Ahmet Altan’ın tahliye olmasının ardından sosyal medyada eski bir video dolaşmaya başladı. Altan’ın 2019’de tahliye edildikten sonra yaptığı ilk açıklamanın videosu. O görüntülerde Ahmet Altan, “İçerdeki çocuklar tahliye olmadılar. Onlar için çok üzüldüm. İçeride binlerce masum adam var” diyordu.
Önceki günkü tahliyeden sonra ise kızı Sanem Altan sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı: “Ağlayamıyorummm, bağıramıyorum, haykıramıyorum, tahliyeee diye. Böyle büyük sevinçlerin bile nasıl başkalarının acılarına karıştığını işte yine yaşayarak öğreniyorum bu memlekette! Darısı bu ülkenin tüm acıları için.. #hoşgeldinahmetaltan bu sefer gerçekten gel artık ama :))”
Hem Ahmet Altan hem de kızı Sanem Altan’ın açıklamaları benim kaldığım koğuştan tahliye olan onlarca kişinin psikolojisini yansıtıyordu. Tahliye haberini almış tutukların sevincinde hep bir hüzün vardı. Hiç kimse sevinç nidaları atmadı. Hiç kimse buradan kurtuluyorum demedi. Tahliye olanların aklı hep oradaki masum insanlara ne olacak sorusuna takılı kaldı. Beraber kaldığım arkadaşların tahliye olduğu haberini aldığımda üzerimdeki yükün biraz azaldığını hissediyorum. Çoğundan haber bile alamıyorum ama ceza almış olsa bile tahliyesi geldi diyerek teselli oluyorum.
Koğuşlarda mahkemeye giden kişiler dört gözle beklenir. İlk etapta tahliye olup olmadığı merak edilir. Dışarıdan gelen tutuklu gardiyan tarafından koğuş kapısının karşısında üst aramasından geçirilir. Bu esnada pencereden bakan arkadaşlarına tahliye olan kişi olumlu veya olumsuz işareti yaparak durumunu anlatır. Tahliye olmuşsa koğuştan alkış tufanı kopar. Tahliye haberiyle gelen kişi ise sevincini belli etmemeye çalışarak girer. Sevinmek orada kalan arkadaşlarına karşı bir saygısızlık olarak görülür.
Mahkeme kararı cezaevine ulaşanlara kısa süre içerisinde toplanması istenir. Eşyalar siyah çöp poşetine konduktan sonra koğuş kapısının yanına bırakılır.
Tahliye olan kişi herkesten helallik alır, dışarıdakilere selamı olanların selamlarını not eder. İçeride kalanlara moral verecek şeyler söyler. Koğuş kapısından çıkmadan önce herkesle son bir kez daha vedalaşır. Kalanlar tahliye olanı alkışlarla uğurlar, tahliye olan ise hüzünlü bir şekilde siyah çöp poşetine konulmuş eşyalarıyla birlikte çıkar.
Tahliye olan kişi koğuşun önündeki koridora çıktıktan sonra bile sevinemez. Uğurlama seslerini diğer koğuştakiler de duymuştur, onlar da pencereden el işaretiyle uğurlarlar. Sadece kendi koğuşu değil yanda bulunan iki koğuştakiler de tahliyelerden bu şekilde haberdar olur.
Tahliye olduktan sonra iletişim bilgileri olanların aileleri aranır ve selamları iletilir. Kısa süre içerisinde onun da tahliye olacağı temennisinde bulunulur. Belki cezaevinden sonraki en zor süreç burasıdır.
Cezaevinin kapısından çıktığında kendini bir boşlukta hissedersin. Seni almaya gelen arkadaşının telefonundan eşini ve çocuklarını arayamazsın. Parmakların birbirine dolanır, cep telefonuna ilk kez gördüğün yeni alet gibi bakarsın. Arkadaşına telefonu tekrar verirsin ve eşinin telefon numarasını söylersin araması için.
Tahliye olursun ama ruhun tahliye olmamıştır. Aklın hep oradaki masum ve mazlumlarda kalır. Onlara ne oldu sorusu aklının hep bir köşesinde durur. Sadece tanıdıkların değil görmediğin, tanımadığın binlerce masum ve mazlumun durumu aklından çıkmaz.
Cezaevinden tahliye olursun ancak bir yanın hep orada kalır. SÜLEYMAN ÖZKAYA