Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Federal Almanya Anayasa Mahkemesi’ne 70 yılda 240 bin, Türkiye’de 9 yılda ise 312 binden fazla bireysel başvuru yapıldığını açıkladı. Arslan, mahkemenin önündeki en büyük engellin iş yükü ve mahkemelerin emsal kararları dikkate almaması olduğunu ifad etti.
Anayasa Yargısı Araştırmaları Merkezi (AYAM), Global Hukuk Programları Direktörlüğü (IGUL/Bahçeşehir Üniversitesi), Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (CIFAL İstanbul/UNITAR) iş birliğinde “İnsan Hakları Yargısına Bakış” konulu çevrimiçi program düzenlendi. Programda AYM Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hakimi Doç. Dr. Saadet Yüksel, Arizona Federal Bölge Mahkemesi Kıdemli Hakimi David G. Campbell konuşmacı olarak katıldı.
AYM Başkanı Arslan, Türkiye’de bireysel başvuru hakkının insan haklarını gelişimi açısından önemli bir adım olduğunu ifade ederek, yurttaşların uyuşmazlıklarda “Gerekirse AYM’ye kadar gideceğim” dediğini aktardı. Arslan, AYM’nin önündeki iki büyük sorunu “iş yükü” ve mahkemelerin “objektif etkiyi uygulamamak” olarak açıklayarak, Türkiye’deki iş yükü ile Almanya’daki iş yükünü karşılaştırdı. Arslan, Almanya’nın nüfus bakımından Türkiye’ye benzediğini hatırlatarak, Federal Almanya Anayasa Mahkemesi’nin iş yükü ve kendi iş yükleri arasındaki farkı şöyle açıkladı:
“Federal Almanya Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun başladığı 1951 yılından 2020 yılına kadar geçen 70 yıllık dönemde, bu mahkemeye toplam 240 bin civarında bireysel başvuru yapılmıştır. Türk Anayasa Mahkemesi’ne ise (bireysel başvurunun uygulamaya konulduğu tarih) 2012 yılından bu yana 312 binden fazla bireysel başvuru yapılmıştır. Buna göre Anayasa Mahkememize 9 yılda yapılan başvuru sayısı, Alman Anayasa Mahkemesi’ne 70 yılda yapılan başvurudan çok daha fazladır.”
TÜRKİYE’DEKİ İŞ YÜKÜ AİHM’E YAKLAŞTI
Arslan, 2020 yılında Alman Anayasa Mahkemesi’ne 5 bin 200 bireysel başvuru yapılırken, bu sayının Türkiye’de 40 binin üzerinde olduğuna dikkat çekti. Arslan, Almanya’da derdest başvuru sayısının 3 bin 200 civarında olmasına karşın Türkiye’de de sayının 46 bine yaklaştığını bildirdi. “Zaman zaman yaptığım bir espri var. İş yükü konusunda bizim tek rakibimiz var. O da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)” diyen Arslan, 47 ülkeden başvuru alan AİHM’in derdest dosyasının 64 bin civarında olduğunu açıklayarak, “Türk Anayasa Mahkemesi ile bu konuda yarıştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Tabii biz bu yarıştan memnun değiliz. İsteğimiz burada iş yükünün azalması” dedi.
“AMAÇ BATAKLIĞI KURUTMAK”
Arslan, “sübjektif etki” olarak nitelendirilen bireysel başvurucunun zararının giderildiği dosyalardan yola çıkarak, mahkemelerin “objektif etki” ile başka dosyalara emsal hak ihlali kararını uygulamadığını ifade etti. Arslan, bireysel başvurunun nihai amacının bireylerin tek tek mağduriyetleri gidermek değil ihlal kararında tespit edilen ilkelerin benzer durumlara uygulanmasıyla, ihlale yol açan durumların ortadan kaldırılması olduğunu söyledi. Arslan, “Bireysel başvurudaki amaç tek tek sivri sinekleri yok etmek değil onları üreten bataklığı kurutmaktır” dedi.