Bir Hüzünlü Bayram’ı daha geride bırakıyoruz…
Öyle bir bayram ki maalesef insanlar ne birbirlerine gidip-gelebildiler, ne de hakkı ile bir Bayram yaşayabildiler.
Hastalık korkusu her yeri kapattı, herkesi esîr aldı…
Buruk ve yanlız geçen bayramınızı tebrik ediyor, gündeme dönüyorum.
AKP kaosa teslim ;
Son iki yıldır Erdoğan neyi tutsa kurutuyor, neye el atsa elinde kalıyor.
Evet, AKP artık gündem belirleyemiyor, ülkede bir karmaşa hâkim, yön veremediği siyâsete, açıkçası kaosa teslim olmuş durumda…
Neredeyse Siyasal İslâm’ın Kızıl Elma’sı “Ayasofya’nın camiye çevrilmesi ideâli” dahi güyâ gerçekleştirilip, sahneye sürülmesine rağmen İreiz’e nefes aldırmadı.
Ortakları ile berâber bindikleri gemi hızla su alıyor, batmak üzere…
Kirli, meş’um yapının hırs, ihtiras, garez dalgaları arasında rezâlet denizine gömülmesini zevkle izleyeceğim inşâallâh.
Kaotik gündem ;
Ülkeleri batıracak devâsa gündemler Türkiye’de bir gün bile dayanmıyor, habercilerin başı dönmüş halde…
Siz bakmayın havuz medyasının yalanlarına, halkın gündemi tamamen ekonomiye kilitlenmiş durumda…
İnsanlar aç, insanlar çaresiz, insanlar intihar ediyor.
Belki de Erdoğan bir kaos oluşturarak gerçekleri unutturmaya çalışıyor ama nâfile, perîşan halkın midesinden gelen sesler, gurultular, dışarıdaki en keskin, en tiz sesleri dahi duymaya mâni…
Ülke sustu, mafya konuşuyor ;
Şimdilerde bütün Türkiye sustu, kulak kesildi, bir Mafya Babası’nı dinliyor, YouTube’a yüklediği videolar milyonlar tarafından izleniyor…
İtiraflar, tehditler, aba altından sopa göstermeler gırla gidiyor…
Yurdu terk etmek zorunda kalan Sedat Peker, iktidar partisini irdeleyip, ırgalayarak, kendisine bir çıkış arıyor.
Muhtemelen bu vesîle ile birçok kelle gidecek.
Diğer tarafta Alaattin Çakıcı hapisten çıkınca Kılıçdaroğlu’na yazdığı hakâret dolu mektuplarla “ben buradayım” deyip varlık arzederken, bugünlerde ise dövlet adına Peker’e parmak sallıyor.
Devleti yıkmaya çalışan da, korumaya çalışan da bir mafya babası (?)
Ne dövlet ama, olmadık şeyler sıradan, imkansız şeyler mümkinâttan…
Mesele ne mi ?
Bir yandan Mafya ile siyâsetin dostluk ve ortaklığına, diğer yandan kavga ve savaşına şâhit oluyoruz.
Bence tek mesele var, rant !
Evet rant, siyâseti kılıf yapan domuzların yiye yiye bitiremediği devlet, millet malı, yâni sizin paranız…
Gerisi koca bir yalan, ne vatan, ne bayrak, ne ezân sevgisi hepsi, hepsi hikâye…
Ortadaki kemik çok ama çok yağlı, koca bir ülke bütün kaynakları ile talan ediliyor.
Derînler, Siyâset, Mafya elele ;
Derûn Devlet, Siyâset, Mafya elele vermiş Anadolu’yu zâlim, acımasız bir sülük edâsıyla sömürüyor, iliklerine kadar kurutmak üzereler.
17/25 Aralıklar, Rezâlar, Halk Bankaları, soyulan THY’ler, içi boşaltılan Varlık Fonları “ye ye” bitmiyor !
Bitmiyor mu acaba ?
Hesâb etmekten âciz kaldığımız 128 milyar dolar nerede ?
Hayır, hayır kâsenin dibi göründü, bu harâmiler biraz daha sofrada otururlarsa Anadolu Halkları derin bir “ahh !” çekip avuclarını yalayacak…
Nasıl bu hâle geldik ?
Herşey İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni Recep‘e verdiğimiz gün başladı.
“Tayyip” orada nasıl bir kadro kurduysa, “Erdoğan” o kadroyla güzelim yurdu soyup soğana çevirdi.
