“Edebiyat üstadlarımızdan, ilham ve sünuhata mazharı olduğuna inandığım Sezai Karakoç Beyin “Gül Muştusu” kitabından müjdelerle dolu bazı mısralar.”
Hadis olarak rivayet edilmektedir ki: “Arşın altında Allah’ın nice hazineleri vardır ki, onların anahtarları şairlerin dilleridir.” Edebiyat üstadlarımızdan, ilham ve sünuhata mazharı olduğuna inandığım Sezai Karakoç Beyin “Gül Muştusu” kitabından müjdelerle dolu bazı mısraları aktarmak istiyorum:
Göğsünü aç GÜL habercisi bu doğuluya
Gözle görünmez doğulu sabah rüzgarında
* * *
Kabirleri yara yara
Ulaş toprağın ötesindeki
GÜL lâmbasına
Dedenin yaktığı lâmbalar ki,
Biriktirilmiş at terlerinden fitilleri
Hey bağrı at sağrısına yapışık doğan
At dediğin de ne?
Baharda bulut içinde lâcivert bir gölge mi?
* * *
Bahar gelmiş gülü zorlamada
Bulutun içinde gülün özü döğülmede
Sonra bir yağmurla
Ufak bir esintiyle
Dökülecek bahçelerin üstüne
* * *
Kerpiçte bir değişme var
Ölü tozunda bir doğrulma
Tüyleniyor mezar taşları
Sızıyor saçaklardan kiremit kanı
Oluklardan akıyor
Dökülmüş çiçek tozlarıyla bulanmış su
Arılar arılar içeceğiniz su, bu su
* * *
Yaratılışa dönmüşümdür baharla
İlk yaratılışa
Gül saçarım düşmanıma bile
* * *
Kuzuların doğması nasıl beklenirse o ülkede
Güllerin açması da öyle beklenir gün doğmadan önce
Bahar yağmurları böyle güllere gebe
İner gök yüzünden bahçelere
* * *
Baharın salavatı güller
Yeryüzüne gelerek sabahları
Yataklara dökülerek
AŞK ezanını okurlar gençlere
* * *
Zengindir gülleriyle bu ülke herşeyden önce
Kırk yıl öteye gitseler de
Bu yerliler
Gül açar gül kapanır boyuna gönüllerinde
Yaşlısıyla genciyle GÜL Taşırlar dünyanın bütün ülkelerine
* * *
Gül gelecek
Kıymaet demek gülün geri gelişi demek
GÜL, peygamber muştusu, peygamber sesi
Doğunun açılan alın yazısı
Yırtılan kalbimin çile çiçeği
* * *
Sen engel olmazsan kış atlısı
Bahar gelince gülün açılışına
Karanlık kılıçların kırılır bir aydınlıkta
* * *
Ölülerin üstüne dikilen güller
Onları diriltmeye yeter
Yeter ki, insanın canını yeşertecek
Yaradılış baharının soluğu üfürülsün yüceden
* * *
İşte uyandık kınama bizi güneş adamı
Uyandık Ashab-ı Kehf gibi
Güllerin açılma vakti
Ağacağız kente şimdi
* * *
Üstad Sezai Beyin dediği gibi
Yemlihalar çoktan pazara indi
Dirilişin canlı delilleri
Bizzat kendileri
Ellerinde tutarak
Kur’an gibi bir mucizeyi
Ve onun çağımıza bakan tefsirlerini