Muhyiddin İbn-i Arabî, İslâmî ruha sahip çıkanların en başında SAHABELERİN olduğunu, onlardan sonra da ikinci sırada OSMANLILARIN bulunduğunu söylüyor.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri de Osmanlı Devleti için: “Eski zamandan beri İslamî istiklâlin bekâsı, hem ilâ-i kelimetullahın yücelmesi için, Farz-ı Kifâye olan cihadı üzerine bir vecibe olarak alarak kendisini tek bir vücud olan İslam âlemine fedâ etmeye vazifeli, İslama BAYRAKTAR görmüş olan bu DEVLET” sözlerini söylüyor.
Bu ruha, bu samimi sadakate ihânet edenler, bilerek, bilmeyerek hıyanette bulunanlar hiçbir zaman affedilmemişlerdir. Tarihte bunların misalleri çoktur: Şerif Hüseyin ve oğulları kötü âkıbete uğramışlar ve maalesef 14 Temmuz 1958’de Irak İhtilalinde torunu Faysal, oğlu Abdülillah feci şekilde öldürülmüştür.
Bâb-ı lî baskınını yapan ittihadçılardan intikam almak için harekete geçenler, Mahmud Şevket Paşayı öldürmüşlerdi. Fakat esas öldürmek istedikleri M. Akif Ersoy’un (Osmanlının yıkılmasına bilmeden vesile olan) ÜÇ BEYİNSİZLER dediği Enver, Talat ve CEM L Paşalar, kurtulmuştu… İttihad ve Terakkicilerden intikam almak için yapılan bu ikinci suikast planı tutmamıştı. Suikastçılar yakalanıp asılmıştı.
Nizameddin Nazif, ASILMA SAHNESİYLE ilgili hatırasını şöyle anlatıyordu: “Asılacakları gece, evimiz Sultan Mahmud Türbesinde olduğu için, hemen bütün Divanıyla çocukları gibi ben Beyazıt’a yollanmıştım. Fakat uzaktan sehpaları görünce ürkmüş ve gerileyip Kumkapı’ya inen yokuşa yakın bir noktada durmuştum.
“O geceden benim bir kulak hatıram var. Avaz avaz haykıran bir ses hâlâ ara sıra kulaklarımda uğuldar. Topal Tevfik’in sesi… Bu ses, o gece ne söylediyse, sonradan hepsi doğru çıktı.
-Memleketi Batırıyorsunuz!.. Diye İttihadçılara bağırmıştı. Evet MEMLEKETİ BATIRDILAR.
-Hepinizin sonu benimkine benzeyecek!.. Diye avaz avaz haykırmıştı. Evet, B B-I LÎ BASKININDAN İKTİDAR OLANLARIN HEMEN HEPSİNİN SONU Topal Tevfik’in encâmına benzemiştir.
TALAT Paşa bir Berlin sokağında katledilmiştir. ENVER Paşa bir Türkistan tepesinde yok oldu. CEMAL Paşa, bir Gürcü şehrinde mitralyözle öldürüldü.
ŞÜKRÜ Bey, Maarif Bakanı oldu, Büyükelçi oldu ve ASILDI… İSMAİL CANPOLAT Bey, Bakan oldu, Büyükelçi oldu, mebus oldu ve ASILDI.
Hem meydanı dolduranlara Topal Tevfik şöyle haykırmıştı: “Zavallı vatandaşlarım!.. Hepinizin istikbâli karanlıktır!” Yalan değil. O günün gençlerinden ve çocuklarından dört yıl sonra, yüzde doksanı KARA TOPRAĞIN ALTINA GİRMİŞLERDİR: (Çünkü İTTİHADÇILAR DEVLETİ BİRİNCİ CİHAN HARBİNE sürüklemişlerdir…)”
Birinci Cihan Savaşından çok önce Üstad’ın gördüğü meşhur rüyadan sonra, Üstad: “Büyük bir INKILAB ve İNFİLAK’tan olacak sonra da Kur’an’ın etrafındaki surlar kırılacak. Doğrudan doğruya Kur’an kendi kendini müdafaa edecek. Ve Kur’an’a hücum edilecek; İ’câzı (mucizelik yönleri) onun çelik bir zırhı olacak. Ve şu İ’cazın bir nev’ini şu zamanda ortaya çıkarmaya, haddimin üstünde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak. Ve namzet olduğumu anladım.”
Bu ifadelerle Üstad Hazretleri o gün için Kur’an’ı ve İslamı bütün cihanda koruyan surları temsil eden Osmanlı Devletinin yıkılacağının yakın olduğunu anlıyor. Surlar yıkılacak ama Kur’an’ı koruyacak daha güçlü çelik bir zırh, bizzat Kur’an’ın içinden zuhur edeceğini de anlıyor. İşte o çelik zırh Kur’an’ın mucizelik yönleri. Onları da keşfedip yazacak olan Üstad Bediüzzaman artık o polattan zırhı hiç kimse parçalamayacak. Parçalamaya kalkışanlar da parçalanıp gidecekler.
Koruyucu surları bilerek-bilmeyerek yakanların ne hâle geldiklerinin yukarıda bir parça anlatmaya çalıştık… Ama bu çelikten zırhı paralayıp yok etmeye çalışanların sonlarının da nasıl olacağını tahmin etmeye gerek yok. Yani belli… Allah gayurdur… Gayretullah’a dokunanlar da affedilmezler, dünyada bile görecekleri görür, çekeceklerini çekerler. İnşaallah cibilli İslam düşmanı olmayanlar, dünyada çekip âhirete temiz giderler…
Fransızların “İhtilaller çocuklarını yerler.” diye meşhur bir sözleri vardır. Maalesef o ruha ihanet ederken kullandıkları zeliller bile bir gün gelir, sahiplerini saldırıp parçalayan kuduz köpekler kesilip zehirli dişleriyle ısırıp dişlemeye başlarlar…