İçinden çıktığım medya mahallesine iki kötü haberim var:
Birincisi, alıcılarınızın ayarlarını değiştirin.
Eskisi gibi Ankara antetli apoletli servisler bitti.
İkincisi:
Birileri hariçten gazel mi okuyor;
“İtibarsızlaştırır, sifonu çekeriz” dönemi de önceki yüzyılda kaldı.
***
Şimdi, tane tane anlatalım.
Hak ve özgürlükleri…
Kendiniz veya ideolojiniz için talep etmenizin kıymeti yoktur.
Hak savunuculuğu…
Asıl “farklı mahalleler” için talep edildiğinde anlam kazanır.
Çünkü, düşüncelerine katılmadığınız grupları müdafaa etmek zordur.
Hazzetmediğiniz bir kişi linçe uğradığında “bi dakka” demek kolay değildir.
Açalım:
“Demirtaş’ın fikirlerine karşıyım ama tahliye edilmeli” demenizin hiçbir önemi yoktur.
Cümleyi böyle kuracaksanız, hiç kurmayın yani.
“Çıplak arama iddialarının üzerine gitmeyerek cemaatçilere koz veriyorsunuz” diyeceğinize çenenizi kapatın daha iyi.
Anadolu’nun solu sağı fark etmez, mayası birdir.
Fikir hürriyeti ve özgürlükler anca bık bık konuşulur, kursaktan aşağı inmemiştir.
Bu, yurt içinde burnu sürtülenler…
Yeni yeni yurt dışında aydınlanma yaşayanlar için de böyledir.
***
Sorun kendinize:
Bir lafı söylerken veya yazarken kaç tane dengeyi gözetiyorsunuz?
Benim gözettiğim tek denge var:
-Söylediğim veya yazdığım şey, dönüp bir mazlumun canını yakmasın!
Başka yok.
İnanç özgürlüğünü savunmanız sizi dinci,
Ana dilde eğitim demeniz sizi bölücü,
LGBT haklarına duyarlılık sizi eşcinsel,
Kadın haklarını savunmak sizi feminist yapmaz.
Ne bileyim:
Cemevi deyince Alevi,
Hrant deyince Ermeni olmazsınız.
Az düşününce bunu bu şekilde ifade etmenin bile sıkıntılı olduğunu görürsünüz.
Ne çare, başka nasıl ifade edilir bilemedim.
***
Türkiye’de korku duvarı ne zaman aşılsa…
Rejim sert bir ürkütmeyle cevap verdi ve başarılı oldu.
Şimdilerde benzer bir dalga var.
Toplum mutsuz.
Ülke ekonomik kriz altında büyük buhran yaşıyor.
Rejim bileşenleri her geçen gün eriyor, güç kaybediyor.
Bugün seçim olsa kazanma imkân ve ihtimalleri yok.
Tüm bunlar, yeni bir ürkütmeye işaret ediyor.
AİHM’in Demirtaş hakkındaki “derhal tahliye” kararı mühim bir yol ayrımı, kavşaktır.
Ankara bildiğini okuyor.
Bu inat devam ederse Batı’yla köprü kalmayacak.
Avrupa ve Amerika’da oyuncular değişiyor.
Türkiye ise içine kapanıyor.
OHAL değil, sert sıkıyönetime savruluyor.
Çıkışı gösterene rastlamadım.
Kamyon yoldan çıktı, taklalar atıyor!