Üstâd Bedîüzzamân Saîd Nûrsî Hazretleri Ahirzamân’da İmân ve Kur’ân’ın başına gelecekleri sezdiği için İmân ve Kur’ân adına çalışmaya azmeder…
Vazîfesinin “Kur’ân’ın elmas hakîkatlerini izahla, imânı tecdîd noktasında çalışmak” olduğunu söyler.
O’na göre Risâle-i Nûr şâkirdleri de “Vazifemiz hizmettir derler, hâlisâne, muhlisâne hizmet ederler”
O önderi olduğu İmân ve Kur’ân eksenli gayreti “Hizmet-i imâniye ve Kur’âniye” olarak isimlendirir…
Her ne kadar Üstâdımız’a Saîd Nûrsî, talebelerine Nûr Talebeleri, topluluğa Nurcular denilse de bilhassa Hocaefendi’den sonra koca câmia “Hizmet” olarak anılmış ve bu şekilde meşhûr olmuştur.
Seksenli, doksanlı yıllarda sağa-sola, gider-gelir, koştururken bizleri “Arkadaşımız Hizmetten” diye tanıştırırlardı…
Evet, zaman içerisinde Cemaât, Câmiâ, Hizmet Hareketi denilse de Hizmet düşüncesi hiç değişmemiştir.
Bugün tüm dünyâ bu güzel hareketi Hizmet Hareketi, “Hizmet Movement” olarak tanıyor.
Hizmet ; Bütün dinamiklerini İmân ve Kur’ân üzerine kurmuş ve bu yolla insanlığa el uzatmış, hayâtın her safhasına girmiştir, dolayısıyla Hizmet-i İmaniye ve Kur’aniye, nihâyetinde ise Hizmet-i Beşeriye’dir.
Hizmet ;
– Dîni referans alan
– Kur’an ve Sünnet’e dayanan
– Üstâd ve Hocamız’ın muasır yorumlarıyla statik ve dinamikleri belli, yedi düvele ulaşan
– her muhtâcı Allâh’la buluşturma emelinde olan
– şiârı “Müsbet Hareket” ile
– hoşgörülü
– diyaloğa açık
– ırk, renk, fark gözetmeyen
– sürekli değişip, gelişen, yeniye adaptasyonda herhangi bir sıkıntı çekmeyen
– amacı hak, hakikât ve insanlığa “hizmet” olan evrensel bir iyilik hareketidir…
Evet, umûm insanlığın kemâl ile saâdetini hedefler, dünyâ ve ahiretine hizmet eder…
Hizmet Hareketi ; Allâh rızasını kazanma ve kazandırmayı amaçlar, bu cehdi değerler üstü değer, farzlar üzeri farz görür…
Hizmet ; Hikmet ve Rahmet’le Vahdet, Nübüvvet, Haşir ve Adalete hizmet eder, bir Şefkât ve Tefekkür mesleğidir…
Hizmet ; Dîni, hukûku, ahlâkı hattâ müsbet mânada örfü dahi nazar-ı itibâre, dikkate alır.
Müsbet, fâideli değerlerle aslâ çatışmaz.
Silâh, şiddet, kin, nefret ve her nevi adâvetten doğu ile batı, arş ile ferş kadar uzaktır.
Reaksiyoner değil aksiyonerdir.
Hizmet ; Teröristin Müslüman, Müslüman’ın da terörist olamayacağını kabul eder…
İnşa, ihyâ düşüncesini hillet, halîliye ve müsbet harekete bağlamıştır.
Ergene’nin çok isâbetli târifi ile “Hareket ve içerisindeki insanlar, ahlaksızlığı, inançsızlığı, adaletsizliği, düşmanlığı ve şiddeti, provoke etme ve sapkınlık gibi eylem veya karakter özelliklerini-sıfatları tasvip etmez; fakat bu tasvip etmeme veya nefret hisleri, bu eylemlerde bulunanlara karşı değildir.”
O’nun mücâdelesi şahıs ve şahısların hâli ile degil, kaynak ve bataklıkla ilgilidir...
Özü, aslı, faslı itibâriyle bir muhabbet, bir “Sevgi” hareketidir…
Mevlânâca hoşgörüp, Yûnusca sevgi duyar…
Hizmet ; Adanmış gönüllülerden oluşan, sivil, özerk ve herhangi bir hükümete bağlı olmayan pozitif bir aksiyondur…
Rabbimize şükürler olsun ki Adanmışlar’ın yoludur !
Hizmet ; Karasevdâlıları için aşktır…
Eğitimin nûrunu, öğretimin ışığını aktâr-ı âleme taşıma gayretindedir.
Cemaât, câmia, hareket nasıl adlandırırsanız adlandırınız, değişmeyen tek şey Hizmet’in bütün güzelliğini dinden ve insanlığa âit kabul görmüş evrensel değerlerden almasıdır…
Evet, referansı Din ve İnsanlığın ortak değerleridir.
Bir vicdân hareketidir, bir Vicdanlılar Koalisyonu’nun temel taşlarını döşemektedir…
Eğer İslâm’ın dırahşan çehresini âleme göstermek isteyen bu güzel kervanın içinden dîni çekerseniz, nurunu yok edip, ademe mahkum eder, tüm ışığını söndürürsünüz.
Bununla berâber, Hizmet ; Allah ve Resûlü’nden başka kimseye minnet ve mihnet duymaz
Hak edene ise sevgi, saygı ve vefâ göstermekten de geri durmaz…
Hiçbir fâniye kudsiyet atfetmez, Yaradan’a uzaklık ve kulluk noktasında tüm beşeriyeti bir-eşit görür…
Bence Hizmet, kararan geleceğimizin, bütün muhtaçların ümit ışığıdır ve biiznillâh muvaffak olacaktır.
Rabbimiz bu mânâda hizmet etmeyi, temel donelerimize dört elle sarılmayı hepimize nasîb eylesin, yolumuzdan ayırmasın ! Âmiin…
@MANSURTURGUT