El konulan Boydak Holding’in sahibi Mustafa Boydak: Şirketimiz babamızdan kalan küçük bir işti, kardeşlerimizle beraber çocuğumuz gibi büyüttük, tırnaklarımızla kazıdık. Ağustos 2016’da kapı dışarı edildim. İnanıyorum ki bir gün geri döneceğiz.
Boydaklar Kayseri’nin en büyük ailelerinden biri, yarattıkları markalarla yüzlerce ülkeye ulaşan devasa bir ekonomik güçtü. Ve Mustafa Boydak’ın ifadesiyle “bir kamyon polisle kapıya dayananlar” holdingin anahtarını gasp etti, teslim aldılar. Memduh, Hacı ve Şükrü Boydak tutuklandı. Yıllardır hapisteler. Mustafa Boydak dışarıda, kardeşlerini Sincan Cezaevi’nde ziyaret ediyor, onlara mektuplar yazıyor.
ERDOĞAN ‘ŞUNU HALLEDELİM’ DER, BİZ DE YAPARDIK
Mustafa Boydak, yaşadıklarını, süreci KHK TV’ye anlattı. “Ben de KHK’lıyım” diyen Mustafa Boydak, mallarına ve mülklerine 667 Sayılı KHK ile el konulduğunu hatırlatıyor. Kayseri halkına kırgın olmadığını kaydeden Mustafa Boydak, bugünlerin geçeceğine inanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilişkisi sorulan Mustafa Boydak, “12 yıl boyunca Kayseri Sanayi Odası’nın başkanlığını yaptım. Zaman zaman bölgemizde bizim çözmemiz gereken, işle alakalı konular olduğunda, o zamanın Başbakanı Sayın Erdoğan arardı, ‘Başkanım şöyle bir konu var şunu halledelim’ der biz de yapardık.” diyor.
İÇİMİZDE NE CANAVARLAR VARMIŞ…
Yedi yılda çok büyük değişiklikler yaşandığını kaydeden Mustafa Boydak, “7 yılda Türkiye nerelerden nerelere savruldu, insanlar nerelere savruldu. İçimizde ne canavarlar varmış, içimizde ne güzel insanlar varmış onu gördük. Mağdurların hepsinin ayrı ayrı hikâyesi var. KHK’lıların en yakınları tarafından, “zararlı insanlar” gibi terk edildiğini gördük. Bir yandan üzülüyorum bir yandan da insanların azmi, kararlılığı, hayata tutunması, birbirleriyle dayanışması beni mutlu ediyor” diyor.Mustafa Boydak’ın KHK TV’nin sorularına verdiği diğer cevaplar şöyle:
Bakış açım laik kesime hep daha yakındı. Laiklik ilkesinin ne kadar önemli olduğunu hep birlikte gördük. Bu süreçten sadece muhafazakâr cenah değil, herkes bir şekilde zarar gördü ve görecek, öyle görünüyor. Bizim arzumuz ülkemizin çocukları öncelikle iyi eğitim alsın, bilim ve akla inansın, yönümüz batıya dönük olsun. AB standartlarını yakaladığımızda yönetim öyle mi olsun, İslamcı mı olsun gibi bir problem kalmaz; sadece insanların düşüncesinde özgür olabileceği alan yaratılması gerekir.
İCAP ETTİĞİNDE YİNE TEMASIMZI OLACAKTIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eski Cumhurbaşkanı Gül ile geçmişte nasıl bir ilişkiniz vardı?
Türkiye’deki siyasi partilerde, liderleri de dâhil tanımadığım kimse yoktur. 12 yıl boyunca Kayseri Sanayi Odası’nın başkanlığını yaptım. Zaman zaman bölgemizde bizim çözmemiz gereken, işle alakalı konular olduğunda, o zamanın Başbakanı Sayın Erdoğan arardı; “Başkanım şöyle bir konu var şunu halledelim” der biz de yapardık. Tabi bu ilişkimizi farklı alanlara çekmek durumu söz konusu olamaz, onlar büyüğümüz hala da büyüklerimiz. İcap ettiğinde yine temasımız olacaktır.
Kayseri halkına kırgın mısınız?
Kayseri’nin üzerimizde emeği çok, kimseye kırgın olamam. Benim kırgınlığım bizimle ilgili gerçek olmayan bilgileri, doğru olmayan hususları, yalan İfade vermek suretiyle yapan kişi; gizli tanık ve kurumlaradır. Zaten birçoğu da ifşa oldu. Yargılama sürecinde, mahkemede, birçok insan ifadelerinin yanlış yazıldığını söyleyerek düzeltmek istedi. Fakat çok ilginç bir şekilde, Kayseri ikinci Ağır Ceza Mahkemesi, bu kişilere: “Biz sizin poliste verilen ifadelerinizi kabul ediyoruz, mahkemedeki ifadenizi etki altında verdiniz, kabul etmiyoruz!” dedi. Böyle bir hukuksuzlukla hakkımızda ceza verdi.
Boydak Holding davası ne aşamada AİHM’den ne bekliyorsunuz?
Yerel mahkemedeki cezalarımız geçtiğimiz günlerde istinafta onandı. Şu an Yargıtay aşamasında itirazımızı yapacağız. İnancım o ki Türkiye’de hukukun kırıntısı dahi varsa, AİHM’e gerek kalmadan yargılamalar ile ilgili hatalardan Yargıtay da dönülecektir. Ancak o dönemde şirketlere Kayseri Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Kayyım atanması kararını, AİHM’e götürdük. Ve bugünlerde “hak ihlali kararı vardır” deneceğini düşünüyorum.
