Türkiye’de baskıdan, hak ihlallerinden çekinen birçok aile yaşadıklarını saklamak zorunda kalıyor. 2017’de kanserden hayatını kaybeden Hatice Çiçek ve ailesinin dramı yeni ortaya çıktı.
Hatice Çiçek’in çocuklarına vasiyeti: Sakın ağlama. Ağlasan da sessiz ve az ağla. Çünkü ben gerçek evimizde sizi bekliyor olacağım.
SEVİNÇ ÖZARSLAN-BOLD
2,5 yıl önce hayatını kaybeden ev hanımı Hatice Çiçek’in büyük oğlu Cemil Çiçek, annesinin mezarını sosyal medyada paylaşınca yaşadıkları dram gözler önüne serildi.2010 yılında kolon kanseri teşhisi konulan Hatice Çiçek (43), aslında hastalığı yenmiş, sağlığına kavuşmuştu. 2014’te oğlunun okuduğu Polis Koleji’nin kapatılıp eğitiminin yarıda kalması, 2016’da abisinin ihraç edilip tutuklanması, peşine eşinin ihraç edilmesi, maddi manevi sıkıntılar derken tekrar nükseden hastalığı hızlı bir şekilde ilerledi ve 6 Eylül 2017’de hayatını kaybetti.
MEKTUPLARI ÖLÜMÜNDEN SONRA BULUNDU
Dört kardeş olduklarını söyleyen Cemil Çiçek, “Annem 2015 yılından itibaren yaşanan olaylara çok üzülmeye başlamıştı. Babam polis, ben Polis Kolejinde okuyorum. O dönemde birçok polis tutuklanmıştı. Dayım memurdu, ihraç edildi, tutuklandı. Babam öyle. Bunlara çok üzüldü, ağladı, çok yıprandı.” dedi.Annesinin ölmeden önce babasına ve kardeşlerine mektuplar yazarak evin çeşitli yerlerine sakladığını anlatan Çiçek, “Vefatından 2 hafta sonra bulduk mektupları. Kardeşlerime yazdığı mektup eşarplarının arasında ortaya çıktı. Ölümü kabullenmişti. Cümlelerinde hep bizi teselli ediyordu.” diye konuştu.
ANNENİN VASİYETİ: DÜRÜST VE ADALETLİ OLMANI İSTİYORUM
Hatice Çiçek, büyük kızı Esra’ya yazdığı mektubunda “Canım güzel kızım Esra. Öncelikle yaşamın boyunca sana çok az söylediğim şeyi söylemek istiyorum. Canım kızım seni çok seviyorum. Kesinlikle üzülme. Bu dünyanın kanunu. Seni ve kardeşlerini burada beklediğimi unutma. Bana nasıl davrandıysan daha fazlasını da kardeşlerine yap. Sakın ağlama. Ağlasan da sessiz ve az ağla. Çünkü ben gerçek evimizde sizi bekliyor olacağım. Bu dünya uzun gibi gözükse de aslında çok kısa. Senden istediğim dürüst olman, gözün açık olsun. Adaletli ve iman dolu yaşaman, namazlarınızı kardeşlerinizle birlikte kılmanızı istiyorum” diyordu.
ANNE GİTTİ, GÖZALTILAR, HASTALIKLAR BİTMEDİ
Çiçek ailesinin yaşadıkları annenin vefatından sonra bitmedi. Baba-oğul ikişer kez gözaltına alındı. Mahkemeleri hala devam ediyor. Annesini kanserden kaybeden 4 çocuk daha sonra babalarını da kaybetmenin eşiğine geldi.Ankara Emniyet Müdürlüğünde polis olarak görev yapan baba Murat Çiçek 26 Nisan 2017’de görevinden ihraç edildi. Altı ay sonra Ekim 2017’de gözaltına alındı. 13 gün nezarette kaldı. 6. gün hastalanıp Ankara Devlet Demir Yolları Hastanesine kaldırıldı. Cemil Çiçek, o gece yarısı eve gelen telefonu ve yaşadıklarını şöyle anlattı:
BABA GÖZALTINDAYKEN HASTANEYE KALDIRILDI
“Babam hem koah hem astım hastası. Koronavirüs nedeniyle şu anda da riskli kategoride. Gözaltına aldıklarında ilk başta ilaçlarını veremedik. 6. gün gece polisler aradı. Babamı hastaneye kaldırmışlar. İlaçları ne varsa getirin, dediler. Astım hastası olduğu için nefesi kesilmiş. 5 kişilik nezarette 20 kişi kalmışlar. Annem yok, biz evdeyiz. Ben tek başına küçük çocukları evde bırakıp hastaneye gittim. Jandarmalar içeri almadılar beni. Sonra aldılar. Babamın şuuru kapalıydı. Annemi sayıklıyordu.”
