Norveçli yazar ve yapımcı Jorgen Lorenzten; “Benim için en şok edici olan, darbe girişimi ile hiçbir ilgisi olmayan, darbeye yönelik hiçbir şey yapmadığı kesin olan on binlerce insanın kitlesel olarak tutuklanmasıdır.” dedi.
15 Temmuz Planlı Darbe Komedisi’nin ardından 4 yıl geçmesine rağmen hala üzerindeki sis perdesi aralanamadı. 15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar Türkiye’nin ‘en kara’ günlerinden biri olarak kayıtlara geçerken, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Bu çıkış, bu hareket Allah’ın bize büyük bir lütfu’ açıklaması, bombalamalar, Boğaziçi Köprüsü’nde yaşanan görüntülerin hepsi, büyük soru işaretleriyle örülü. Konunun uzmanları ve yabancı gözlemciler ise; Türkiye’nin 15 Temmuz’un etkisinden kurtulamadan 5 gün sonra 20 Temmuz 2016’da, Tayyip Erdoğan’ın, Olağanüstü hal ilan edilmesiyle birlikte, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ülkenin masum insanlarına büyük bir darbe yapıldığı belirtiliyor.
DARBE İLE İLGİSİ OLMAYAN BİNLERCE MASUM TUTUKLANDI
Öte yandan darbe komedisinin 4. yılında ülke içinde ve dışında çeşitli programlar yapılmaya devam ediyor. Avustralya’da , “15 Temmuz darbe girişimi ve sonuçları” adlı programda, Avustralyalı Gazeteci John Cleary sordu, Norveçli Yazar ve Yapımcı Jorgen Lorenzten ise 15 Temmuz Darbe girişiminin ayrıntılarını anlatarak cevapladı. Belgeselde kullanılan bazı dokümanların Coşkun isminde birinin Türkiye’de verdiğini belirten Norveçli Yapımcı; “Eğer önemli bilgilere sahip olan birileri olursa lütfen bizimle irtibat kursunlar.”çağırısını yaptı. “15 Temmuz darbe girişimi ve sonuçları” konulu programda, önemli açıklamalarda bulunan Jorgen Lorenzten, “Benim için en şok edici olan, darbe girişimi ile hiçbir ilgisi olmayan, darbeye yönelik hiçbir şey yapmadığı kesin olan on binlerce insanın kitlesel olarak tutuklanmasıdır.” dedi.
AVUSTRALYALI GAZETECİ SORDU, NORVEÇLİ YAPIMCI CEVAPLADI
Avustralyalı Gazeteci John Cleary’nin darbe girişimi ve sonrasına ait sorularını cevaplandıran Jorgen Lorenzten, darbenin ardından geçen dört yıllık süreci de değerlendirdi. Jorgen Lorenzten, darbeden sonra AKP’li Cumhurbaşkanın Erdoğan’ın, medyayı, baskı altına alarak çok güzel kullandığını, tüm medya mensuplarına darbeyi Gülen Hareketi tarafından yapıldığına inandırıldığını hatırlatarak; Mesela Doğu Perince çok rahat konuşuyor. Başkaları, onun sözlerini söylese hemen hapse girerdi. Perinçek’in Rusya ve Çin ile çok yakın ilişkileri var. Perinçek darbeden 6 ay önce AKP ile Rusya ile toplantılar hazırlamıştı. Bunu çok iyi biliyoruz. Perinçek’in çok etkisi var ve dokunulmazlığı da var. Erdoğan’ın yaptığı sevmediği bazı şeyleri direkt söylüyor. Perinçeğin Partisinde eski asker komutanları var, küçük parti olabilir fakat çok etkili. Perinçek Erdoğan’ı kontrol edebileceğini zannediyor. Erdoğan Perinçek’i sevmeyebilir fakat ona muhtaç.” ifadelerini kullandı.
ERDOĞANIN SAKLANDIĞI MARMARİS’TE NE OLDU?
