Rabbimize esma-i hüsnanın ezelden ebede kadar tecellileri adedince hamdolsun ki, bizi tekrar rahmet, mağfiret ve inayet mevsimi olan Üç Aylara kavuşturdu.
Bugün Üç Ayların başlangıcı, Recep ayının ilk günü.
Ağaçların yaprakları, denizlerin dalgaları, yağmurların damlaları adedince şükürler olsun Rabbimize.
Üç Aylar olan Recep, Şaban ve Ramazan ile Regaib, Miraç, Berat ve Kadir Gecelerini bize ihsan ettiği için Rabbimize ne kadar şükretsek azdır.
Niçin?
Çünkü Kur’an’ın ifadesiyle dünya hayatı bir imtihandır, yaratılış gerekçemiz Allah’a iman ve ibadet etmektir. Kim iman ve salih amelle bu imtihanın hakkını verir, yaratılış gerekçesine uygun ibadetler yaparsa ebedî saadet yurdu olan cennete girecektir.
Ne var ki, bizim bu kısa dünya hayatındaki iman, ibadet, salih amel, ihlas ve takvamız yetersizdir, cenneti kazanmaktan çok uzaktır.
İşte rahmet ve mağfireti sonsuz olan Rabbimiz, dünyanın geçici zevklerine dalan ve günah denizlerinde yüzen bizler için fırsatlar zinciri yaratmıştır.
Günde beş vakit namaz, haftada bir gün Cuma bu fırsatlar zincirinden nuranî halkalardır.
Bir hafta içinde Cuma günü yapılan ibadetlere ve dualara kat kat sevap veren Rabbimiz, yıl içinde de Kur’an’ın doğum ayı olan Ramazan’da ve onun komşuları olan Recep ve Şaban’da yapılan ibadetlere yüzlerce, binlerce kat ecir ihsan etmektedir.
Üç Aylardaki İlâhî ihsanların bolluğundan dolayı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Üç Aylara girince, “Allah’ım! Receb’i ve Şaban’ı hakkımızda bereketli eyle, bizi Ramazan’a ulaştır” diye dua ederdi (Müsned, 1: 259).
Biliyorsunuz “bereket” bolluk ve çokluk anlamında kullanılır. Az yemeğin çok kimseyi doyurması üzerine, yemeğin bereketli olduğunu söyleriz. Nitekim bazen üç kişilik yemeğin beş veya on kişiye yettiği görülmüştür. Özellikle Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Allah’ın izniyle gösterdiği bereketle ilgili mucizelerde iki kişilik yemek yüzlerce sahabeye kâfi gelmiştir.
Bu ayların bereketli olması demek, yapılan ibadetlere verilen sevapların kat kat olması demektir. Nitekim Üç Aylardaki bu bereketi ve salih amellere verilen sevaplardaki bolluğu ifade için Bediüzzaman Hazretleri, talebeleriyle birlikte kaldığı Afyon Hapsinde iken yazdığı bir mektupta şöyle der:
“Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevaplı ibadet ayları olan şuhûr-u selâse (Üç Aylar) gelecekler. Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şaban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar. Bu pek çok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhûr-u selâseyi böyle bire on kâr veren medrese-i Yusufiyede geçirmek, elbette büyük bir kârdır. Ne kadar zahmet çekilse ayn-ı rahmettir.” (Şualar, 14. Şua)
Burada geçen rakamlar çok dikkat çekicidir. Kadir gecesinde yapılan bir ibadete 30 bin kat sevap verilmesinin kaynağı, Kadir Suresidir. Bu surede bulunan “Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır” ifadesi göstermektedir ki, bir ayda 30 gece bin ayda ise 30 bin gece bulunduğundan bir Kadir Gecesi 30 bin geceden daha değerli ve önemlidir. Üstad Hazretleri buradan hareketle, bu gecede yapılan ibadetlere bir değil, tam 30 bin kat sevap verildiğini müjdelemektedir.
Üç Aylar ve diğer mübarek gecelerle ilgili verdiği rakamların kaynağını bilmiyoruz. Ancak onun gibi bir allâme, bir ehl-i keşif, bir müceddid rastgele bir ifade kullanmayacağı için verdiği rakamlara ve müjdelere itimat ediyoruz. Elbette ki o bir keşfine, bir işarete veya bir beşarete göre bu rakamları yazmaktadır.
İnanıyoruz ki, mümin kullarına Ramazan’da ve Kadir Gecesinde en zirve sevapları veren rahmeti sonsuz Rabbimiz, Recep ayında bire yüz, Şaban ayında ise bire üç yüz verebilir.
Zaten bir hadiste belirtildiği gibi bir Kur’an harfine 10 sevap ihsan eden kudreti sonsuz, hayalimizin üstünde lütuflarda bulunabilir.
Dünyadaki alış verişlerimizde rastladığımız basit indirimleri ve hediyeli satışları çok önemseyen ve sosyal medyadan paylaşan bizler, Üç Aylar ile Regaib, Miraç, Berat ve Kadir Gecelerindeki bu muhteşem lütuf, ikram ve ihsanlardan dolayı sevinçten bayram etmemiz, gece gündüz ibadet ve dualarla, evrad ve ezkarlarla yeri göğü lerzeye getirmemiz gerekir.
Başka neler yapabiliriz?
Hem ferdî hayatımızda hem de ailece ibadet programları yapabiliriz. Arkadaş çevremizle hatimler, evradlar paylaşabiliriz. Başta farz ibadetlerimiz olmak üzere diğer nafile namaz ve oruç konusunda, himmet ve muavenet hususunda birbirimizi teşvik edebiliriz.
Unutmayalım: Dünyadaki zulüm ve haksızlığı durdurmak için fiilî duayla birlikte kavlî duaya ve her türlü ibadete çok ihtiyacımız var. Üç Aylar ve Ramazan sadece fırsat değil, muhteşem fırsatlar zinciridir.
Elbette Rabbimize şikâyetimiz yok, ama yaşanan zulümlerden dolayı o kadar bunaldık ki, o kadar üzülüyoruz ki, o kadar acı çekiyoruz ki… Ateş sadece düştüğü yeri değil, yüreğimizi öyle bir yakıyor ki…
İşte muazzam fırsatlar hazinesinin içindeyiz. Rabbimizin rahmet, mağfiret, inayet, fetih, nusret, tevfik, ferec ve mahrecini cezb ve celb edecek bir mevsimdeyiz.
O zaman haydi dua ve ibadet seferberliğine…
Çok önemli bir hatırlatma:
Üç Aylar ve mübarek gecelerin ihyasıyla ilgili geçmiş yıllarda yazdığımız yazıları internetten kolayca bulmanız mümkün. O yazılarda ihya ve değerlendirme adına teşvik edici çok örnekler ve tavsiyelerde bulunduk. Tekrara girmemek için çok önemsediğimiz o hususları buraya kaydetmiyoruz. Ama onlar her zaman geçerli hususlardır. Bu konuda bizim ve diğer hocalarımızın yazı ve videolarını izleyip paylaşarak dünyamızı bir mescide ve zikirhaneye çevirebiliriz.