Erdoğan, Avrupa ve ABD ile köprüleri atıyor, bu net.
Dikkat ettiniz mi:
Fransız Charlie Hebdo dergisinin pespaye peygamber karikatürlerine verilen tepki…
Derginin son sayısına kapak olan Erdoğan karikatürü yanında hayli cılız tepki gördü.
Devlet bürokrasisi kınamayı bırakıp ağza alınmayacak küfürlerle sıvadı.
***
Ankara, böyle şirazeden çıkınca…
Oturup Fransız başkanın laiklik anlayışını, bir derginin mizahtan veya kara mizahtan yoksun çiziktirmelerini de kritik edemiyorsunuz.
Taraflar birbirine pata küte girince…
Laflar anlamsızlaşıyor.
***
Fransa’da, okulda öğrencilerine peygamber karikatürü gösterdi diye bir öğretmenin başı kesildi.
Dün sabah, Paris’te Notre-Dame kilisesinde dua eden insanlara daldılar, üç ölü var.
Euronews geçmiş:
“Kilisede ayin yoktu, sadece dua edenler vardı. Saldırgan ilk olarak 70 yaşında bir kadına saldırıp boğazını kesti. Daha sonra iki kişiyi daha bıçak darbeleriyle öldürdü.”
Haberin detayında o yaşlı kadının başının gövdesinden ayrıldığı bilgisi var.
Nasıl içim parçalandı anlatamam.
***
Türkiye Cumhurbaşkanı, iki saldırıyı da kınamadı.
Bir şey demedi.
Twitter sayfasına baktım, Cumhuriyet kutlamasından başka şey yok.
Türk Dışişleri’nin laf olsun torba dolsun açıklamasının hiçbir hükmü yoktur.
***
Günlerdir Avrupa basınından onlarca yayın taradım, onlarca uzmanı dinledim, saatlerce…
Tamamı,
-Erdoğan’ın sözümona İslam dünyasının hamiliğini üstlendiğini,
-Saldırıları cesaretlendirdiğini,
-Türk temsilciliklerinin organizasyonuyla “lokal trolleri” sokağa saldığını yazıyor, söylüyor.
***
Çünkü, çok iyi biliyorlar ki…
Erdoğan, 18 Mart 2016’da, PKK sempatizanlarının çadır kurmasına izin veren Brüksel’i topa tutmuş, “O bombalar sizin şehirlerinde patladığında bizim ne hissettiğimizi anlayacaksınız, ancak çok geç olacak” demişti.
4 gün sonra Brüksel havalimanında bombalı saldırı olmuş, 35 kişi ölmüş, 300 kişi yaralanmıştı.
***
Fransa Başkanı Macron, 2 Ekim’de “İslam, dünyanın her yerinde kriz yaşıyor” dedi.
Bu, ülkenin 1905’te kabul ettiği laiklik ilkesine aykırıydı.
Macron, öğretmen cinayetinden sonra eleştirilerini sürdürünce…
Erdoğan, “Zihinsel noktada tedaviye ihtiyacı var” diye hakaret etti.
Ve Fransa, 120 sene aradan sonra büyükelçisini çağırdı.
***
Erdoğan eş zamanlı, Almanya’daki cami baskınına da kükredi.
Oysa, cami yolsuzluk iddiaları üzerine basılmıştı.
Gereksiz ve orantısız bir baskındı, fakat bu kadarı bile Erdoğan’ın işine gelmesi için yeterliydi.
Dedim ya…
Kavga çıkınca, olayları sağlıklı analiz etme şansı yitiriliyor.
Fransa veya Almanya’daki Müslümanlardan sana ne!
Uygurlar, Arakanlar, Kırım Türkleri ile ilgilendin mi, Yemen’le mesela?
Umurunda oldu mu?
***
Devlet adamları kanunla bağlıdır, yasalarla. Dinle, dini kurallarla değil.
Başta Avrupa olmak üzere, dünya…
Erdoğan’ın sadece ülkesi için değil, bölgesel bir güvenlik sorunu olduğu gördü.
İşin garibi buna bilerek ve isteyerek yardımcı olan da Erdoğan oldu.
Hayırlı mı değil mi kısa zamanda göreceğiz, ama önce Avrupalı gurbetçiler görecek.