7 YILDIR CEMAATİN PARASI VAR MI DİYE BAKIYORLAR
Medyada hakkınızda yer alan haberlere ne diyorsunuz?
7 yıldır denetimler yapılıyor acaba cemaatin parası var mı diye. Maalesef ana medya, basın, bizzat tanıştığımız, her zorlukta yardımcı olduğumuz kişiler ve ekipleri, bizim şirketleri cemaatin adamları kurmuş gibi algı yaptılar. Oysaki şirketlerimiz 1957’de beri var, alın teri ile babalarımız kurdu, sonra da bizler bugüne getirdik.
Boydak Holding, Bellona, İstikbal, sizin için ne ifade ediyor?
Yönetim Kurulu Başkanı olduğum şirketten Ağustos 2016’da kapı dışarı edildim. Kayyım ve bir kamyon polis şirkete geldiler, hoş geldiniz dedim teslim ettim ve çıktım. İnanıyorum ki bir gün döneceğiz. Babamızdan kalan küçük bir işti, kardeşlerimizle beraber çocuğumuz gibi büyüttük, tırnaklarımızla kazıdık. Ardından “Anadolu Finans” bünyemize girdi. Türkiye Finans Katılım Bankası’ndaki hissemize dokunmadılar. Markalarımız geride kaldı, birçok rakip bizi geçti, şu anki manzara iç açıcı değil. 13 bin çalışanımız, bankada ise 4500 çalışanımız, kardeşimiz vardı. Biz kısa zamanda gelip, şirketlerimizi hak ettiği yere getireceğiz.
Yeni kurulan partileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim siyasetim mağduriyetlerin önlenmesi, siyasetin içerisinde asla olmadık. Türkiye uluslararası toplumun bir mensubu olduğunu, kurum ve kurallarıyla ispatlamak zorundadır. Türkiye önemli siyasi gelişmelere gebe görünüyor.
Tek çözüm merkezi partiler midir? Toplum bilinci de gerekiyor mu?
Yasama, yürütme ve yargı organlarının daha keskin çizgilerle ayrılması lazım. Toplumsal barışa ihtiyacımız var. Dini inancımız, görüşlerimiz, entelektüel anlayışımız farklı olsa da ortak noktamız Türkiye’mizdir. İnsanımızın sağduyusu, aklı, fikri ile problemleri aşacağız. Gelişime daha açık, eğitim seviyesi daha yüksek bir Türkiye olarak kendi bölgemizde medeniyetimizi tekrar yaygınlaştıracağız.
Tutuklu kardeşleriniz nasıl, neler konuşuyorsunuz?
Ankara Sincan’a 3 haftayı geçirmemek kaydıyla görüşe gidiyorum. Mektuplaşıyoruz. Kardeşlerimi çok özlüyorum. Gittiğimde aynı havayı solumak için bir gece kalıyorum. Onlar, Türkiye’nin en girişimci insanlarından bir kaçı. Onlar gibi birçok insan atıl vaziyette, hapiste, işinden edilmiş, zorluklarla mücadele ediyor. Türkiye’nin özellikle siyasi iktidarın bunları görüp, süratle tedbir almasını canı gönülden diliyorum.
“KAYSERİ’DEKİ ÇEVREMİZİN YÜZDE 95’İ KAYBOLDU”
Bu süreç sona ererse nasıl bir duruş sergileyeceksiniz?
Benim duruşum hiçbir zaman değişmedi. Alnımız açık, suçumuz memleketimizi çok sevmek. Süreç biterse yine aynı olacağım. Kayseri’de ciddi çevremiz vardı ,%95’i kayboldu, yepyeni bir çevre yaptım. Firmaların mali rehberliğini yaptım, insanlarda öyle sevgi var ki anahtarlarını, fabrikalarını veriyorlar. Bugün Boydak Holding’den daha büyük yapıların işini yapacak durumdayız; fakat önceliğimiz şu anda kardeşlerimizin hapisten çıkması, suçsuzluğumuzun ispatlanmasıdır.
KHK’lılar için bir ümit var mı sizce?
Kesinlikle ümidim var. Hakkında beraat- takipsizlik verilmiş on binlerce KHK’lı var. Acilen yarın sabah görevlerine döndürülmesi lazım! Diğer KHK’lı kardeşlerimizin yüzde 99’unun herhangi bir suçu yok. Eline silah almamışsa, irtibat-iltisak diyerek, oturmaya gitti, çocuğunu okula gönderdi diyerek ceza vermek ülkemize yakışmıyor. Bir kararname ile bütün mağduriyetler giderilebilir. O günkü şartlarda devlet refleksi bu yanlışları yaptı ama bugünün şartlarında düzeltmesi lazım, düzeltileceğini ümit ediyorum. Moralimi hiç bozmuyorum. Bu yaşadığımız geçici bir durumdur. Anadolu insanının iş hayatına geri dönmesi lazım, hapishanedeki çok sayıda insanımızın artık aramıza katılması gerekiyor. Türkiye yaşadığı bu zorlukları aşarken, bizim tekrar ülkemize hizmet etmemiz gerekecek ki bunu da seve seve yapacağız. Barışçıl, aydınlık yarınları olan ekonomisi güçlü, güzel bir Türkiye hayal ediyorum.