibile barındırmayan insan var mıdır?

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Makul yol…

Hak etmeden girilen işten alınan para helal mi?

Bir Yıldız Doğuyor Afrika gecelerine

Diğeri de olsa bile bundan her şeyiyle kurtulmak mümkün müdür?

Birinci sorunun cevabı olarak, başta Peygamberler olmak üzere Hak dostlarının kalplerinde gurur ve kibrin bulunmayacağı söylenebilir. Peygamberlerde bu durum yaratılıştan ve fıtridir. Bu, onların ismet sıfatlarının bir gereğidir.

İsmet her manada tertemiz olmayı gerektirir. Kaldı ki kibir, değil Peygamberlerde, diğer insanlarda bile hoş görülemeyecek büyük kusurlardan ve günahlardan birisidir. Allah’ın Peygamberleri böyle bir kusurdan münezzeh ve mualladır.

Diğerlerinde ise kişinin nefsini terbiye etmesi sonucunda kazanılabilecek olan bir neticedir. Eğer bu mümkün olmasaydı, “kalbinde zerre kadar kibir bulunan” sözünün bir manası olmazdı.

Bir üçüncü soru da, insanın benliğinde kibir duygusunun bulunması, her hal-ü kârda kötü ve zararlı mıdır?

Diğer bütün kötü huylarda, mesela (adavet) düşmanlık duygusunda olduğu gibi eğer dışa vurulmaz ve gereği yapılmazsa kibir de insanı mesul etmeyebilir. Adavet için Bediüzzaman Hazretlerinin, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Eğer dersen: İhtiyar benim elimde değil; fıtratımda adâvet var. Hem damarıma dokundurmuşlar, vazgeçemiyorum. Sû-i hulk ve fena haslet eseri gösterilmezse ve gıybet gibi şeylerle ve muktezasıyla amel edilmezse, kusurunu da anlasa, zarar vermez. Madem ihtiyar senin elinde değil, vazgeçemiyorsun. Senin, mânevî bir nedamet, gizli bir tevbe ve zımnî bir istiğfar hükmünde olan kusurunu bilmen ve o haslette haksız olduğunu anlaman, onun şerrinden seni kurtarır.” (22. Mektub)

Bu değerlendirme, kibir ve gurur gibi istemediğimiz ama bulunmasına mani olamadığımız duygular için geçerli olsa gerektir. Yani kimseye tepeden bakmazsa, insanlar arasında ayırım yapmazsa, içindeki bu duygunun normal olmadığını, gerekli bulmadığını düşünüyor fakat engel olamıyorsa, “ben, ben” diyerek sözü hep kendisine getirmiyor, tam tersine bunları bastırmaya çalışıyorsa, içinde kalmak şartıyla vebalinden kurtulduğu gibi bunları bastırmaya çalarak nefsiyle mücadele etmiş sayılacağından sevap da kazanabilir

Ayrıca kendisinde bu duygu bulunan kimse, -ki az veya çok herkeste vardır- bunun kötü olduğunu kabulle beraber tevbe istiğfarda bulunmalı, Cenab-ı Hakk’ın onu bundan kurtarması için dua etmelidir.

Bir dönem itibariyle enaniyetli, gururlu ve kibirli nice büyük insanlar vardır ki, zaman gelmiş mum gibi erimişler ve yumuşamışlar, herkesten daha mütevazı, daha olgun bir hale bürünmüşlerdir. Hem de yapmacık olarak değil, gerçek olarak.

Büyük bilinmek ve büyüklenmekle büyük olmak çok farklı şeyler olduğu artık bilinen bir husustur. İzafi ve mecâzi manada değil, insanlar arasında elbette gerçekten büyük olanlar da vardır. Mesela Peygamberler ve Allah dostları gibi.

Fakat bu büyüklük başkasının gözünde olmalı ve kesinlikle kendisi adına büyüklenme sebebi olmamalıdır. Yani Allah’ın büyüttüğü, O’ndan dolayı, O’nun adına bir büyüklük olmalıdır. Zira Allah Resulü’nün ifadeleriyle “Kim Allah için tevâzu gösterirse, Allah onu yüceltir; kim de kibirlenirse Allah onu alçaltır.”

Pek çok fazilet gibi, gerçek büyüklüğün membaı yine imandır. “İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder.” Fakat bu sultanlık, mağrur dünya sultanlıkları gibi şımarıklık ve despotluk değil, mahviyet ve tevazu ile elde edilen bir sultanlıktır.

