29 Aralık’tan beri kendisine ulaşılamayan eski Başbakanlık raportörü KHK’lı Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in tıp fakültesi 3. sınıf öğrencisi kızı Nursena Küçüközyiğit, Kronos’a konuştu: “Babam ‘Geleceğim’ demişti ama gelmedi. Çevresinde kaçırmalarla ilgili duyumların konuşulduğunu söylüyordu, ilk aklımıza gelen bu.”
CEM MORA-KRONOS
Eski Başbakanlık raportörü KHK’lı Hüseyin Galip Küçüközyiğit’ten 29 Aralık Salı gününden bu yana haber alınamıyor. Bu durum ‘Yeni bir kaçırma vakası mı?’ sorusunu beraberinde getirdi.HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu tarafından duyurulan gelişmeyle ilgili ‘Babam Nerede’ kullanıcı adıyla Twitter hesabı açan Nursena Küçüközyiğit, Kronos‘a açıklamalarda bulundu.En son 29 Aralık 2020 Salı günü saat 15:30 ile 16:30 arasında Ankara Maltepe Camii’nin hemen karşısındaki ofisinden 34 FNF28 plakalı Mazda 323 model aracıyla Gölbaşı’na doğru hareket ettiği tahmin edilen babası Hüseyin Galip Küçüközyiğit hakkındaki endişelerini dile getiren Nursena Küçüközyiğit, yetkililerden yardım istiyor.
SOSYAL MEDYADAN SORDU, YETKİLİLERE YAZDI: BABAM NEREDE?
Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Nursena Küçüközyiğit (20), polise başvurduğunu, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na bilgi verdiğini, Ankara Barosu’na e-posta attığını ve CİMER’e dilekçe yazdığını belirterek, başsavcılığa sokağa çıkma yasakları yüzünden pazartesi günü başvuru yapacağını söyledi.
Küçüközyiğit, babasının kaybolmasıyla ilgili şunları ifade etti: “Tam sokağa çıkma kısıtlamalarına denk geldi. 3-4 saat ulaşamayınca hemen polise gitmek istemedim. İnsan bir gün, iki gün telefonunu şarj etmeyebilir ama beş gün asla böyle bir şey olmaz. Farklı şehirlerde yaşadığımız için takibini yapmakta da zorlanıyorum. Şu an sadece evde oturup internet üzerinden insanlara ulaşarak olayı duyurmaya çalışıyorum.”
PARLAK BİR KARİYERİ VAR
İki yıl önce annesinin ve babasının boşandığını, lise eğitimine devam eden 15 yaşında bir kardeşinin olduğunu kaydeden Nursena Küçüközyiğit, “Dürüst, sevecen ve adil biriydi, okumayı severdi” sözleriyle tarif ettiği babasıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Babam hukuk müşaviriydi, 17/25 Aralık operasyonlarından sonra Başbakanlık raportörlüğüne aldılar. Daha sonra da ihraç ettiler. Konya’da 1973 yılında doğdu babam. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Bir dönem yüksek lisans çalışması için Almanya’da bulundu. Bir süre Ulusal Ajans’ta çalıştı. Hukuk müşavirliğine atandıktan bir süre sonra ise Başbakanlık raportörlüğüne aldılar. O sıralar babam, kendisine çok iş verilmediğini söylüyordu. 15 Temmuz’dan sonra babamı ihraç ettiler (01 Eylül 2016). Dava açılmıştı. 2018 yılında kendisi teslim oldu, yargılandı, örgüt üyeliğinden 6 yıl 3 ay ceza verdiler. Yaklaşık 6-7 ay cezaevinde kaldı. 6 Mayıs 2019’da son duruşması yapıldı ve istinaf süreci öncesi cezaevinden tahliye edildi.”
