3,5 yaşındaki kızı Rana’yı bir yılda iki kez görebilen tutuklu öğretmen Hülya Bayden hem kızının hem kendisinin psikolojisinin bozulduğunu söyledi. Çaresizliğini ve acısını anlatan bir mektup kaleme alan Bayden, adalet istedi.
“BU YAŞIMA KADAR ONURUMLA YAŞADIM”
Rana’nın doktora götürüldüğünü ve geçen haftadan itibaren ilaç kullanmaya başladığını vurgulayan Bayden, “Evde ağlama krizlerine giriyor, kendisini odaya kapatıyormuş. Kendisine verilen yemekleri reddediyormuş.” ifadelerini kullandı. Mektubunda mahkeme başkanına da seslenen Hülya Bayden, 31 yaşına kadar hep onuruyla yaşadığını, bundan sonra da öyle yaşamak istediğini belirterek artık kızına kavuşmak ve ona sıkı sıkı sarılmayı arzu ettiğini yazdı.
Hülya-Mehmet Yasin Bayden çifti, Cemaat soruşturmaları kapsamında 17 Aralık 2019’da İstanbul Silivri’deki evlerinde gözaltına alındı. Mehmet Yasin Bayden hemen o gün Bitlis’e götürüldü. Aynı gün kucağında yavrusuyla SEGBİS ile Elazığ Mahkemesi’ne bağlanan Hülya Bayden’e kapatılan özel okullarda matematik öğretmeni olarak görev yaptığı için 9 yıl 9 ay ceza verildi.
“ADALETLİ OLUNMASINI İSTİYORUM”
Mektubunda usulsüz yargılandığını ifade eden Bayden, “SEGBİS sistemi sıkıntılı olmasına (ses ve görüntü arızalıydı) rağmen, kucağımda hareketli olan yavrum olmasına rağmen yargılandım. Ben, herkes gibi adil yargılanmak istiyorum. Adaletli olunmasını istiyorum. Dolayısıyla yapılan usulsüz yargılanmadan dolayı Yargıtay’ın cezamı bozmasını ve tekrar yargılamasını istiyorum.” diye yazdı. Halen Bitlis’te tutuklu olan Mehmet Yasin Bayden ise 1,5 ay önce cezaevinde koronavirüse yakalandı. Mahkemesi devam eden Mehmet Yasin Bayden, 16 Aralık 2020 Çarşamba günü İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar karşısına çıkacak.
“Sayın Milletvekilim,
Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan size yazıyor bulunmaktayım. Mektuplarımın size ulaşıyor olması ve sizin bunlara cevap veriyor olmanızdan dolayı şükranlarımı size sunuyorum. Çaresizlik içerisinde bulunduğumuz şu dört duvar arasında sesimi size duyurabildiğim için mutluyum. Size yazmış olduğum mektubuma 14.10.2020 tarihli göndermiş olduğunuz cevap mektubunuz elime ulaştı. Duyarlı oluşunuz karşısında teşekkürü borç bilirim.
Mektuplarımda belirttiğim üzere evde doğum yaptığımdan ötürü maalesef kızımın kimliğini çıkaramamıştım. O dönem 26 yaşında 2 evlat babası olan erkek kardeşimi aniden trafik kazasında kaybetmiştim. Çok acılıydım. Cezaevine girişimin (17.12.2019) üzerinden 9 ay geçmesine rağmen ancak bana “DNA testi” yapıldı. Korona tedbirlerinden ötürü geçirmiş olduğum 23 günlük kötü hücre şartlarından dolayı sonra kızımın kimliğini çıkarmış olduk. 311 gündür tutukluyum. Bugün kızımı 2. Defa görüşe getirdiler. Çok ağlıyordu. Camın arkasından beni görüyor ancak dokunamıyor olması, yanıma gelemiyor olması, kızımın yanına gidemiyor olmam ikimizin de psikolojimizi bozmaktadır. Geçen hafta itibariyle psikiyatri doktoru kızıma ilaç tedavisine başlamıştır. Evde ağlama krizlerine giriyor, kendisini odaya kapatıyormuş. Kendisine verilen yemekleri reddediyormuş.