Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bağış kampanyası başlatan belediye başkanları hakkında açılan soruşturmalara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
Büyükşehir Belediye Başkanlarımız Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun açtıkları, daha sonra diğer illerimize yayılan yardım kampanyaları için belediye başkanları hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma açılmasının yasal dayanağı yok. Çünkü, ilgili kanunlara belediyelerin bağış kabul etme hakkı bulunuyor. Ne zaman ki CHP’li belediyeler Kovid-19 salgını nedeniyle alınan önlemlerden ekonomik olarak etkilenen vatandaşlarımıza ulaşmaya başlardılar, yoksul vatandaşlarımıza ulaşmaya başladılar, hemen siyasi iktidar yasak getirdi. Üstelik bu yasak bizzat bu yasak, (Cumhurbaşkanı) Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla gerçekleştirildi.
Çünkü CHP’li belediyeler, siyasi iktidarın yapamadıklarını çok kısa bir süre içinde, vatandaşlarımıza güven vererek yapmaya başladı. Seçimlerden önce de sürekli, “CHP’li belediye başkan adaylarını seçerseniz, yoksul vatandaşlarımıza yapılan yardımı kesecekler” diyordu. CHP’li belediye başkanlarımız, bırakın yardımı kesmesini, yardımları daha da artırdı. Aşını, işini kaybeden herkesin yanındayız. Dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Yardımı kesecekler’ sözlerini CHP’li başkanlar yerle bir, tuzla-buz etti.
Üstelik biz bu yardımları asla parti ayrımı olmadan ulaştırıyoruz. Bu durum Erdoğan’ın ezberini bozdu. İşte bu yüzden, CHP’li belediyelerin yardım yapmasını engellemeye çalışıyorlar. Getirdikleri bu yasağın alt yapısı yok. Bağış toplanmasını önleyerek açıkça suç işliyorlar.
Daha da acı olan bir durumu daha anlatayım: Eskişehir Odunpazarı Belediyesi ile Antalya – Muratpaşa Belediyesi’nin aşevlerini kapattılar. İhtiyaç sahiplerine her zaman sıcak yemek veriyorlardı. Şimdi CHP’li belediyelere bağış yapılmasını engelliyorlar. Yıllardır yemek veren belediyeleri parasız bırakıp belediye yardımlarının önünü kesip hizmet veremez hale getirmek istiyorlar. Ekmek dağıtana soruşturma açıyorlar. Olacak şey değil.
Bunlar bile devlette adaletin nasıl yok edildiğini gösteren acı örneklerdendir. Oysa, iyilikte yarışmamız gerekir. İyilikte yarışmak dinimizin de emridir. Ancak,Erdoğan bizimle iyilikte yarışmaktan korkuyor. Çünkü onun iyiliği kendisine ve yakın çevresine olduğu için bizimle iyilikte, dürüstlükte yarışırsa geride kalacağını biliyor.
Fakat vatandaşlarımız şu konuda rahat olsun: İktidar ne yaparsa yapsın yoksula, ihtiyaç sahibine yardımlarımızı ulaştırmaya devam edeceğiz.