Bilmediğimiz bir tehdide karşı önlem alıyoruz.
Bilmediğimiz için de başlarda pek ciddiye almadık.
Halen de riskin derecesini bilmiyoruz.
Hanemize uğramadı çünkü.
Boğularak can veren bir yakınımız olmadı.
**
Kimi fotoğraflar düştü önümüze…
Uzaklardan geldiği için konduramadık.
Millet marketlere saldırınca…
N’olur n’olmaz stok yaptık.
Bilinçsiz biçimde alışveriş yaptık, rafları boşalttık.
Halen…
Olası karantina veya kıtlık günlerinde tam olarak neye ihtiyaç duyacağız bilmiyoruz, yaşamadık çünkü.
Bir tatil günü neşvesinde geçiyor eve kapanma halleri.
Netflix’ten ne izleyelim diye bakıyor, çevreden film önerileri soruyoruz.
Marketler halen aktif.
Günlük taze gıdalarla “pijama terlik televizyon” modundayız.
Stoklara henüz dokunmadık.
**
Bilmediğimiz bir felaket kapıda.
Bu yüzden hayat yavaşladı.
Kimi yerde sokağa çıkma yasağı var.
Olmayan yerlerde ikazlar tesirli oldu, evden dışarı pek adım atılmıyor.
Korktuğumuz ne?
Onu da tam olarak bilmiyoruz esasen.
**
Dünya savaşı örneği veriliyor.
İngiltere gibi insan yaşamının uzun olduğu ülkelerde dahi…
Son savaşı gören birkaç bin insan ya var, ya yok.
Hayatın fişi çekilmiş gibi.
Enerji ve gıda problemi henüz yaşanmıyor.
Ya yaşanırsa?
Bilinmiyor.
**
Devletler önlem almakta ağır davrandı.
Vatandaş pek ciddiye almadı.
Çok geç kalındı, vs.
Bunların hepsi doğru.
Ayrıca…
Öyle bir süreç ki bu:
Hiçbir hazırlığın yetmediği de görülecek.
Ne tedbir alınmış olunursa olunsun…
“Neden bunu düşünemedik” diye dövüneceğiz belki.
Bilinmiyor ve yaşanmadı daha önce.
**
Gelişmiş ülkeler…
Nüfusunun yüzde 80’inin enfekte olacağını öngörüyor.
Genelleyelim:
Dünya nüfusu 7.7 milyarsa, en az 6 milyar insan eder bu.
1 milyarı hastalığı ağır geçirse…
Yeryüzünü sahra hastanesi yapsanız, baş edemezsiniz.
**
Bu yazıyı telefondan, tabletten veya bilgisayardan okuyorsanız…
Her şeyin henüz başında olduğumuzdan emin olun.
Tüm devlet projeksiyonları hakkında bir fikrim var.
Raporları okudum, bilim kurullarının görüşlerini taradım.
Tünel geçişi, minimum 12 hafta veya üç ay sürecek.
Daha azına rastlamadım.
Yani…
Olayın henüz çok başındayız.
Nisan-Mayıs ayları kırmızı aylar.
Tabir yerindeyse “üç aylar” asıl şimdi başlıyor.
Bayrama çok var.
Üç ay sonra mı olur, beş ay mı, Allah bilir.