Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı E. Fuat Keyman, “Mutsuz, adaletsiz, güvensiz Türkiye” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Karar’da yayınlanan yazısında Keyman, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2003’ten beri her yıl düzenli yaptığı “Yaşam Memnuniyeti Araştırması”nın 2020 sonuçları açıklandı. İnsani Gelişme Vakfı (İNGEV) 2018 ve 2020’de yaptığı “Sosyal Uyum Karşılaştırmalı Araştırması”nın sonuçlarını yayınladı. Her iki araştırmanının verilerine baktığımız zaman görüyoruz ki: Güzel ülkemiz insanların mutsuzlaştığı; birbirlerine ve kurumlara güvenmediği; başta gelir adaletsizliği olmak üzere, ciddi adalet sorunları yaşayan “mutsuz, güvensiz, ve adaletsiz bir ülke”ye dönüşüyor. Dönüşüyor diyorum çünkü en azından mutluluk araştırmasının gösterdiği gibi bir zamanlar, 2000’li yıllarda, yüzde 50’nin üzerinde mutluyum diyen insanların olduğu bir Türkiye vardı. Karar ekonomi yazarı İbrahim Kahveci’nin, bu konudaki yazısında (19/02/29021) doğru olarak saptaması gibi “Bir zamanlar mutluluk vardı”. Ama artık yok, ya da giderek yok olmaya doğru gidiyor” dedi.
İnsanlar kurumlara güvenmiyorlar
Mutsuz bir ülkede yaşadığımıza dikkat çeken Keyman, “Benzer durum, güven alanında da yaşanıyor. İnsanlar kurumlara güvenmiyorlar. Kurumlara güvensizlik son yıllarda giderek artıyor. Özellikle, mahkemelere, siyasî partilere, (yerleşik) medyaya ve TV’ye güven ciddî oranlarda azalıyor. Bizi yöneten ve bilgi almamız gereken kurumlara güvenmiyoruz. Kurumlara güven duymadığımız bir ülkede yaşıyoruz. Dahası birbirimize de güvenmiyoruz. Hele bizden farklı olanlara güvensizliğimiz yüksek derecede. Türkiye’de, başta gelir adaletsizliği sorunu olmak üzere, hukuk ve devlet ile ilişkiler ve diğer alanlarda da ciddi adaletsizlik sorunu yaşandığına inanıyoruz. Adaletsiz bir ülkede yaşıyoruz duygusu yaygınlaşıyor. Karşımızda, son yıllarda giderek “mutsuz, güvensiz, adaletsiz bir ülke” ye dönüşen ve “sosyal uyum sorunu” yaşayan Türkiye tablosu var” ifadelerini kullandı.
İki farklı Türkiye algısı
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini eleştiren Keyman, “2002 Kasım ayından bugüne Türkiye’yi yöneten AK Parti iktidarı ve son yıllarda bu iktidarın uygulamaya soktuğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içinde özellikle 2018’den bugüne Türkiye tablosu giderek artan bir şekilde “mutsuz, güvensiz ve adaletsiz bir ülke” tablosuna dönüşüyor. Hatta bu on sekiz yıllık dönem içinde “mutlu Türkiye’den mutsuz Türkiye’ye dönüşüm” yaşandığını söylemeliyiz. Bu olumsuza gidiş eğiliminin devam etme olasılığı da yüksek. (…) Bir tarafta siyasî ve toplum yönetimi düzeylerinde, güçlü sesle dillendirilen “devlet bekası, devlet güvenliği, dış güçler, sadakat ve sabretme” söylemi ve “kutuplaşmış siyasi rekabetin” çizdiği bir Türkiye tablosu diğer tarafta da toplum düzeyinde ve insanların algılarının ve hislerinin ortaya çıkarttığı “mutsuz, güvensiz, adaletsiz bir ülke” görüntüsü veren Türkiye tablosu ile karşı karşıyayız. Birbirinden farklı ve kopuk iki Türkiye algısı ve görüntüsü, kutuplaşmış ve bölünmüş bir ülke tablosunu ortaya çıkartıyor” dedi.
“Türkiye’yi yönetenlerin ilk işinin ve amacının bu kopukluğu gidermek olması gerekir” diyen Keyman, şunları söyledi: “Ama siyasî düzeylerde yapılan tercihler ve kullanılan söylem bu kopukluğun giderek daha da derinleşmesi olasılığını güçlendirici bir nitelik taşıyor. Türkiye yeni bir hikaye gereksinimi içinde. Yeni hikaye, mutsuzluk, güvensizlik, adaletsizlik sorununa çözüm bulmaya katkı verecek bir hikâye olmalı. Ne Türkiye’yi yönetenlerin muhalefeti şeytanlaştırmaya ve tüm ülkeyi sadakate ve sabretmeye davet eden dili ne de muhalefetin söylemi toplumun taleplerine, algısına ve duygularına yanıt verecek nitelikte. Hikâyesini kaybetmiş Türkiye, aynı zamanda, mutsuz, güvensiz, ve adaletsiz bir Türkiye de. Toplumun duygu ve taleplerine yanıt verme zamanı ne zaman gelecek?”