Sevda Noyan’ın boşboğazlık yapıp ifşa ettiği komşu fişleme ve katliam hazırlığı, bazı yan zayiatlara da yol açtı. Başkaları da gafil avlanıp makyajsız yakalandı. İyice maskeli baloya dönen toplumda demokrat kılığında dolaşan birileri, çaylak katil adayını eleştirirken açık verdi. Engin Noyan’ın Samanyolu Tv’de program yapmasından yola çıkarak ‘asıl darbeci senin kocan’ histerik çığlıkları bir anda etrafı kapladı.
Zırva tevil götürmez ama şöyle bir mantık yürütüyorlar; Samanyolu Tv darbecidir, Engin Noyan da orada çalışmıştır. O halde o da darbecidir. Bu saçma ve sakil mantığa göre Samanyolu ekranlarında gördüğümüz herkesin darbeci olması gerekir. Oysa o günlerde medya grubuyla bir şekilde teması olanlar içinden seçmece yapılıyor, herkes işine yarayanı alıp üzerinde tepiniyor. 21 yıl önce yapılan Ramazan programı gündeme gelirken, Saygı Öztürk’ün pek çok CHP, MHP milletvekilini ağırladığı, siyasi içerikli açık oturumu göz ardı ediliyor. Bu gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Yapılan kurumsal açıklamada profesyonel ilişki içinde Samanyolu Grubunda katkı sunmuş isimlerin bir kısmına yer verildi.
Engin Noyan eski hayat tarzını sürdürüyor olsa ve eşi ‘komşularımızı fişliyoruz, en az 50 tanesini götürecek kadar hazırlıklıyız.’ dese bu defa laikçiler değil dinciler ayaklanmaz mıydı? Ya da şöyle düşünün o günlerde konserleri Samanyolu ekranlarında ilgiyle izlenen eski eş Eser Noyan niye suçlanmıyor? Bazı aklı evveller çıkar onu da suçlar diye korkarak yazıyorum. Elbette bu aptalca ve hunharca sözlerle ilgisi yok Eser Hanım’ın. Ama hayat tarzını değiştirmiş olsaydı linçten nasibini alacağı muhakkaktı. Maksadım çelişkiye dikkat çekmek.
FETÖ, Erdoğan’ın kurnazca kurguladığı bir muhalif susturma aparatı. Eminin bu kadar işe yarayacağını o bile tahmin etmemiştir. Düşünsenize aynı suçlamayla yargılanan, hapis yatıp zor bela tahliye olduktan sonra soluğu yurt dışında alan Can Dündar bile aynı nakaratı tekrarlıyor. Başka trajikomik örnek Zaman Gazetesiyle ilgili. Seçim dönemlerinde mitingler takip edilir, bölgesel analizler yapılırdı. Bunun yanında bütün liderlerle yazar ve yöneticiler geniş bir görüşme yapar ve manşete taşınırdı. İstisnasız bütün liderler bu mülakatı vermiştir. Ama AKP trol ve gazeteleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu’nun yer aldığı manşeti onun aleyhine kullanıyor. Kimi CHP milletvekili ve yetkilisi sanki bu suçlamadan habersizmiş gibi, Zaman ya da Samanyolu’nda yazı ya da röportajı çıkan ötekileri aynı mantıkla suçluyor. Kendi genel başkanlarına da sıkmış olduklarının farkında olmayacak kadar saflar mı? Yoksa başka niyetlerle salağa mı yatıyorlar? Bilmiyorum.
Erdoğan’ın başardığı diğer şey ise kanunlarda tanımlanmayan eylemleri suç sınıfına sokması. Normal şartlarda takdir vesile olacak adımlar ağır suç kapsamında. 1996 yılında öteki mahalleden birine Engin Noyan’a kapısını açmak, onun köprüler kurmasına imkan tanımak devrim niteliğinde bir işti. Hâlâ eşine rastlanmadı. Öteki mahalleden bir kanal aynı şeyi hiçbir zaman yapmadı. Samimi bir dindara kapısını açıp program yaptırmadı. Aynı şey Zaman için de geçerli; Cumhuriyet’te yazamayan solcular, merkez medyada yer bulamayan liberaller hep Zaman’da toplandı. Aksi ise hiç olmadı. Ahmet Hakan gibi kimliğini girişte bırakanlar dışında hiç örneği yok. O demokrat duruş şimdilerde en büyük kabahatler kategorisinde.
Yakında Caillou’ya da bir tutuklama müzekkeresi çıkarırlarsa şaşmam. Çocukların gözyaşlarına aldırmadan Yumurcak Tv’yi kapatanlardan bu da beklenir.