İslam tarihinin en acı olayının yaşandığı talihsiz yerin adıdır, “Kerbubela”yada meşhur bilinen adı ile “Kerbela”.
Irak’ın Kufe kenti yakınlarındaki Kerbela çölünde miladi10 Ekim 680 de cerayan eden katliamın yaşandığı bu olayada “Kerbela Hadisesi”(olayı,katliamı) denmiştir.
Her ne kadar Şii ler tarafından daha çok değer verilerek günümüze kadar canlı tutulsada,
bu acı hadise aslında tüm müslümanların ortak acısıdır.
Ve anıldığı her defasındada tüm müminlerin gözyaşlarını dökmesine sebep olmuştur.
Kerbela hadisesine sürükleyen sebepleri takip ettiğimizde :
Karşımıza bu hadiseye götüren sebebin siyaset kaynaklı olduğunu görürüz,iktidarı ve gücü ele geçirmek isteyenlerin korkunç bir hırsın kurbanı olduklarına şahid oluruz.
Öyleki bu hırs Peygamber (sav)torunlarının katli ile sonuçlanmıştır.
Bu katliama götüren gelişmeler öylesine şeytani gelişir ki;
Olayların yönünün değişmesine hiç bir fırsat ve imkan kalmaz.
Adeta gözler kan bürümüş, akıl iptal olmuş ve fitne hakim olmuştur 4 bin kişilik orduya.
O güne kadar Peygamber (sav) torunu olarak bilinip değer verilen bu aziz insanlar bu süreçte artık hedef tahtasına konmuştur.
Ne uğruna….?
Mutlak iktidar ve biat için…
Çünkü Hz. Hüseyin’in (r.a) kendilerine boyun eğip, biat etmesi demek; iktidarlarının ne kadar güçlü ve meşru zemine dayandığının ispatı olacaktır onlar için.
Ama Hz.Hüseyin (r.a) bunu Kabul etneyince, bu emellerine ulaşmak için onları her türlü insani ihtiyaçlardan mahrum bırakma,baskı ,şiddet ve kıyım başlamıştır artık.
Hz.Hüseyin efendimiz (r.a) ve beraberindekilere ise tek yol kalır…
mücadele ederek Şehid olmak.
İşte o günden sonra asırlarca ciğerleri dağlamış durmuştur her anıldığında.
Sebep olanlar ve o katliamı bizzat yapanlarsa lanetle anılır olmuş
bütün Ümmeti Muhammed (sav) tarafından ve olmaya devam etmektedir hala günümüze kadar.
O tarihten sonra müslümanlar arasında meydana gelen her iktidar kavgasında veya savaşında da
Her gün aşura her yer Kerbela dır,
Her Zalim Yezid,her masum Hüseyin’dir artık.
İşte bugüne geldiğimizde bile
yine bir çeşit Kerbela ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz.
Yine aynı sebepler benzer muameleler reva görülüyor
Tükiye’de Hizmet Hareketi’yle beraber KHK lılara ve diğer muhalif guruplara.
Daha dün Babası’ndan mahrum AHMET evladımız can verdi.
Aylar süren ısrarlara rağmen bunu çok gördüler yavrucağa ve her kesin gözü önünde kaydı gitti çocukcağız.
Ve bir annenin daha kucağında evladının cesedi kaldı.
İşte Kim bilir belkide Kerbela toprağı taşıda halã ağlıyordur o gün bu gün; Hz.Hüseyin’e, Ehli beyt’e (r.a) ve bu gün zulüm gören AHMET’lere ve tüm mazlumlara…
Kerbela!
Nifak düştü, ateş düştü ülkeme,
Güller düştü, dallar kaldı dikene.
Yine Hasan Hüseyin ler hedefte,
Bizim için ağlarmışsın Kerbela.
***
Mapus düştü, sürgün düştü illere,
Kollar düştü, bileklerde kelepçe.
Yine zalim devranını sürmekte,
Bizim için ağlarmışsın Kerbela.
***
Hasret düştü,acı düştü kadere,
Sevgi düştü, nefret kaldı geride.
Insanlıkmı,vefamı hepsi çöpte,
Bizim için ağlarmışsın Kerbela.
***
Menan düştü,değmezdide kedere,
Giran düştü,muhtaç kaldı nağmerde
Yesinler ağaç kabuğu denmekte,
Bizim için ağlarmışsın Kerbela.
***
Anne düştü, baba düştü bir yere,
Yavru düştü,kaldı ayrı bir yerde.
Acımakmı; herkes ayrı keyifte,
Bizim için ağlarmışsın Kerbela.
***
Canlar düştü, binbir işkencelerle,
Ceset kaldı, kucak kucak ellerde.
“Bunlara su yok”aynı ton o seste,
Bizim için ağlarmışsın Kerbela.
***
Yine zulüm düştü Hüseyin lere,
Hasan düştü, din kaldı Yezid lere.
Mazlumlarsa mühletin beklemekte,
Bizim için ağlarmışsın Kerbela.
***
Dua düştü, sabır düştü bizlere,
Dava düştü,hesap kaldı mahşere.
Bak Ehli beyt bizdensiniz demekte,
Bizim için ağlarmışsın Kerbela.