Tamamen gerçek olan bu enaniyetsiz büyüklük ancak imandan kaynaklanır. Böyle bir büyüklük anlayışının insanları rekabete ve kıskançlığa değil, dayanışmaya, birbirini sevmeye, yardımlaşmaya götüreceği muhakkaktır. Bu büyüklükte göstermelik sevgiler, menfaate dayalı sahte saygılar değil fazilete dayanan samimi muhabbetler yaşanır. Özellikle bu gün, aile hayatında buna çok fazla ihtiyaç vardır.

Fertten başlayarak ailede, iş hayatında, toplumda ve hayatın bütün kesimlerinde böyle bir faziletin inkişafa başlaması, dünyayı ne kadar güzelleştir, ne kadar kolaylaştırır, ne kadar yaşanır hale getirir, anlamak çok zor olmasa gerek.

Aslında böylesi bir hayatın dinamikleri bizde bütünüyle mevcut. Yeter ki kendi değerlerimize dönelim, kendi değerlerimizin değerini bilelim.

PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Ankara Emniyeti’nde işkence: Kız öğrencileri erkek polisler darp ediyor

SONRAKİ HABER

Havuz Yazarı: Erdoğan TSK’daki Kemalist yapıyla anlaştı

BENZER HABERLER

Sırlı zarf!
Manşet

Makul yol…

Ağustos 11, 2025
Duyarlılık mı riyakarlık mı?
Manşet

Hak etmeden girilen işten alınan para helal mi?

Ağustos 10, 2025
Manşet

Bir Yıldız Doğuyor Afrika gecelerine

Ağustos 10, 2025
Sırlı zarf!
Uncategorized

Önce insan olmak

Ağustos 5, 2025
Manşet

Poşu

Ağustos 3, 2025
Manşet

Sürpriz yumurta: Devlet Bahçeli

Ağustos 3, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    • All
    • Manşet
    Belediye Konseyi Sydney’deki, Lakemba camiinde ezan okunmasına izin vermedi: Eyalet Başbakanı Minns,ezan okunabilir
    Avustralya

    Belediye Konseyi Sydney’deki, Lakemba camiinde ezan okunmasına izin vermedi: Eyalet Başbakanı Minns,ezan okunabilir

    by adminzaman
    Ağustos 13, 2025
    0

    Eyalet Başbakanı Chris Minns ; “Detaylarını bilmiyorum. Bu yerel belediye tarafından değerlendirilecek. . Belki ezan makul şekilde sınırlandırılmış bir biçimde...

    Saray Yargıçları, 38’i kız öğrenci, 42 kişiyi tutukladı: Alzheimer hastası Güngör’ün kızı Sueda Güngör de var

    Hasta ve yaşlı mahpus Güngör taburcu edilip tekrar cezaevine gönderildi

    Ağustos 13, 2025
    Çözüm süreci komisyonu üçüncü kez toplandı: CHP’den 29 maddelik demokratikleşme paketi

    Çözüm süreci komisyonu üçüncü kez toplandı: CHP’den 29 maddelik demokratikleşme paketi

    Ağustos 13, 2025
    Fenerbahçe Kadıköy’de muhteşem gece yaşatarak, turu 5 golle geçti!

    Fenerbahçe Kadıköy’de muhteşem gece yaşatarak, turu 5 golle geçti!

    Ağustos 13, 2025
    AKPM Raportörü Saskia Kluit: İsrail’in Gazze’deki katiamları etnik temizlik ve soykırım

    Madonna’dan Papa’ya çağrı: Çok geç olmadan Gazze’ye git

    Ağustos 13, 2025
    MİT, Nazım Hikmet belgesini 75 yıl sonra yayımladı

    MİT, Nazım Hikmet belgesini 75 yıl sonra yayımladı

    Ağustos 13, 2025

    İLETİŞİM

    info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

    Sydney Ofisi telefonu

    +61 02 96496006

    27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

    AVUSTRALYA REHBERİ

     

      • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
      • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
      • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
      • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
    • ANA SAYFA
    • GÜNDEM
    • YAZARLAR
    • DÜNYA
    • POLİTİKA
    • EKONOMİ
    • RÖPORTAJ
    • SPOR
    • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
    • VİDEO HABERLER
    • DİĞER

    Welcome Back!

    Login to your account below

    Forgotten Password?

    Retrieve your password

    Please enter your username or email address to reset your password.

    Log In

    Add New Playlist

    No Result
    View All Result
    • ANA SAYFA
    • GÜNDEM
    • YAZARLAR
    • DÜNYA
    • POLİTİKA
    • EKONOMİ
    • RÖPORTAJ
    • SPOR
    • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
    • VİDEO HABERLER
    • DİĞER
      • UZAK DOĞU
      • AVRASYA
      • AVRUPA
      • AMERİKA
      • AİLEM
      • TEKNOLOJİ
      • KONUK YORUM