Mahkeme, 2006 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan’ı “ABD’nin köpeği” şeklinde betimleyen kolaj sanatçısı Michael Dickinson hakkında Türk mahkemeleri tarafından verilen kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı buldu.
2006 yılında, dönemin Başbakanı Erdoğan hakkında hazırladığı bir kolaj çalışması nedeniyle Türk mahkemelerinde yargılanan İngiliz sanatçı Michael Dickinson, Ankara’ya karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde açtığı ifade özgürlüğü davasını kazandı.
Gündemine 2011 yılında taşınan davayla ilgili kararını bugün açıklayan AİHM, Türk yargısının Dickinson davasında ifade özgürlüğü ile özel yaşama saygı arasında “uygun ve uyumlu bir ölçüm yapamadığı” sonucuna vardı.
AİHM gündemindeki Dickinson davasının temelinde Irak’ın Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve müttefikleri tarafından işgaline karşı 16 Mart 2006 tarihinde İstanbul Kadiköy’de Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu girşimiyle açılan bir sokak sergisi bulunuyor. Sergide Dickinson tarafından hazırlanan ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ABD Başkanı “George W. Bush’un köpeği” olarak betimleyen bir kolaj çalışması da yer almış, bu eser nedeniyle sergi organizatörüne karşı hakaret davası açılmıştı.
Dickinson 12 Eylül 2006 tarihinde duruşmaya gelerek, davaya neden olan kolaj çalışmasını adliye sarayı içinde kalabalığa göstermiş, bu nedenle gözaltına alınıp üç gün geçici tutuklu kalmış ve hakkında Kadiköy Cumhuriyet Savcılığı tarafından “Başbakana hakaret” temelinde suç duyurusunda bulunulmuştu.
İlk davada beraat
Kadiköy 2. Sulh Ceza Mahkemesi, tutuksuz yargılanan Dickinson’ın davasında 25 Eylül 2008 tarihinde karar açıklamış ve bir sanatçı olarak ifade özgürlüğünü kullandığı ve kendisine yönelik suçlamadan mahkum edilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine (AİHS) aykırı olacağı gerekçeleriyle beraatine hükmetmişti. Ancak savcı bu kararı Yargıtay’a taşıyıp, bozdurmuştu. Yargıtay’ın gerekçeli kararında, “İngiliz vatandaşı olup 20 yıldır Türkiye’de yaşayan ve çeşitli eğitim kurumlarıyla üniversitelerde hocalık yaptığı anlaşılan sanığın, Türk örf ve adetlerinden uzak olmayan bir yaşantı içinde olduğu ve eylemin ülke kamuoyundaki etkisini bilebilecek durumda bulunduğu gözetilmeden suça konu kolajın siyasi eleştiri ve mesaj içerdiği, sanığın suç kastının bulunmadığı biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle hükümlülüğü yerine beraat kararı verilmesi yasaya aykırı ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına karar verildi” ifadelerine yer verilmişti.
İkinci davada mahkumiyet
Bu karar sonrası dava Kadiköy Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Mart 2010’da yeniden ele alınmış, Dickinson, Türk Ceza Kanununun hakaretle ilgili 125’inci maddesi temelinde, “Başbakana hakaret ettiği” için 425 gün hapis cezasına mahkum edilmişti. Kolaj çalışmasının “Başbakanın gurur ve saygınlığını ayaklar altına aldığına” hükmeden Mahkeme, cezayı paraya çevirmiş ve “Gelecek beş yılda Erdoğan’ı konu edinen yeni bir çalışma hazırlamazsa cezasının iptal edileceğini” kararlaştırmıştı. Gerekçeli kararda, Dickinson hakkındaki iddianamenin AİHS ve Türk anayasasında belirlenen ifade özgürlüğü kapsamına girmediği not edilmişti.
AİHM gerekçeleri kabul etmedi
Türk hükümeti AİHM önünde bu kararı savunsa da AİHM yargıçlarını ikna edemedi. Avrupa Mahkemesi, Dickinson tarafından gerçekleştirilen çalışmanın siyasal eleştiri ve Türkiye’nin dış politikasıyla ilgili tartışmanın parçası olduğu kanaatine vardı. Kamuya mal olmuş bir kişi için kabul edilebilir eleştiri sınırının sıradan bir bireye nazaran daha esnek olması gerektiğine dair içtihadını hatırlatan Mahkeme, siyasilerin özellikle hicve dayalı eleştiriye daha hoşgörülü davaranmaları gerektiğiyle ilgili içtihadından örnekler verdi. Mahkeme ayrıca kamusal tartışmaya katılan her bireyin, başkasının hak ve itibarına saygıda belirli sınırları aşmaması gerekse de, belirli dozda tahrik ve abartıya başvurmasının mümkün olduğuna vurguda bulunarak, her türlü sanatsal ifade şekli ve hiciv ve ironiye dayalı ifade biçimlerinin de bu kapsama girdiğini belirtti.Dickinson hakkındaki gözaltı ve geçici tutukluluk kararlarının meşru olmadığı sonucuna varan AİHM, davacı hakkında ulusal mahkeme tarafından verilen son kararı ise “kamuyu ilgilendiren konular hakkında kendisini ifade etmesinin önünde caydırıcı bir unsur” olarak gördü. Türk mahkemelerinin Dickinson’ın ifade özgürlüğü ile karşı tarafın özel yaşamına saygı arasında orantılılık kuramadığı sonucuna vardı.Karar AİHM’nin 7 yargıçtan oluşan bir dairesi tarafından oy birliğiyle alındı.Söz konusu karar gereği Ankara İngiliz sanatçıya 2 bin euro manevi tazminat ödeyecek.Kayhan Karaca / Strasbourg© Deutsche Welle Türkçe