Murat Çiçek, 13 günün sonunda çıkarıldığı mahkemede, “Eşimi kaybedeli 70 gün oldu. Çocuklarım annesiz kaldı, babasız bırakmayın.” deyince serbest bırakıldı. Aradan bir ay geçmeden bu kez oğlu gözaltına alındı. Üç gün sonra bırakıldı.
Yaşadıkları onca şeyden sonra toparlanmaya çalışan aile, Ağustos 2018’de babanın beyin kanaması geçirmesiyle tekrar zor günler yaşadı. Murat Çiçek bir ay boyunca yoğun bakımda kaldı. O dönemde babalarıyla hiç görüşemediklerini söyleyen Cemil Çiçek, “Biz evde 4 kardeş kaldık. Ne akrabalar ne başka kimse… Hepimiz okuyoruz. Ben o zaman 20 yaşındayım. Benden küçük kardeşim üniversiteye gidiyordu, diğerleri 6. ve 8. sınıfa. Baba tarafı annemin hasta olduğu dönemde dahi bizimle selamı sabahı kestiler.” dedi.Yoğun bakımdan çıktıktan sonra babasının hiç kimseyi hatırlamadığı anlatan Cemil Çiçek, “Sadece ihraç olduğunu hatırlıyordu. Annesini, babasını, bizi bilmiyordu. Düzelene kadar hastanede kaldı. Doktorlar, ilk beyin kanaması geçirdiğinde kurtulma ihtimali çok düşük dedi. Babanın durumu çok kritik, beynin iki farklı noktasında kanama var. Uyutacağız babanı, ne zaman kalkabileceği belli değil derken kendileri de ağlıyordu.” ifadelerini kullandı.
BEYİN KANAMASI GEÇİREN BABAYA 2. GÖZALTI
Hastaneden çıktıktan bir hafta sonra Kasım 2018’de babasının ikinci kez gözaltına alındığını belirten Cemil Çiçek şöyle devam etti:
“Babam kimseyi tanımıyor, hatırlamıyor, Ankara savcısı tekrar aldı. Beyin kanaması geçirmiş, hastaneden çıkmış, sabahın altısında zil çaldı. Avukatlar dedi ki, eğer gözaltında kalırsa bu adam ölür. Yanlışlıkla almışlar, savcının önceden alındığından haberi yokmuş. O zaman bıraktılar. Babamdan bir ay sonra beni gözaltına aldılar. Kardeşlerim yine yalnız kaldı.”
Murat Çiçek, artık ömür boyu ilaç kullanmak zorunda. Beyninde oluşan hasar nedeniyle anlama ve algılama konusunda davranışsal sorunlar yaşıyor. O haliyle gündelik işlere giderek çocuklarının geçimine katkıda bulunmaya çalışıyor. Ailenin bütün sorumluluğuyla Cemil Çiçek ilgileniyor.
ANKARA BAROSUNA KAYITLI GENÇ BİR AVUKAT
Sekizinci sınıfındayken SBS sınavında Bolu birincisi olan Cemil Çiçek, 2010 yılında Polis Kolejini kazandı. 2014’te, son sınıftayken okulu kapatılınca eğitimi yarım kaldı. Bir sene boşta kalan Çiçek, sınavlara tekrar hazırlanıp Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesini tam burslu olarak kazandı. Annesinin hasta yatağındayken ördüğü patikleri satarak hukuk okuyan ve geçen yıl mezun olan Cemil Çiçek, şimdi Ankara Barosu’na kayıtlı stajyer bir avukat.Hukuk okuduğu dönemde iki kez gözaltına alınan Çiçek, “Beni hem Cemaat soruşturmaları kapsamında hem de Polis Kolejinde okuduğum için iki kez gözaltına aldılar. İlki annemin vefatından hemen sonraydı. İkincisi 6 ay önce oldu. Neden koleje gitmeyi tercih ettiğim hep soruldu. Fen Lisesini kazanmıştım. Tüm liselere girebiliyordum. Ben kendi irademle tercih ettim.” diye konuştu.
HATİCE ÇİÇEK SAĞLIKLI GÜNLERİNDE
HASTALIK SÜRECİ