Erdoğan’ın darbe gecesi “Allah’ın bir lütfu” ifadesiyle yola çıkarak, belgesel çekimi yapan yapımcı Jorgen Lorenzten, darbe girişiminin ardında birçok soru işareti ile acı hikâyelerin yer aldığına dikkat çekti. Jorgen Lorenzten;“Hala anlatılmayan birçok hikâye var. Örneğin Cumhurbaşkanı’nın saklandığı Marmaris’te ne oldu? Parlamentonun bombalanmasının ardındaki hikâye nedir? Peki ya o geceki bütün o düğünler ve Hulusi Akar ile Hakan Fidan arasındaki toplantılar? Darbe girişiminin arkasındaki beyin olmakla suçlanan Adil Öksüz nerede? Bir anda ortadan yok oldu. Ve bunun gibi…Tüm bu hikayelerin perde arkasında ne olduğunu öğrendiğimizde 15 Temmuz’un ne olduğu hakkında da daha çok şey bileceğiz. Şimdiye kadar, hükümetin bilgi sakladığı ve darbe girişiminden sonra yapılan sözde meclis komisyonu soruşturmasının bir parodi olduğu sonucuna varabiliriz.” dedi.
MAĞDURLARIN, KENDİ HİKÂYESİNİ ANLATMASI ÇOK ÖNEMLİ
15 Temmuz hala belirsiz ve ana sorunun henüz cevaplanamadığını belirten Lorenzten; “Bu darbe girişiminin arkasında kim var? Bir gün bileceğiz ve o zamana kadar araştırmaya, soruşturmaya devam etmeliyiz. Hayatını kaybeden, hapse atılan ve işkence gören tüm masum insanlar için adaleti sağlamak, bizim hedefimiz olmalıdır. Bu belgesel için benim umudum, artık daha fazla insanın konuşmaya başlamasını sağlamaktır. Türk rejimi tarafından tasfiyeye uğrayan bütün insanların kendi hikayelerini anlatmaya başlaması son derece önemli. İltica etmiş olan bütün mağdurlar bulundukları ülkelerdeki yerel medyaya röportajlar vermeli. Tıpkı bizim belgeselimizdeki bir genç gibi, insanlar kendi başlarına gelenleri yazmaya başlamalı ”dedi.
SARAL:PLANLI DARBENİN ASIL MAĞDURLARI HİZMET MENSUPLARI
Advocates for Dignity (AFD) Başkanı Mehmet Saral’da, sorulan soruları cevaplandırdı. Saral yaptığı konuşmada şunları söyledi:Bugün, 15 Temmuz’un ardından dört yıl geçti ama Türkiye’de hâlâ bilinmeyen aydınlatılmayan soru işaretleri var. Sayın Gülen ve mensupları, sözde darbe girişiminde rol oynadığı ileri sürülerek, suçlu hale getirildi. Ancak darbenin sonuçlarından kimden yararlandığına baktığınızda bunun Erdoğan’a fayda sağladığını açıkça görüyoruz. Aksine, Hizmet Hareketi mensupları ise en büyük acıyı ve zarar çekti. Sonuç olarak binden fazla okul, üniversite, kültür merkezi, eğitim merkezi, yurt, hastane, yardım dernekleri ve kurumlar, Türkiye’de ve dünyada gasp edildi. El kondu. Hepsinden önemlisi, binlerce masum kadın, çocuk, erkek ve yaşlı demeden işkenceye maruz kaldı, hapsedildi. Hala zindanlarda. Bunu dile getiren gazeteciler, araştırmacılar ise cezaevlerine atılıyor.” dedi.
‘ALLAH’IN BİR LÜTFU’ 58 DAKİKALIK BELGESELİ
Öte yandan Jorgen Lorentzen ve eşi Nefise Özkal Lorentzen yapımını üstlendiği “Allah’ın Bir Lütfu” isimli 58 dakikalık belgesel, 15 Temmuz darbe gecesinde köprü üzerinde yaşanan olayları, öldürülen askerleri, SADAT gibi konuları içeriyor. Belgeselde Fethullah Gülen’in yanısıra darbe sonrası yurt dışına sığınan NATO subaylarının görüşleri de yansıtılıyor. Yine belgeselde köprüde öldürülen şehit bir askerin ailesiyle yapılan görüntülü röportajı da yer alıyor. 15 Temmuz öncesi yetkililerin yaptığı fişlemeler belgeleriyle gözler önüne seriliyor. Ayrıca belgeselin yönetmeni, Erdoğan’ın darbeye dair zihinlerdeki şüpheleri gidermek için uluslararası bir komisyon teşkil edilmesi gerektiğini söyledi. Norveç’in başkenti Oslo’da galası yapılan “Allah’ın Bir Lütfu” isimli belgesel büyük ilgi görmüştü.
ZAMAN-Avustralya