AİHM Başkanı AYM eski üyesi Altan’ın tutuklamasını eleştirerek, “Türkiye Anayasa Mahkemesi’nin son hükmünde benimsediği dil, mahkememiz ve yüksek dereceli mahkemeler arasındaki beklediğimiz yapıcı hukuki diyalog ruhunu tamamıyla yansıtmıyor gözükmektedir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’yi ziyaret eden AİHM Başkanı Robert Spano, Adalet Akademisi’nde, Adalet Bakanı ve üst düzey yargı mensuplarına yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü üzerine ders verdi. Konuyu darbe girişiminin ardından tutuklanan ve AİHM’in hak ihlali kararı verdiği Anayasa Mahkemesi eski üyesi Alparslan Altan’a getirdi, Anayasa Mahkemesi’nin kararını eleştirdi.
DÖRT GÜN TÜRKİYE’DE KALACAK
Dört gün boyunca Türkiye’de kalacak olan Spano, ilk durağı olan Ankara’da sabah saatlerinde Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile görüştü, ardından Adalet Akademisi’nde yargı bağımsızlığı ile hukuk devleti arasındaki ilişki üzerine bir ders verdi.Adalet Bakanı Gül ve yargının en üst düzey isimlerinin izlediği derste Spano, kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı, hukuk devleti üzerine mesajlar verdi, konuyu 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’de gözaltına alınan hakimlere getirdi ve darbenin hemen ardından Hizmet Hareketi Cemaati suçlamasıyla tutuklanan eski Anayasa Mahkemesi (AYM) başkanvekili Alparslan Altan’la ilgili AİHM’in verdiği hak ihlali kararını hatırlatarak, AYM’nin Altan’ın başvurusunu reddetmesini eleştirdi.Serbestiyet’in aktardığına göre, Spano’nun sadece AİHM’in sitesinde İngilizce olarak yer alan konuşma metnindeki ilgili kısım şöyle:
“15 Temmuz darbe girişimin ardından Türkiye’deki yargıçlardan, tutuklamayı düzenleyen 5. Maddenin ihlaliyle ilgili başvurular aldık. AİHM’in içtihadı, yargıçların tutukluluğunun mahkeme tarafından sıkı bir şekilde incelenmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Alparslan Altan kararında mahkeme, 5. madde bağlamında ilk kez tutukluluğun yasallığına ilişkin katı değerlendirmesini şu üç unsura dayandırmıştır:
İlk olarak adaletin garantörü olarak yargı camiasının özel rolü hukukun üstünlüğüyle yönetilen devletler için temel bir değerdir; görevlerini başarıyla yürütmeleri için toplumun güvenini kazanmış olmaları gerekir.İkinci olarak, iç hukukun yargı mensuplarına, görevlerini bağımsız bir şekilde yerine getirmeleri için verdiği adli koruma gibi düzenlemelere uyulması esastır.Üçüncü olarak da demokratik bir toplumda yargının devlet organları arasındaki önemli yeri ile kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının korunmasının artan önemi göz önüne alındığında, AİHM, bir tutuklama emrinin sözleşme hükümleri açısından nasıl uygulandığını incelerken yargı mensuplarının korunmasına özel olarak dikkat etmelidir.
Buraya çok önemli bir hususu eklememe izin verin. Çünkü bu konuyla ilgili bir yanlış anlama olduğunu fark ettim. Sözleşme hukuku gereği, bir gözaltının, ulusal hukuk çerçevesinde hukuki olup olmadığının takdirinin ulusal makamlarının tasarrufunda olduğunu iddia etmek doğru değildir.Bir başka deyişle özellikle sözleşmenin 5. maddesi uyarınca AİHM, garantilerin ulusal hukuk ile bağdaşıp bağdaşmadığını kendisi belirlemelidir.
Hakimlerin tutuklanmasına gelince, bu inceleme çok daha titizlikle yürütülecektir.Dolayısıyla elbette çıkan netice üzerine bir pozisyon almıyorum ama Türkiye Anayasa Mahkemesi’nin son hükmünde benimsediği dil, mahkememiz ve yüksek dereceli mahkemeler arasındaki beklediğimiz yapıcı hukuki diyalog ruhunu tamamıyla yansıtmıyor gözükmektedir.”
AİHM, geçen yıl AYM Başkan vekili Alparslan Altan’ın başvurusuyla ilgili hak ihlali kararı vermiş, “tutuklamadan sonra dosyaya giren delillerin, tutuklamaya dayanak yapılamayacağına” hükmetmişti. Altan’ın 2018’de Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuru ise reddedilmişti.”kronosnews