Amerika’daki kongre baskını Trump’ı bitirdi.
Doğrusu:
Gelmiş geçmiş en çok oyu alan (74 milyon) Cumhuriyetçi başkan, topal ördek (lame duck) döneminde kendi ipini çekti.
***
Amerika’da,
3 Kasım’da yeni başkanı seçiyorsunuz.
İki buçuk ay sonra…
20 Ocak’ta yemin ediyor.
Kurucu babalar bu arayı, dönemin iletişim ve ulaşım koşullarını göz önüne alarak belirlemiş.
Bugün bu çağda, anlamsız ve mantıksız.
Fakat bu defa şuna yaradı:
Trump, iki ay içinde öyle sersemce davrandı ki…
Siyasi finalini yaptığı gibi taraftarlarının başını da belaya soktu.
***
Amerika’da ifade özgürlüğü ticari şirketleri kapsamıyor olsa da…
Trump ve destekçilerinin tüm sanal ortamdan temizlenmesi ve göz açtırılmaması, düşündürücüdür.
Sonuçları henüz görmedik lakin…
Sebepleri sorgulayacak kadar veri var.
***
Seçimi kaybeden Trump’a:
-Yandaşı medya sırtını döndü.
-Sadık çevresi terk etti.
-Partisi homurdanmaya başladı.
-Kendi atadığı yargıçlar telkinlerini dinlemedi.
-Borçları gündeme geldi.
-Yargılanacağı dosyalar raftan indi.
-Kankası olan dünya liderleri eleştirmeye başladı.
-İnterneti kontrol eden devler ve sosyal ağlar, Trumpistler için sürek avı başlattı.
-Forbes, Trumpçıları istihdam edecek şirketlere bile gözdağı verdi.
-En son, Kongre ikinci “azil” sürecini başlattı, “bir daha kafasını kaldıramasın” diye.
***
Şu soruya içinizden cevap verin:
-Trump ikinci kez kazansa bunlar olur muydu?
***
Sebepleri sorgulamaya devam:
-Trump için saatler 6 Ocak’a mı kuruldu?
-Kongre baskınının Trumpsavar ateşi için milat olması, bir tesadüf mü?
***
Kabul ediyorum:
Amerika’da yargı ve medya dik durdu.
Trump onları sarsamadı.
Ama unutmayın, bunlar 3 Kasım’da kaybettikten sonra oldu.
Demokraside kurumlar çok önemlidir.
Trump, ilk 4 yıllık döneminde bunların içini oydu.
Bir kısım insanlar “bu yönetimle çalışamayız” deyip bırakmıştı.
Yetecek kadar bir kısım ise “yönetimle çalıştı.”
Kurumlar insanlardan oluşur ve insanların güce karşı zaafları vardır.
Trump, kendi döneminde yüksek mahkemeye normalde 1 üye atamak durumundayken 3 üye atamayı başardı.
Sistem, “hayır” demedi, diyemedi.
Herkes hemfikir:
İkinci dönemi olsaydı, taş taş üzerinde kalmayacaktı.
Şimdi “derin bir oh” çekiliyorsa, bundan asıl.
Pandemi olmasa, seçiliyordu halbuki.
***
Meselenin Türkiye’yi ilgilendiren bir yönü yok.
Keşke olsaydı.
Bir kere:
6 Ocak ABD’nin 15 Temmuz’u değil.
Trump, sadece 4 yıl başkanlık yaptı, 18 değil.
Türkiye’de Başkan’ın kaybedeceği seçimden sonra yargı ve medyanın dik durup durmayacağını takdirinize bırakıyorum. (bkz. İstanbul seçimleri)
Siyaset, Başkan’a laf yetiştirmekten çözüm ve alternatif üretemiyor.
Moda kelimeyle “Sözde Muhalefet”:
-Başkan’ın kendi kendini bitirmesini satın almış durumda.
Ve Başkan,
Sosyal ağlardaki tüm hesaplarından kendine biat etmeyenleri “hain” ve “terörist” ilan etmeye devam ediyor.
“Dijital diktatörlerin” hiçbirinin buna şerh düştüğünü dahi görmedik.
Erdoğan’ı Erdoğan bitirecek, doğru bir tespittir.
“Ne zaman” sorusunun cevabı yoktur.