AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ayasofya Camii çıkışında, CHP’li Fikri Sağlar’ın açıklamalarına ilişkin “Oy almak için bazı yerlerde görüyorsunuz işte başörtülü birkaç kişiyi yanlarında adeta böyle vitrin mankeni gibi getirip koymak kimseyi artık aldatmıyor, geçti o işler” demişti.
Erdoğan’ın söylemleri kısa sürede büyük tepki topladı. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Neslihan Çevik, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, DEVA Partisi Sosyal Politikalar Başkanı Elif Esen ve CHP PM üyesi Avukat Sevgi Kılıç ‘vitrin mankeni’ söylemini Artı Gerçek’e değerlendirdi.
‘BAŞÖRTÜ AKP’NİN SEMBOLÜ GİBİ GÖSTERİLİYOR’
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Neslihan Çevik, Türkiye’de başörtüsü ayrımının aşıldığını ancak mevcut hükümetin bir takım sembolleri siyaset için kullandığını söyledi. Kullanılan sembollerden birinin başörtüsü olduğunu söyleyen Çevik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarihsel olarak bakıldığında biz başörtü sorunundan kurtulabildik. Ama yeniden başörtülü başörtüsüz, dindar, seküler hatta içki içenlerin hepsi sarhoş gibi söylemlerle karşılaşıyoruz. Bu söylemlerin hepsi siyasi rant elde edebilmek ve gücünü tutabilmek içindir. Burada topluma vermiş olduğu zararı göz ardı etmiş oluyor. Ama şaşırıyor muyuz, şaşırmıyoruz. Zaten milletin bekası dediğinde kendi bekasından bahsediyor. Bugün öyle bir duruma geldi ki sanki başörtüsü sadece AKP’nin bir sembolüymüş gibi gösteriliyor. Halbuki böyle değil. Başörtüsü, kendisini dindar olarak tanımlayan ve başörtüsü takmak isteyen insanların kullandığı dini bir semboldür ama şu anda daha çok politik bir sembolmüş gibi gözüküyor. Bu durum İslam’ın kendisine de yapılmış büyük bir haksızlıktır. Sonuç olarak biz bu oyunlara düşmeyeceğiz. İnsanların kıyafetleri üzerinden bir yargıda bulunmayacağız.
‘İKTİDAR ARTIK SESİNİ KESSİN’
HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ise AKP iktidarının 28 Şubat’ın arkasından iktidar sürecinin avantajlarını kullanarak bugünlere geldiğini belirterek, “28 Şubat’ta yaşananlar da bu sistemin başörtülü kadınlar üzerinden dindar çevrelere yaşatılan bir refleksiydi” dedi. AKP’nin sıkıştığı süreçlerde aynı konuyu gündeme getirerek kadınları istismar ettiğini belirten Kaya, şöyle devam etti:
Düzkan: Yapılacak tartışma örtünme, örtünmeme değil kadınların can güvenliğidir
Ayşe Düzkan, ‘Dinciler-laikler paradigması, kadınlarla ilgisi yok bunun. Burada rahat ediyorlar, bunun üzerinden erkek iktidarını güçlendirebiliyorlar, muhafaza edebiliyorlar’ dedi.“21. Asrın Türkiye’sinde bugün muhalefet noktasında olan bazı dinamikler bile hala toplumsal bir gerçekliğin farkında olamıyorlar. 18 yıldır her açıdan büyük bir yozlaşmaya, istismara, toplumun içini boşaltmaya sebep olan AKP iktidarına muhalefet yapması gerekenler üslup açısından hala dönüşemediklerini, gelişemediklerini göstermektedirler. Hala on yıllar öncesindeki ideolojik fanatizm ile dünyaya baktıklarını görüyoruz. İşte son günlerde yapılan bazı konuşmalar tekrar bunu gündem haline getirdi. Kendi iktidarının yanında olmayan diğer başörtülü kadınlara, CHP’li kadınları hedefe koyarak, vitrinlik kadınlar şeklinde bir ithamda bulunma cüretini gösterdi. Kendi yanındaki başörtülüler AKP’li olduğunda makbul bacılar ama kendilerine muhalefet olanlar söz konusu olunca coplanan, taşlanan, saldırılan, linç edilen, şiddet gösterilen, ayrıştırıcı ifadeler ile nesnelleştirilen kadınlar haline getiriliyor. Özellikle başta erkekler olmak üzere kadınların giyimiyle tercihiyle ilgili hiçbir şekilde ahkâm kesme hakkına sahip değildir. Biz bütün kadınlar olarak kadın cinayetleri ile uğraşıyoruz. Her gün kadınlar katledilmeye devam ediyor. Kadınlara özgürce var olabilecekleri şartları oluşturması gereken, iktidarlardır. Politika üretmeyen iktidar artık sesini kessin. Başörtülü, başörtüsüz hiçbir şekilde kadınlarla ilgili ifadeler kullanmasınlar. Bizim bunlara karnımız tok, bizim bunlara ihtiyacımız yok.”
‘YAKIŞIKSIZ BULUYORUM’
DEVA Partisi Sosyal Politikalar Başkanı Elif Esen, kadın bakış açısını önceleyen bir parti olduklarını ve kadının DEVA Partisi için teşkilatın ana gövde unsuru olduğunu söyledi. Erdoğan’ın ‘vitrin süsü’ söylemini yakışıksız bulduğunu belirten Esen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şahsım adına bu söylemleri, vitrin kelimesini doğru bulmuyorum. Artık bugün bu mağduriyet söylemleri çok gerilerde kaldı. Açıkmış, kapalıymış böyle ayrımların olmadığı bir toplum barışını biz bireyler olarak yaşıyoruz. Bunun hala siyasi malzeme yapılması, kullanılması, yeniden toplumun ayrıştırılması bana çok çirkin geliyor. Yeniden o günlere geri dönüleceğini düşünmüyorum. Evet, AKP’nin kazanımlarından biridir. Kazanım olarak da görmemek lazım çünkü bir hakkın iadesidir. Biz DEVA Partisi olarak yapılan bütün kazanımların arkasındayız ve buna sahip çıkacağız. Ama bugün görüyoruz ki ülkemizde hak ihalelerinde, hukukta, adalette, ekonomide önemli kayıplar yaşanıyor. Biz bu kayıpların yeniden kazanılması, çözüm üretilmesi içinde elimizden geleni yapacağız. Özellikle bu mağduriyeti yaşayan biri olarak da bu kazanımları korumak için elimden geleni yapmaya hazırım.”
‘KİŞİ BAŞÖRTÜSÜ TAKAR TAKMAZ, BU ONUN TERCİHİDİR’
CHP PM üyesi Avukat Sevgi Kılıç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemlerini kınadığını belirterek, “Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında inanç, etnik köken, kılık kıyafet veya başka hiçbir ayrım olmadan kadınlar toplumun her alanında eşit haklara sahip olacak ve toplumsal barış sağlanacak” dedi. Yapılan ayrımcılığı kabul etmediklerini söyleyen Kılıç sözlerine şöyle devam etti:
“Kişi başörtüsü takar takmaz. Bu onun tercihidir. Etnik kimlik, yaşam tarzı, cinsiyet veya inanç üzerinden siyaset yapılmasının ve toplumun kategorize edilmesinin tam karşısındayız. Kişi başörtüsü takar takmaz; bu onun tercihidir. Benim görevim, onun tercihine saygı duymaktır.”kaynak: artı gerçek