Arada uyanır gibi olanları da efsunlayıp tekrâr uyuttular…
Erdoğan’ın mahâreti ;
Herifçioğlu üç türlü elemanı seviyor,
– profili düşük, şahsiyetsizler
– suça bulaşmış, kullanılmaya müsâit hırsızlar
– para ile alınmış, lükse alıştırılmış, kendini satan tipler…
Her alanda, heryerde olan bu tipler Erdoğanist değil, mefaatperest zavallılar…
İreiz bu tipleri yemleyerek “tamah” damarlarına para zerkederek pâreliyor.
Ahirette de pârelenirler inşâallâh (Âmiin!)
Ha ! Birde korkaklar var, gölgesinden dahi korkanların ödünü öyle patlattı ki, tık diyebilene aşkolsun…
Kılavuz karga ( ? )
İşte bütün bu gruplar tarihte eşi görülmemiş bir pisliği misk-ü amber diye yüzlerine gözlerine sürüyorlar.
Dedim ya, kemik çok ama çok yağlı…
Fakat ne yaparlarsa yapsınlar klavuzu karga olanın, burnu lağımdan çıkmaz !
Yaptıklarının hesâbını bugün olmazsa yârın verecekler…
Bir kirli herif ; Recep Tayyip Erdoğan
Derînler, siyâsiler ve mafya Erdoğan’ın sofrasında gözgöze, dizdize, vatandaşın geleceğine kaşık sallıyorlar…
Herkes kazan kazan sarhoşu !
Acâip bir ticâret çarkı kurulmuş…
İreiz öyle bir şahıs ki yirmi yılda bulaşmadığı rezâlet, batmadığı zillet, yapmadığı zulüm kalmadı.
Evet, Erdoğan bu kirli dünyâyı kendi menfaâtine göre dizayn ediyor…
Tam bir suç örgütü lideri…
Cambaza bak !
Benim korkum ; Herkes Ağar’ı, Soylu’yu, Peker’i, Çakıcı’yı, eroini, kokaini konuşurken, Erdoğan bu kargaşada kendini gizleyip, sütten çıkmış ak kaşık rolüne yatacak…
17/25 Aralık, Rezâ, Halk Bank, soyulan THY, içi boşaltılan Varlık Fonu ve benzerlerini unutturacak.
Hesâb etmekten âciz kaldığımız para ile ilgili “128 milyar dolar nerede ?” Sorusu güme gidecek…
Herzamanki gibi “Cambaza bak” derken malı götürüp, sıyrılacak.
Muhalefet, Toplumsal Muhalefet duyuyor musunuz ?
Fırsat vermemek lâzım…
Gerçek sorumlu Erdoğan ;
Soygun ve sömürü düzenini ince ince bir gergef gibi işleyen, ülkeye sıfırı tükettiren zat, yâni Erdoğan bütün bu olanların gerçek sorumlusu…
Siz bakmayın mafya, siyâset, ticâret üçgenine…
Kanmayın ayakcılık, tetikçilik yapan gazeteciler ve gazetelere…
Erdoğan silsilenin başındaki harâmî, harâmîbaşı sakın hâ unutmayın, atlamayın…
Unutmayın ! Bütün bu rezâlete yol ve yön veren, ön açan, her pislikten yüzde alan Erdoğan.
Dışı süs, içi pis, sûreti me’nûs, sireti menhûs bu şahıs, koca idâreyi yürüttü, Ergenekonik ortaklarıyla sistemi çökertip, değiştirdi…
Erdoğan’ın İslâm Dünyâsı’nda yaptığı yıkım Saddam, Kaddâfi ve Hâfız Esat’tan çok çok fazladır.
Orası Türkiye değil !
Oradaki ülke bizim yurdumuz olmaktan çıktı, orası artık bizim Türkiyemiz değil.
Orası “Şahsımın” devleti, İreizin diktatörlüğü ve bana göre Türkiye olmayan o yer, o şahsın lağım çukuru…
O kadar pislettiki, o pislik içinde debelenip duruyor.
Yazık oldu güzelim ülkemize !
Ülkemi geri istiyorum !
Ben ülkemi ve halklarını çok seviyor Türkiyemi, Anadolumu geri istiyorum…
Temizlenip, aslına dönmesi çok uzun zaman alacak…
Çok çalışmalıyız !
Ne olur gaflete düşüp, koca bir coğrafyayı, koca bir nüfüsu, koca bir zenginliği iğfâl edip, yok edeni, edenleri unutmayalım.
@MANSURTURGUT