Küçük oğlum maskeleri, ben de resim çizmeyi çok seviyorum. Bu iki şey bir araya gelince O’na kartondan farklı maskeler yapıyorum çok hoşuna gidiyor, eğleniyoruz.
Maske deyip geçmeyin, popüler kültür, yerleşik kültür, nereye bakarsak bakalım heryerde maskeler var.
Neredeyse her coğrafyada maskeleri görebilirsiniz, Afrika’da her kabilenin, Avrupa’da her festivalin, Amerika’da her karnavalın kendine has maskeleri ve bir “Maske Kültürü” var…
Asya’da ise Şamanist âyinlerin vazgecilmezidir, maskeler. Şaman yüzünü öyle gizler ki, giyim kuşamından, çıkardığı seslerden ve kendisinden ürkersiniz…
Holywood ise tam bir Maskeli Kahramanlar cenneti, onlarca süper insanı ( ! ) onlarca farklı maske ile izleyebilirsiniz.
Maske (The Mask) filmini hepiniz bilirsiniz.
Konusu şöyledir ; Ana karakter bir “maske” bulur, yüzüne takınca bir anda herşey değişir. Maske, O’nun içinde sakladığı “gizli-bastırılmış” kişiliği-kişilikleri ortaya çıkarır, mâcerâ sürer gider…
Film kahramanının içi dışına çevrilmiş, her şeyi ayan-beyan ortaya serilmiştir.
Senarist tersten yaklaşımla ilginç bir senaryo hazırlamış.
Aslına bakılırsa insanlar maskeyi kişilikleri ortaya çıksın diye değil, tam tersine “gerçek” kimliklerini saklamak için kullanırlar…
Maske ; Karton, kumaş, deri, metal veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma “sahte” yüzdür.
Bazı insanlar sosyal çevrelerine kendilerini kabul ettirmek için, suni tavır ve davranışlarla “rol” yaparlar.
Özlerini gizlemek için kullandıkları bu sahte görünürlüğü anlatmak için “yüzüne maske takmak” tabirini kullanırız…
Evet, malesef bâzıları oynadıkları rolü maske ile perdelerler…
Bir çok insan emellerine ermek, hayatlarını kolaylaştırmak, başkaları ile iletişimlerini sürdürmek düşüncesiyle farklı maskeler takıyor, rol yapıyorlar.
Korunma, saklanma, utanma, süslenme içgüdüsü ile kullanılan neredeyse insan sayısınca maske var…
Maskeler bazen insanların arzularını, isteklerini yansıtır, bazen de gizler ve saklar…
Her iki halde de nefsin elinde aldatan bir araçtır maske…
Ben daha çok maskenin işte bu yönü ile yâni gerçek duyguları veya bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen “aldatıcı görünüş, aldatıcı davranış” için kullanılması üzerinde durmak istiyorum.
Bu haliyle maske, mert insanlar için merdûd (reddedilmiş), nâmerdler içinse baştâcıdır…
Kerhen savunduğu değerlere inanmayan, içinde o değerlerle kavga eden, fakat kendisini herhangi bir sebeple o değerlere inanıyormuş gibi göstermek isteyen insanlar maske takar.
Emelleri şuurlu olarak etrâflarını aldatmaktır…
Baksanıza Sosyal Medya ve mecrâlara heryer yüzlerini saklayan İŞİD’li haydutlar gibi, maskeli haysiyet cellatlarıyla dolu.
Aldatan, aldatana…
Yalan dolu bir dünyâ !
Dünyânın en çok maske kullanan insanları ise popülist politikacılardır, binbir maskeye sahipler.
Bence maskelerin en korkuncu ise nifâk ve elindeki maskeleridir…
Evet, en tehlikeli maske nifağın kullandığı “imân” maskesidir mü’mini her zaman aldatır.
Son dönemde Türkiye’de yaşananlar bizlere bunu “iki iki daha dört eder” netliğinde gösterdi.
“Zor oyunu bozar” derler, zor oyunları bozuyor…
Öyle bir dönem yaşıyoruz ki kimi maskesini çıkardı, kiminin maskesi düştü, kimisinin maskesi düşürüldü…
İslâm’ı kendine maske yapan ne alçaklar tanıdık.
Meğer gerçektende herkesin cebinde bir maske varmış…
Ne yazık ki sürecin zorluğu bize en yakınlarımızın bile maske kullandığını gösterdi.
Geçmişte sorgulamayı aklınızın ucundan dahi geçirmediğiniz insanların hâl ve tavrını görünce, içimizde oluşan “soru işaretlerinin kancaları” yüzlerdeki maskeleri düşürveriyor…
Çıplak gerçekle karşı karşıya kalıyor ve kahroluyoruz.
Ben artık bir kısım insanları tanıyamıyorum !
Kimileri maskesini çıkardı, kimilerinin maskesi düştü, kimilerinin maskesi düşürüldü…
Herkes kendi ayarı ile ortaya çıktı…
Bir arkadaşımın güzel bir sözü var “Hizmetin gücü kuvveti yerindeyken, herkes yüzünde bir maskeyle geziyordu, Hizmet biraz sarsılıp, güç ve kuvvet kaybedince herkes maskelerini çıkardı, şimdi herkesi gerçek haliyle görüyoruz…”
Akif hayıflanır ya, aynen öyle “Meğer ne çirkin yüzler örtermiş, incecik bir perde”
Üzgünüm, ama bu günleri yaşıyoruz !
Hesâbı olanın maske taktığını, hesâbı olmayanın maskeye ihtiyaç duymadığını gördük.
Bizim yanında olmamız gerekenler geçmişte neyse bugün de o olan, zerre miskâl değişmeyen yahut müsbete doğru değişen, gelişen insanlar olmalı…
Demekki herkes zorun mihengine vurulmalı, sınanmalıymış !
Evet, maalesef bazılarını artık tanıyamıyorum !
Çok yazık ama çok yazık !
Rabbimiz bizleri olduğu gibi görünen, yaşayan, içi dışı bir dostlara kavuştursun, onlardan ayırmasın…
Berâ-i mâlumât ;
Maske, Fransızca “masqué” kelimesinden Türkçe’ye geçmiş.
İtalyanca’daki ”maschera” İspanyolca’daki “máscara” sözcükleri de “masqué” ile ilişkili sözcüklermiş…
Ne diyeyim “maskesini çıkaran, düşüren, maskesi düşürülen” Türkçe’deki kullanımı ile “maskara” oluyor…
@MANSURTURGUT