Özgür Gündem gazetesinde ‘gönüllü’ eş genel yayın yönetmenliği yaptığı dönemde hakkında onlarca dava açıldığını ve ‘silahlı terör örgütü üyesi’ olmakla yargılandığını anlatan İnsan Hakları Savunucusu Avukat Eren Keskin, Türkiye’de ‘sahte bir kavga’ yaşandığını söyledi.
Cemaat’e yönelik yürütülen soruşturma ve davalarda yapılan insan hakları ihlallerine dikkat çeken ve toplumun büyük bir kesiminin sessiz kaldığını hatırlatan Keskin, “İktidar sahipleri ile aynı ittihatçı zihniyetten beslenen ancak kendilerini muhalif olarak tanımlayanların arasındaki sahte kavganın içine hapsedilmiş durumdayız. Sahte bir kavga yapıyorlar. Aralarında hiç bir fark yoktur. Biz onların sahte kavgaları içinde maalesef esas mağdur olan kesimiz.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Af Örgütü, 24 Ocak Risk Altındaki Avukatlar günü vesilesiyle gazeteci Mehveş Evin’in moderatörlüğünde Zoom üzerinden bir panel düzenledi. Panelde Türkiye’de risk altında olan, mesleğini yapması engellenen, hapse atılan, itibarsızlaştırılan avukatların durumunu ele alındı. Paneldeki konuşmacılardan biri de Türkiye’nin önemli insan hakları avukatlarından Eren Keskin’di. Önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin bir hukuk devleti olmadığını örnekleriyle anlattı.
BARIŞ SÜRECİ BİTTİ, DAVALAR YAĞMUR GİBİ YAĞDU
Eren Keskin’in açıklamalarından ilgili bölümler şöyle: “Türkiye bir hukuk devleti değil. Şöyle ki, barış süreci döneminde Özgür Gündem gazetesine hiç dava açmadılar. Oysa o zaman da gazetenin yayın politikası aynıydı. Ama barış sürecinin bitişinin ardından bombardıman gibi davalar gelmeye başladı. Eş genel yayın yönetmenleri olarak hakkımızda toplam 143 dava açıldı. Bunun dışında Özgür Gündem ana davasında da silahlı terör örgütü üyesi olarak yargılanıyorum. 15 Şubat’ta karara çıkacak. Savcı mütaalasında beni örgütün kalem silahşörü olarak tarif etti. Hukuki hiç bir karşılığı yok aslında. Toplam 17 yıl iki ay cezam var. 458 bin lira para cezası var. Para cezalarından kesinleşenler oldu. Ancak hapis cezası henüz kesinleşen olmadı. Bunda sanıyorum uluslararası kampanyaların etkileri var. Her an cezaevine girebiliriz endişesiyle yaşıyoruz.”
ERGENEKON SANIKLARINA GÖSTERİLEN İLGİ BİZDEN ESİRGENİYOR!
“Bu arada Cumhurbaşkanlığı hiç vakit kaybetmiyor. Kesinleşen para cezalarıyla ilgili hemen baroya başvuruyor. İstanbul Barosu da sağolsun hemen disiplin cezası veriyor. İstanbul Barosu, Ergenekon davası sanıklarına gösterdiği ilgiyi bizlere, diğer muhalif isimlere maalesef göstermiyor. Yani siz şikayet ettiğiniz sisteme benziyorsunuz. Aslında bizim temel sorunumuz bu; egemenimize benziyoruz. Siz iktidara geldiğinizde şikayet ettiğinizin aynısını yapıyorsunuz.”
CEMAAT YARGILAMALARINDA BİR ÇOK HAK İHLALİ VAR
“Bakın bugün Cemaat’ten yargılanan insanlara bir çok hak ihlali yapılıyor. Kadınlara çıplak arama yapılıyor, sorgusuz sualsiz sadece bankaya para yatırdığı için insanlar ceza alıyor, hapislerde yatıyorlar. O kadar büyük hukuksuzluk var ki! Biz uzun yıllar önce Tayyip Erdoğan için eylem yapmış insanlarız. Şiir okuduğu için cezaevine girdiği dönemde. Ancak maalesef bu coğrafyada iktidar sahipleri, aynı ittihatçı zihniyetten beslenen kendilerini muhalif olarak tanımlayanların arasındaki sahte kavganın içine hapsedilmiş durumdayız. Sahte bir kavga yapıyorlar. Ve gerçekten demokrasi isteyen 3. bir grubun ortaya çıkmasını istemiyorlar. Siz kürt sorunu, Ermeni soykırımı, Kıbrıs meselesi dediğinizde hemen birleşirler. Aralarında hiç bir fark yoktur. Biz onların sahte kavgaları içinde maalesef esas mağdur olan kesimiz.”