‘BABAMLA AYRI ŞEHİRLERDE YAŞIYORDUK’
Annesi ile babasının 15 Temmuz’dan sonraki zorlu süreçte boşandıklarını belirten Küçüközyiğit, “Ama medeni iki insan olarak yollarını ayırdılar.” diyerek sonrasındaki gelişmeleri şöyle anlattı:
“Babam, 2019 yılının başında cezaevinden çıktı. Babam çıktıktan sonra Ankara’da yaşamaya başladı. Biz de annemle Kocaeli’ye taşınmıştık boşanma süreci sonrasında. Ankara’da kardeşinin bir ofisi vardı, orada çalışmaya başlamıştı babam. Orada istinaf sürecinin sonuçlanmasını bekliyordu. Her gün kardeşimle beni düzenli arayıp soruyordu. İki haftada bir de Kocaeli’ne bizi görmeye geliyordu. En son 16 Aralık’ta kız kardeşimle beni görmeye gelmişti arabasıyla. O döneme özgü babamın herhangi bir tedirginliği yoktu ama bize kaçırılan insanlardan söz etmişti. Bazı insanların bir anda ortadan kaybolduğunu söylüyordu. Ama biz de soru sormuyorduk, yakıştıramıyorduk, bizim başımıza gelmez sanıyorduk.”
‘HER GÜN TELEFONLA KONUŞUYORDUK, O GÜN CEVAP VERMEDİ’
Babasından haber alamadığı zorlu süreçle ilgili ise Nursena Küçüközyiğit şunları söyledi:
“Biz her gün telefonla konuşmaya devam ediyorduk babamla. Her şey gayet normal devam ediyordu. Yılbaşı için yanımıza gelmek istediğini söylemişti hatta. 3-4 gün tatil ve sokağa çıkma yasağı olduğu için bizimle geçirmek istiyordu. 29 Aralık 15:39’da konuşmuşuz bunu. Babam bana ‘geleceğim’ demişti. ‘Tamam’ dedik. ‘Yarın sabah yola çıkacağım öğlene doğru orada olurum’ demişti. Ertesi gün oldu. Babam gelmedi. Endişelendik. 30 Aralık boyunca bekledik, gelmedi. Sonrasında 31 Aralık’ta ben polise gittim. En son Kocaeli’ne bizim yanımıza geleceğini söylemişti. Haber alamayınca arkadaşlarına ve amcalarıma sorduk. Onlar da en son 29 Aralık Salı günü konuştuklarını söylediler. Sonrasında haber alan yok, muhtemelen en son biz konuştuk. En son göreni tam olarak bilmiyoruz.”
‘BİZİ BU KADAR UZUN SÜRE HABERSİZ BIRAKMADI’
Babasının neden kaçırılmış olabileceğine ilişkin ise Küçüközyiğit, başka bir ihtimalin aklına gelmediğini belirtiyor:
“Kaçırılma durumundan emin olmaktan çok böyle bir ihtimalin aklımıza bile gelmemesi gerekiyor normalde ama babamın belli bir sağlık sorunu yoktu. Hiçbir zaman bizi bu kadar uzun süre habersiz bırakmadı. Telaşlanacağımızı bilir. Hakkında kaçması gereken herhangi bir dava yok. Her şey gayet yolundaydı. Kendine ait küçük bir ofisi var onunla ayakta durmaya çalışıyor. Bizi düzenli görebiliyor. Kendisi çevresinde kaçırılmaları duyduğunu bize söyledi. İlk aklımıza gelen bu oldu maalesef.”
Küçüközyiğit, daha önce kulağına kaçırma haberlerinin geldiğini, bir gün başlarına böyle bir olayın geleceğini düşünmediklerini anlatıyor. “Böyle haberleri okuyunca çok üzülüyorduk ama insanın aklına gelmiyor. ‘Ya bana olursa’ diye düşünmek istemiyorsun. O psikolojiyle çok ayakta durabileceğime de inanmıyorum ben. Şu anda bile o eski kaçırılma haberlerini okumamaya çalışıyorum.” diyor ve ilgililerden yardım bekliyor:
“Bir an önce babamın bulunmasını istiyorum. 3-4 kere karakolu aradım, bana bilgi veremeyeceklerini söylüyorlar. Bilgi verecek makamlara ulaşmaya çalıştığımda ‘mesai saati değil, onlara biz bağlayamayız’ diyorlar. Hiçbir yere ulaşamıyorum şu anda. Babamın durumu hakkında hiçbir fikrim yok. Bir an önce bulunmasını istiyorum sadece.”